Bilim kurgu dünyasının çarpıcı konularından insan kopyalamayı yasaklayan, "Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesine Ek İnsan Kopyalanmasının Yasaklanmasına İlişkin Protokol", Meclis Dışişleri Komisyonu'nda kabul edildi. Protokol, Meclis Genel Kurulu'ndan da geçtikten sonra iç hukuk kuralı haline gelecek.
Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Levent Murat Burhan, önceki günkü komisyon görüşmelerinde, 1998 yılında imzalanan ve etik bağlamda sakıncalı görülen ölü veyacanlı bir insanın genetik olarak kopyalanmasına yönelik her türlü müdahaleyi yasaklayan protokolün onayı için bugüne kadar neden beklendiğini şöyle açıkladı:"Hem klonlanma konusundaki gelişmelerin ortaya çıkması hem de uygulamayı görmek istedik. Çünkü bu konudaki gelişmeler de daha yeni ortaya çıkan gelişmeler. Avrupa Konseyi üyesi diğer ülkelerin pozisyonlarını da tutumlarını da bu bağlamda arada geçen bu sürede yakından izledik."Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnsan Embriyolojisi Anabilim Dalı Başkanı da olan Sağlık Bakanlığı Daire Başkanı Prof. Dr. Alp Can da, konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı:
"İnsan kopyalanması teknik olarak mümkün olmakla birlikte, ihtiyaç olmaktan çıktı. Organ üretmek aslında dünyada da çok kolay değil, başarılmadı diyebilirim. Çok sayıda dokuyu, hücreyi damarlarıyla, kılıflarıyla bir araya getirmek lazım. Ama organ benzeri ya da o organın belli fonksiyonlarını yerine getirebilecek dokuları üretmek mümkün. Doku mühendisliği açısından, bugün Türkiye gerçekten çok iyi durumda. Ankara,İstanbul, İzmir ve çevre üniversitelerin çok sayıda doku mühendisliği merkezleri var. (Üç boyutlu yazıcı teknolojisi) Yani belli bir altyapıyı sağlayabilirseniz aslında işin kolayına kaçmak olur ama bu da daha henüz kendini kanıtlamış -yani insan vücudu için de kullanılmak anlamında söylüyorum- bir teknoloji değildir."
Prof. Dr. Alp Can insan kopyalamanın mümkün olsa da verimli olmadığını da kaydederek şu bilgileri verdi: "Gebze Teknolojik Araştırma Merkezi zaten çeşitli hayvanları klonladı. Bunlar et, süt ve çeşitli proteinlerin üretimine yöneliktir. Ama bu teknolojilerde de aslında istenen seviye yakalanamamıştır dünyada. Yani çok fazla verimi düşük, çok fazla hata üreten teknolojiler."