Meclis Başkanı Mustafa Şentop, Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesine ilişkin görüşlerini dile getirdi. "Hep Ayasofya’yı yeniden cami olarak görme arzusuyla büyümüş kuşaklardanız" diyen Şentop, "Ayasofya Camisi’nin bir kere daha ibadete açılışı mübarek olsun! Fatih Sultan Mehmet Han’ın bize emaneti olan vakfiyesinin ihya edilişi milletimize ve bütün insanlığa hayırlı, uğurlu olsun" ifadelerini kullandı.
Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. Meclis Bşakanı Şentop, Hürriyet'ten Abdulkadir Selvi'ye Ayasofya'nın ibadete açılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunu. Şentop şunları kaydetti:
"Ayasofya Camii’nin yeniden bütün Müslümanlar için ibadete açılması sadece bizi değil, Türkiye ile beraber dünyanın bütün Müslümanlarını sevinç ve heyecana boğmuştur.
Hep Ayasofya’yı yeniden cami olarak görme arzusuyla büyümüş kuşaklardanız. Hele bizden beş-on yaş daha büyük olan ağabeylerimizin gençlik yılları ki hep ‘Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın!’ haykırışlarıyla geçmiştir.
İşte bugün Ayasofya ulu camisini yeniden ibadete açma şerefi de o kuşağın gençlik liderlerinden olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a nasip olmuştur. Kendisiyle yalnız aynı yolda yürümekle değil, aynı fikir ve aynı ülküyle donanmış olarak aynı kutlu hedefe yürümekle de iftihar ettiğimi bu vesileyle bir kere daha ifade etmekten onur duyarım.
Bu hedef, hiç şüphesiz devletimizin dünya üzerindeki gücünü ve etkisini, milletimizin şan ve şeref sancağını en yükseğe, en yüceye taşıma ülküsüdür! Milletimizin ve medeniyetimizin kendi öz ruhundan, kendi köksuyundan beslenerek tarihin akışı içinde bir kere daha şanlı dirilişini gerçekleştirme ülküsüdür. Ayasofya Camisi’nin bir kere daha ibadete açılışı mübarek olsun! Fatih Sultan Mehmet Han’ın bize emaneti olan vakfiyesinin ihya edilişi milletimize ve bütün insanlığa hayırlı, uğurlu olsun.
Yeniden Meclis Başkanlığı'na seçilen Şentop, yeni döneme ilişkin düşüncelerini de şöyle ifade etti:
“16 Nisan 2017 referandumuyla beraber yeni hükümet sistemi gerçekleşince Meclis’in de yeni hükümet sistemine göre yeniden çalışmalarını organize etmesi gerekiyor. Bu da ancak yeni bir iç tüzükle mümkün olabilir. Yeni sistemin bakış açısını, perspektifini yansıtan bir iç tüzüğün olması gerektiğini düşünüyorum.
Ayrıca 16 Nisan’da başkanlık sistemine geçildi. Siyasi Partiler Kanunu gibi, seçim kanunları gibi mevzuatın yeni sisteme adapte edilmesi gerektiğini, sadece somut kurallar açısından değil, perspektif bakımından da bunun yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Bu bakımdan aslında bu dönem, 2023’e kadar olan dönem, yeni sistemin temel kanunlarının özellikle ele alınacağı bir dönem olmalı diye düşünüyorum.”
Selvi'nin Hürriyet'te yer alan yazısının tamamını okumak için tıklayın.