Helin Alp / Ankara
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Meclis Araştırma Komisyonu’na önerilerini sundu. TBMM Böcek Komisyonu Üyesi BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın açıkladığı öneride, “Yasama yani Meclis’in milletin iradesini temsil eden en üst irade olduğu, egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğu gerçeği, MİT, TİB ve kolluk birimlerinin kapısında sona ermekte ve Meclis’in üzerinde bir güçle karşı karşıya olduğumuzu gördük. Meclis Araştırma Komisyonumuza, gezici dinleme araçlarının en eski modeli gösterilirken, kayıp 12 araçla ile ilgili sorularımız cevapsız kaldı. Dinleme kayıtlarının durumu netleşmedi, silinme ve denetim belirlenemedi, yargı karar ve uygulamaları vahim üzeri dehşet vericiydi” denildi.
“Yasadışı dinlemelerin büyük çoğunluğu uygulamadan kaynaklanmaktadır. Daha önce 3. Yargı Paketi’nde bizim önerdiğimiz bilişim dinleme suçlarında cezaların kısmen artırılması etkili olduğu görülmüştür” denilen raporda 15 maddelik çözüm önerisi sunuldu.
BDP’li Kaplan’ın sunduğu BDP’nin önerilerinin yer aldığı rapor şöyle:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
Haberleşme Özgürlüğü ve Özel Hayatın Gizliliğine
Yönelik İhlallerin Tespiti ve Önlenmesine İlişkin
Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan
MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA
Araştırmalarımız sonucu ortaya çıkan gerçekler dehşet vericidir, yurttaştan, Başbakana, Cumhurbaşkanına, Genelkurmay Başkanlığı’na, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı dahil, üst yargı kurumlarına, medyaya, siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine kadar herkes dinlenmekte, haberleşme özgürlüğü ve özel hayatın gizliliği ortadan tamamen kalkmış bulunmaktadır.
Özellikle seçim dönemlerinde skandal kaset olayları şantajlar acı bir gerçeği ortaya çıkarmıştır, seçim yarışında hukuki ve etik olmayan yollara başvuranlar maalesef devlet görevlisi olup, açığa çıkarılamamıştır.
Meclis Araştırma Komisyonumuzun vardığı sonuç kaygı vericidir, yüzde seksenini devletin resmi görevlileri emniyet, jandarma, istihbarat görevlileri yapmakta ve sadece “yürütmeye” hesap verebilen, denetlenemeyen bir kontrolsüz güç konumundadırlar.
90’lı yıllarda JİTEM dahil Genelkurmay İstihbaratı, GES gibi farklı ve bağımsız dinleme istihbarat birimlerinin tamamı son beş yılda birleştirilmesine rağmen, TİB başkanlığında merkezileşen dinlemeler, MİT bünyesinde farklı bağımsız olarak yürütülmektedir.
Gizli dinlemelerin geri kalan yüzde 20’sini yabancı ülke ajan faaliyetleri, içerde çeteler, suç organize örgütleri yapmaktadır.
Raporumuzda teknik detay kapsamlı yer alacaktır, ancak analog sistemden dijital sisteme geçişin yaşandığı günümüzde teknoloji son derece hızla gelişmektedir. Sabit telefonlardan, GSM’lere uydu üzeri haberleşmeye sesin titreştiği her yerde, akıllı telefonlardan, bilgisayarlara casus yazılımlardan, böceklere kadar dinleme araç ve aygıtları son derece yaygınlaşmıştır.
Kalem, anahtarlık, kravat iğnesi, gözlük, yüzük, priz, düğme, kül tablası, masa aksesuarları, tablolara, lambalar her obje bir cihaz olabilir.
Güç kaynağı ve uzun süreli dinlemelerde priz ve elektrik bağlantılı aletler kullanılırken, cam titreşimlerinden lazer dinlemelere, yabancı menşeli telefon santrallerine, yazılımın olduğu her araca kadar her türlü araçlar sesli, görüntülü kayıt, dinleme yapabilmektedir.
Teknik takip, ortam dinleme, telefon dinleme, bilgisayarlar üzeri tüm bilgilere erişim, bankacılık sektöründen, rekabete dayalı teknolojik AR-GE araştırmalarına kadar, askeri ve güvenlik alanlarından uçaklara, uzay çalışmalarından günlük yaşama izleme ve kayıt altındadır.
Piyasada ekmek peynir gibi satılan internet üzeri her çeşit aracın satıldığı, denetlenmediği bir ülke konumunda olduğumuz acı gerçeği ile karşılaştık.
Asıl vahim olanı devletin görevlilerinin elindeki cihazların kayıtdışı olduğunu gördük, TİB, MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığında sorularımızın çoğu “gizli”, “devlet sırrı” gerekçeleriyle cevapsız bırakıldı.
Yasama yani Meclis’in milletin iradesini temsil eden en üst irade olduğu, egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğu gerçeği, MİT, TİB ve kolluk birimlerinin kapısında sona ermekte ve Meclis’in üzerinde bir güçle karşı karşıya olduğumuzu gördük.
Meclis Araştırma Komisyonumuza, gezici dinleme araçlarının en eski modeli gösterilirken, kayıp 12 araçla ile ilgili sorularımız cevapsız kaldı. Dinleme kayıtlarının durumu netleşmedi, silinme ve denetim belirlenemedi, yargı karar ve uygulamaları vahim üzeri dehşet vericiydi.
Araştırma ve inceleme esnasında komisyonumuzun üyelerinin vardığı ortak kanı, bize bilgi vermek yerine dalga geçiyorlar oldu.
Araştırmalarımız sonucu vardığımız çarpıcı sonuçlar, önlemler konusunda ne kadar hassas davranmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Bunları üç ayrı bölümde değerlendirmek gerekiyor:
1-Önleyici/İstihbari dinleme
Kolluk güçlerinin ve MİT’in yaptığı bu tür dinlemelerde yargı kararı yok, 81 ilde her emniyet müdürü veya komutan dinleme kararı alabiliyor, denetimi yok.
Kayıtlar silinmiyor, Özel Yetkili Mahkemeler delil olarak kullanabiliyor. Rahatlıkla medyaya sızdırılabiliyor.
2-Adli dinleme kararları
Anayasa, AİHS, 5397 sayılı kanunla önleme amaçlı dinleme tüm yasalar hukuk rafa kaldırılmış, uygulamada yargı kararları düşündürücüdür.
Bazı uygulama örnekleri vahameti ortaya koymaya yetmektedir, Ülke çapında iletişimin tespitine karar veren mahkemeler oldu, sınırsız süresiz ve kişi suç belirtilmeksizin dinleme kararları verildi. Kantarın topuzu öylesine kaçtı ki;
Medya tümden dinleme altına alınırken bazı yazarlar kod adları ile dinlendi, bazı yargıçlar kendi telefonlarının olduğu kararlara okumadan imza attılar.
Dinleme sürelerine uyulmadı, CMK hükümleri yok sayıldı, yasadışı ahlak dışı dinlemelerle elde edilen kayıtlar iddianamelerde yer aldı. Dokunulmazlılara rağmen herkes dinlendi.
3-MİT’e son yasal değişikliklerle sadece Başbakanın iznine tabi bir soruşturma prosedürü getirildi, devletin güvenliği, devlet sırrı, meslek sırrı gibi kavramlar ardına sığınılarak yapılacak hukuksuzluklar denetlenemez oldu.
Yasadışı dinlemelerin büyük çoğunluğu uygulamadan kaynaklanmaktadır. Daha önce 3. Yargı Paketi’nde bizim önerdiğimiz bilişim dinleme suçlarında cezaların kısmen artırılması etkili olduğu görülmüştür. Uygulama yaşanan yasadışılıkların giderilmesi için daha caydırıcı önlemler alınması gerekmektedir.
Anayasal ve yasal düzenlemelerin, gizli yönetmelik ve genelgelere boğdurulduğu gerçeği karşısında uygulamada yapılması gerekenlerin Meclis kararı ile yasal olarak yeniden düzenlenmesi, ulusal üstü hukukun dikkate alınması gerekmektedir.
Kuvvetli şüphe varlığı, orantılılık, açıklık, denetlenebilirlik, geri bildirim, süreler, kayıtların korunması silinmesi, CMK 135-138 ve benzeri konularda daha somut düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir.
Türkiye’de yaşayan 76 milyon yurttaşımızın “gizli dinleme sendromundan” kurtulması, hukukunun korunması en temel hak ve hürriyeti olup demokrasinin vazgeçilmezidir.
1-Resmi devlet katında ki tüm birimlerde dinleme cihaz ve aygıtlarının demirbaş kayıt ve denetimi sağlanmalıdır.
Piyasada ekmek peynir gibi satılan tüm cihazların giriş çıkış ve satışları denetim altına alınmalıdır.
2-Özel Güvenlik, detektiflik büroları denetim altına alınmalı, yabancı ajan faaliyetleri, siber saldırılar konusunda daha etkili denetim yolları geliştirilmelidir.
3-Adli dinlemeler sil baştan yeniden düzenlenmeli, katalog suçlar, terörle mücadelede ve diğer tüm alanlarda görevi kötüye kullanan yargıdan kolluğa tüm görevlilere caydırıcı cezalar getirilmelidir.
4-Dinlemelerin denetlenmesi için mecliste tüm partilerden ikişer milletvekilinden oluşturulacak bir denetleme birimi kurulmalıdır.
5-Medya meslek etik kuralları konusunda Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulmalı ve öneriler doğrultusunda yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
6-TİB’in yapısı ve görevleri yeniden düzenlenmeli 23 Temmuz 2006 tarihinden bu yana tek merkezi kurum olmasına rağmen istihbari/önleyici dinlemelerde uygulamada bunun dışına çıkıldığı görülmektedir.
7-Dinleme kayıtları tek başına delil olarak değerlendirilmemeli, iddianamelere alınmamalıdır.
8-Yeni anayasa çalışmalarında haberleşme özgürlüğü ve özel hayatın gizliliğinin korunması konusunda etkili düzenlemeler yer almalıdır.
9-Meclis İç Tüzük Uzlaşma Komisyonu çalışmaları sürmekte olup, yeni iç tüzükte Meclis denetim komisyonu oluşturulması yer almalıdır.
10-Müdafilerin/milletvekillerinin, medyanın dinlemelerine mukayeseli hukuk sözleşmeler dikkate alınarak düzenlemeye gidilmelidir.
11-Bilgilerin sağlanması, korunması ve keyfiyetin önlenmesi konusunda iletişimin denetlenmesi için yeni bir yasal düzenlemeye gidilmelidir.
12-Beş yıl ve üzeri ağır hapis cezaları için dinleme kararları verilebilmelidir.
13-Dinleme istihbarat konularında kolluk ile MİT arasında ki kopukluk giderilmeli için yasal düzenleme yapılmalıdır.
14-Barış ve çözüm sürecinde, ülkemiz ve Ortadoğu’da yaşanacak gelişmeler dikkate alınarak, güvenlik ve özgürlük denkleminin mutlaka meclis denetiminde sağlanmalıdır.
15-Kişisel verilerin yabancı servis, telekomünikasyon iletişiminde, GSM servislerinde, yabancı ortaklıklı bankalarda korunması ve müeyyide altına alınması sağlanmalıdır.