İlahiyatçı yazar ve Din Kültürü öğretmeni Cemil Kılıç, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendisi hakkında yeni bir soruşturma başlattığını duyurdu. Kılıç, “Diyanet'in Atatürk'e yönelik hutbesine ilişkin eleştirilerim nedeniyle itibarsızlaştırma suçu işlemişim. Kılıçdaroğlu ile görüşmemden dolayı da siyaset yapma suçu işlemişim" dedi.
Hedef gösterilen Atatürkçü ilahiyatçı yazar ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Cemil Kılıç hakkında Milli Eğitim Bakanlığı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu paylaşımları nedeniyle daha önce soruşturma başlatmıştı.
Kılıç, kişisel Twitter’dan, Milli Eğitim Bakanlığı’nın “yine” soruşturma başlattığını duyurdu. Kılıç, soruşturmanın Diyanet'in Atatürk hutbesine ilişkin eleştirileri ve Kılıçdaroğlu ile görüşmesi gerekçe gösterilerek açıldığını bildirdi.
Kılıç, paylaşımında “MEB, az önce hakkımda yine soruşturma açtı. Diyanet'in Atatürk'e yönelik hutbesine ilişkin eleştirilerim nedeniyle itibarsızlaştırma suçu işlemişim. Kılıçdaroğlu ile görüşmemden dolayı da siyaset yapma suçu işlemişim. 2 kez kademe durdurma cezası verilip ihraç ediliyorum.
Atatürk Cumhuriyetini savunmaktan vazgeçmem...” ifadelerini kullandı.
Konuya ilişkin Sözcü gazetesinden Fırat Fıstık değerlendirmelerde bulunan Kılıç şunları söyledi:
Yaptığım açıklamalar öteden beri Diyanet'i rahatsız ediyordu. Aynı zamanda Türkiye'deki tarikat ve cemaatlerin önemli bir bölümünü rahatsız ediyordu. Çünkü ben laik bir Türkiye'yi, Atatürk ilke ve devrimlerini savunuyordum, hala da savunuyorum. Açılan soruşturma ve ihraç sürecinin başlatılması birtakım gerici çevrelerin isteği üzerine başlatıldı.
Hukuki zeminden yoksun, yasal zeminden yoksun bir uygulama. Alenen linç edilmek isteniyorum. Fakat bu tip uygulamalar beni geri döndüremeyecek. Bildiklerimi, doğru olduğuna inandığım değerleri savunmaya devam edeceğim.
Ayasofya'da Diyanet İşleri Başkanı Atatürk'e alenen lanet okudu ve kendisi hakkında işlem yapılmadı, benim hakkımda işlem yapılıyor. Diyanet'i itibarsızlaştırmak gibi bir suç oluşturmuşlar.
Kılıçdaroğlu ile yaptığım görüşmeyi de diğer soruşturma konusu için delil olarak önüme sunuyorlar. Bu görüşmeler de ilmi sohbetlerdi, siyasi sohbetler değildi. Bir kitabımı hediye etmiştim kendisine. Kitaptan suç mu olur? Akşener ve Özdağ ile de görüşmelerimiz olmuştu. Kamuoyuna da açıklamıştım. Tüm bunlardan dolayı siyaset yapma diye bir suç işlediğim öne sürülüyor. Halbuki böyle bir suç yok. Kanunda ‘Devlet memuru bir siyasi partinin lehinde ve aleyhinde faaliyet yapamaz' deniyor. Ben zaten bunu yapmadım. İlahiyat alanında görüşmeler yaptım.
Ben Cumhurbaşkanının “Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldım” diyemeyeceğini, Atatürk'ün 6 ilkesinden biri olduğunu da söyledim. Bunu yapamayacağını iletmiştim. Bunu da önüme koydular.