Çocuklara yönelik cinsel istismar ve tacizin artması üzerine milyonlar tepkisini sosyal medyada “#ÇocukSusarSenSusma” etiketli paylaşımlarıyla gösterdi. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yurt yöneticilerine cinsel istismar konusunda "Cinsel istismar konusunda hikaye uyduran çocuk sayısı çok azdır. Eğer bir çocuk cinsel olarak istismar edildiğine ilişkin bilgi veriyorsa temel yaklaşım çocuğa inanmak olmalıdır" uyarısı yaptı. İstismar konusunda hikâye uyduran çocuk sayısının çok az olduğunu vurgulayan bakanlık, “Çocuklar cinsel istismarı hayal güçlerinin genişliği ile uydururlar” düşüncesinin yanlış olduğunun altını çizdi.
Hürriyet yazarı Ayşe Arman’ın, “Bir babanın 4.5 yaşındaki kızına 1.5 yıl boyunca tecavüz ettiği” korkunç olayı gündeme getirmesinin ardından cinsel tepkiler 'çığ gibi' büyüdü. Çocuklara yönelik cinsel istismar ve taciz olaylarına “#ÇocukSusarSenSusma” etiketiyle tepkiler dile getirilirken, MEB de yurt yöneticilerini uyardı. MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, özel öğrenci yurtlarının yöneticileri için hazırladığı “Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yöneticiliği” kitabında, cinsel istismar konusuna geniş bir parantez açtı.
395 sayfalık kitapta, yangından depreme, adab-ı muaşeret kurallarından kriz ve risk yönetimine kadar onlarca konuya dikkat çeken bakanlık, yurtlarda binlerce öğrencinin barındığını hatırlatarak yurtların yöneticilerine cinsel istismarın anlaşılmasına yönelik ipuçları da verdi. Kitapta, “Gençlik Çağı Uyum Problemleri” başlığında “Çocuğun gelişmini zedeleyen unsurlar” arasında cinsel istismara dikkat çeken bakanlık, istismarla ilgili doğru ve yanlış düşünceleri sıraladı. Cinsel istismarda çocuğun rızasının söz konusu olamayacağının vurgulandığı kitapta, istismarla ilgili şu bilgiler yer aldı:
- “Çocukların cinsel istismarında failler genellikle yaşları gereği mağdur üzerinde yetki, otorite veya sorumluluk sahibi konumunda bulunan erişkinlerdir. Ancak başka çocuklar özellikle ergenler de cinsel istismar faili olabilir. İstismar durumunda çocuğun rızası diye bir husus söz konusu olamaz.
- Cinsel istismar konusunda hikaye uyduran çocuk sayısı çok azdır. Eğer bir çocuk cinsel olarak istismar edildiğine ilişkin bilgi veriyorsa temel yaklaşım çocuğa inanmak olmalıdır. ‘Çocuklar cinsel istismarı hayal güçlerinin genişliği ile uydururlar’ cinsel istismarla ilgili yanlış bir düşüncedir. Çocuklar bu konuda genellikle yalan söylemezler. İlk kural çocuğa inanmak olmalıdır. Mağdurlar her sosyo-ekonomik ve her sosyo-kültürel gruptan gelen kız ve erkek çocuklardır. Olayın olduğu yer genellikle ev-okul, ev ile okul arasındaki yol gibi çocuğun içinde bulunduğu yakın çevredir.
- İstismar edilen çocuk büyüdüğünde alkol/madde bağımlılığı, depresyon, özkıyım girişimi (intihar) sıklığı 12 kata kadar; sigara bağımlılığı, sağlığını riske atacak davranışlar, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve kronik akciğer ile karaciğer hastalıkları ise 2 ila 4 kat artar. Hareketsizlik, ciddi şişmanlık, şeker hastalığı, kanser, iskelet sorunları daha sık görülür.
- İstismar durumunda ilk yapılması gerekenler; çocuğu istismar ortamından en kısa sürede uzaklaştırmak, bildirimde bulunmak ve çocuğa yardım etmek. Pansiyon personeli çocuktan istismara yönelik bir bilgi geldiğinde veya istismara yönelik ipucu gördüğünde konu ile ilgili gerçeklik sorgulanmadan bildirimde bulunma olmalıdır. Korunma gereksinimini ve suçu bildirme zorunluluğu vardır. Tüm görüşmeler ve işlemler kayıt altına alınmalıdır ve gizliliği mutlaka korunmalıdır.”
Çocuk istismarı ve ihmalinin tanımının da yapıldığı kitapta, yurt müdürlerine çocuk istismarının anlaşılmasına yönelik ipuçları da verildi. Risk faktörü olarak kabul edilen müdahalenin öncelik taşıdığı vurgulanırken, çocukluk çağındaki kötü muamelenin neden olabileceği davranış değişikliklerinden bazıları, ‘Uyku bozuklukları, aşırı talepkarlık, karşı gelme, dürtüsellik, saldırganlık, içe dönüklük, çekingenlik, ilgisizlik, aşırı uyumlu, aşırı itaatkar olma” şeklinde sıralandı.
AİLE ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, bir babanın 4.5 yaşındaki kızını 1.5 yıldır istismar ettiği iddiasına ilişkin, “Çocuğa her türlü destek sağlanıyor” açıklaması yaptı. Açıklama özetle şöyle: “Kadim değerleriyle dünyaya örnek olan bir millet olarak, insanlık dışı bu olayı anlayabilmemiz bile mümkün değil. Aziz milletimizin her bir ferdini dehşete düşüren bu menfur olay hepimizi ve toplum vicdanını derinden yaralamıştır. Menfur olayın meydana geldiği andan itibaren, sağlık, adalet ve diğer ilgili makamlarla birlikte gereken tüm işlemler yapılmıştır. Bakanlık olarak, adli süreci yakından takip ediyoruz. Çocuğumuz Bakanlığımız ekiplerinin yakın takibinde ailesi ile birlikte evindedir. Çocuğumuz ve ailesine bakanlığımızın uzman psikologları ve sosyal çalışmacıları tarafından gereken her türlü destek sağlanmaktadır.”