Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Ensar Vakfı ile imzaladığı son protokol, vakfın ülke genelindeki 1000’e yakın Halk Eğitim Merkezi'nde (HEM) kurslar düzenleme hakkı veriyor.
Cumhuriyet'ten Çiğdem Toker'in "Ensar’a 1000 yeni kapı Bakanlık üzerinden Halk Eğitim’e" başlığıyla (2 Ağustos 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Meğer Ensar Vakfı, sadece ortaokul ve liselere değil, yaygın eğitime, yani Halk Eğitim Merkezleri’ne de (HEM) giriyormuş.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Ensar ile imzaladığı son protokol, bu vakfı ülke genelindeki 1000’e yakın HEM’de kurslar düzenleme hakkı veriyor.
Çok daha önemlisi ise kendi müfredatını oluşturmasına kapı açıyor.
Ensar, MEB’i arkasına alarak milyonlarca yetişkin insana, üniversiteye giriş kursundan, din adamlığı kursuna kadar değişen çeşitlikte programlar verebilecek.
MEB verilerine göre Türkiye genelinde 986 HEM buluyor. Merkezlerde 3 milyon 400 bin civarında erkek, yaklaşık 4 milyon da kadın kursiyer eğitim gördü.
Bakanlığın Ensar ile geçen ay imzaladığı protokolde “amaç” başlıklı birinci maddenin oldukça geniş kapsamlı düzenlendiği görülüyor.
Madde şöyle:
“Bu protokolün amacı, Milli Eğitim Bakanlığı ile Ensar Vakfı işbirliğinde yaygın eğitim kurumlarındaki kursiyer ve eğiticileri ile örgün eğitimdeki öğrenci ve öğretmenlere yönelik sosyal, sanatsal, kültürel, sportif, bilimsel, teknolojik etkinlikler ile ilgili seminerler düzenlemek; proje çalışmaları, yarışmalar ile mesleki ve teknik kurslar düzenlemektir.”
Hem bakanlık hem de bakanlık bünyesindeki Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, (HBÖGM) Ensar için bir dizi yükümlülük altına giriyor. Bu yükümlülüklerin ilki, protokolü duyurmak üzere valiliklere, il milli eğitim müdürlüklerine bildirimde bulunma.
Ancak yaygın eğitim alanındaki gericileşmeyi derinleştirecek asıl dikkat çeken “yükümlülük” ile Ensar’a “uçsuz bucaksız” denecek bir inisiyatif tanınıyor. Bakanlığın yetki ve sorumluluk alanında olması gereken müfredat, neredeyse “anahtar teslim” denecek tarzda vakfa bırakılıyor.
Protokolün 6. maddesinde yer alan genel müdürlüğün üstlendiği o yükümlülük “Protokol kapsamında yapılacak eğitimlerde, e-yaygın sistemindeki öğretim programlarının da kullanılmasını sağlar. E-yaygın sisteminde yer almayan ve vakıf tarafından yapılacak yeni öğretim program tekliflerine mevzuat ve ihtiyaçlara göre e-yaygın sistemde yer verilmesine açık olur.”
Bu maddenin bam telini “Vakıf tarafından yapılacak yeni öğretim programları teklifleri” oluşturuyor. Genel müdürlük burada kendisini “açık olmak”la yükümlü kılmış.
Yani şu anda el sanatları, giyim, üretimden antepfıstığına, denizcilikten sağlığa dek 3176 branşta öğretim programına yer verilen HBÖGM’de Ensar’ın teklif edeceği yeni kurs tipleri de eklenecek.
Dershanelerin kapatılmasının ardından, mezunlar için üniversiteye hazırlık kurslarının halk eğitim merkezlerinde de verildiğini hatırlayacak olursak, Ensar’ın, bu protokolden aldığı güçle LYS hazırlık kursu açmasının önünde bir engel yok.
Ensar’ın örgün eğitimde yani ortaokul ve liselerde sanatsal, sportif, sosyal, kültürel, bilimsel ve teknolojik kurs açabileceğini daha önce yazdım. Protokol göre Ensar, gezi ve kamp da düzenleyebilecek. Bakanlık da bu konuda vakıf ile koordineli çalışma yükümlülüğünü üstlenmiş.
Ortaokulda okuyan çocuğunuzun Ensar tarafından ne tür gezi ve kamplara götürülmek isteneceği henüz bilinmiyor. Belki zaman içinde öğrenilir.
Beş yıllığına düzenlenen bu protokole, yenilenmemesi halinde 5 yıl daha devam edeceği maddesi konulmuş. Yani Ensar’a 10 yıl boyunca kendi müfredatını oluşturup yaklaşık 8 milyon kişiye eğitim vereceği bir zemin açılmış oluyor. Proje “büyük.”