Meclis’te CHP’li Mahmut Tanal ile AKP’li eski Bakan Osman Aşkın Bak arasında “beş kuruş” tartışması yaşandı. İkili arasında sert ifadeler içeren diyaloglar tutanaklara girdi.
TBMM’de CHP Milletvekili Mahmut Tanal, kürsüde yaptığı konuşmada, AKP iktidarını, “AKP demek ‘pahalılık' demektir, ‘enflasyon' demektir, ‘işsizlik' demektir, ‘israf' demektir, ‘yasaklar' demektir, ‘yoksulluk' demektir, ‘yozlaşma' demektir, ‘adaletsizlik' demektir, ‘çürümüşlük' demektir, ‘pahalılık' demektir, ‘itibarsızlaşma' demektir, ‘borç batağına sürüklenme' demektir” diyerek eleştirdi. Tanal sözlerinin devamında da, “Onun için AKP artık miadını doldurmuş, meşruiyetini kaybeden bir partidir. Kanunu hiçe sayıyor, Anayasa’yı hiçe sayıyor, bin 700 tane dosyanın içinden keyfi olarak iki milletvekilinin dosyası geliyorsa, bu, kanunsuzdur; kanunsuz hareket eden iktidar meşru iktidar değildir, gayrimeşru iktidarsınız” diye konuştu.
Eski Spor Bakanı ve AKP İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bak, Mahmut Tanal’ın kürsüden inip yerine geçtiği sırada, “Reddediyoruz, millet karar verir, işine bak” diye laf attı.
Tanal önce “Gerçeği söylüyorum. Gel seninle birlikte Kızılay'a gidelim millet sana mı bakacak bana mı bakacak?” deyince, Bak “Her zaman giderim fark etmez, hadi gidelim” dedi. İki vekil arasında daha sonra “beş kuruş” üzerinden yaşanan atışma tutanağa şöyle girdi:
Tanal: Tanımıyor kimse seni ya! Bakan oldun, bu ülkede seni kimse… Hiçe sayıyor ya, bakan oldun kimse tanımıyor ya!
Bak: Hadi canım, nerede tanımıyor ya? Sen kendine bak ya!
Tanal: Toplumda ne karşılığın var bana söyler misiniz?
Bak: Sana ne ya!
Tanal: Zerre kadar, beş kuruşluk bir karşılığın var mı?
Bak: Sensin beş kuruş, sen kendine bak!
Tanal: Vallahi ya, beş kuruşluk karşılığın var mı?
Bak: Sen böyle konuşamazsın. Senin ne karşılığın var! Senin ne karşılığın var! İşine bak sen!
Tanal: Beyefendi, beş kuruşluk karşılığın var mı?
Bak: İnsanlar hakkında böyle konuşamazsın. Sen ölçemezsin, onu millet ölçer, senin öyle bir yetkin yok, öyle bir haddin de yok.
Tanal: Beyefendi, özel hayat değil, senin beş kuruşluk karşılığın var mı yok mu?
Bak: Var, var, her yerde var.
Tanal: E, git bir ölçelim, hele bir yürü! Var mı yok mu, hele bir yürü!
Bak: Sen kendine bak, görürsün karşılığı. Neyin ne olduğunu biliyorlar, boş ver. Kendine bak.