T24 - Hizbullah’ın PKK’ya ateşkes çağrısı yaptığı gün, örgütün önemli isimlerinden biri Taraf gazetesine konuştu. "O karanlık dönemden ders aldık. Ne örgüt aynı örgüt, ne de bizler..."
Hizbullah örgütü üyesi, "Şu bir gerçek, istenirse hazirandaki seçimlerde bağımsız milletvekili çıkaracak güç mevcut. Artık kimse eski Hizbullah’la yeni yapıyı karıştırmasın, hazirandan sonra Meclis’te örgütün Mardin milletvekili oturuyor olursa da şaşırmasın" dedi.Taraf gazetesinden Demiray Oral'ın "Silahları gömdük" başlığıyla yayımlanan (16 Ocak 2011) yazısı şöyle:Silahları sakladıkSeneler önce şans eseri tanışmıştım onunla. Yine öyle oldu, bir rastlantı sonucu hayat yeniden karşıma çıkardı.
Seneler önce onu cezaevinde tanıdığımda, tutuklu bulunan Hizbullah sempatizanı genç bir adamdı. Ben ise oraya cezaevi yetkilileriyle röportaj yapmak için gitmiş ve kimi koğuşları dolaşma şansına nail olmuş genç bir gazeteci. Koğuş arkadaşı olan “tecrübeli” örgüt üyelerinin izniyle sohbet etmişti benimle.
O zamanlar, yani 90’ların başı, Hizbullah’ın bir ölüm makinesi gibi Güneydoğu’ya çökmeye başladığı senelerdi. Mardin’de, Diyarbakır’da, Gercüş’te, Silvan’da insanlar enselerinden vurularak öldürülüyor, örgüt Takarov silahlar veya satırlarla imzasını atıyordu bu cinayetlere. Bu genç adamla cezaevinde konuştuğumda, Hizbullah İlim kanadının cinayetleri başlamış ama henüz medya bunları yeterince görmeye başlamamıştı. O zaman,“Yakında herkes Hizbullah’ı konuşacak. Önce Müslüman maskeli kâfirlerle, sonra PKK’lı kâfirlerle hesaplaşacağız” demişti. Bu sözlerinden kısa süre sonra Hizbullah’ın İlim kanadı, Menzilciler diye bilinen örgütün diğer kanadının siyasi lideri Fidan Güngör’ü öldürüp, grubu etkisizleştirdi. Ardından İslami tarikat önderleri, sonra da PKK’lı olmakla suçlanan Kürtler hedef alındı. 91 ile 2000 arasında tüm memleketin seyirci gibi izlediği yüzlerce cinayet işlendi. Sonrası malum... Devlet örgütle olan teşrik-i mesaisini noktalamaya karar verdi ve Ocak 2000’deki Beykoz operasyonuyla lider kadronun mühim bir bölümü ile dört bine yakın militan cezaevine girdi.
Şimdi aradan geçen senelerden sonra cezaevinde tanıştığım o adamla adı bende saklı kalmak kaydıyla bir sohbet yaptım...
“Hizbullah dönüşüm yaşadı”
Ne kadar kaldın cezaevinde?
– Üç buçuk sene. Cezaevindeyken çok okudum. İçerdeyken ortaokulu bitirdim, çıkınca da liseyi...
Hâlâ örgütün içinde misin?
– Artık ne örgüt aynı örgüt, ne biz aynı kişileriz. Geçen senelerde bir anlamda örgüt içi özeleştiri yapıldı, yeni siyasi hedefler ve bunlara ulaşmak için yeni yöntemler belirlendi.
Yani?
– Yani 2004 sonrasında başlayan büyük bir dönüşüm yaşandı ve ben de fikren bu dönüşümün içindeyim.
O zaman senin anlattıklarına “içerden” bilgiler diyebiliriz...
– Öyle tabii... Ama örgüt adına konuşmam sözkonusu değil.
Hizbullah’ın tahliye olduktan sonra ortadan kaybolan isimleriyle ilgili bilgin var mı?
– Bu konuda tek duyduğum, hâlâ Türkiye’de oldukları...Herkes bu tahliyeleri konuşuyor ama örgüt açısından asıl kritik olan 2006’da Topluma Kazandırma Yasası ile iki bine yakın üyesinin cezaevinden çıkmasıydı. Böylece faal olarak çalışacak kadrolar serbest kalmış oldu. Kimse bunun önemini anlamadı.
“17 ocak önemli”
Peki, örgütte yaşandığını söylediğin “dönüşüm”den ne anlamamız lazım?
– 17 ocakta Batman’da Hüseyin Velioğlu’nun mezarı başında yapılacak anma önemli. Orada toplanacak kitleye bir mesaj verilebilir bu konuda.
Peki, arkasında bıraktığı yüzlerce vahşi cinayetten sonra örgütün “değiştim” diyerek kendini Güneydoğu’ya affettirme şansı var mı?
– Medyanın göremediği şu. Örgüt bir anda çıkıp ‘ben değiştim’ demiyor. Senelerdir bu dönüşümün etkileri bölgede yaşanıyor.Hizbullah o karanlık dönemden dersini aldı, silahlarını gömdü ve siyaset yapmaya karar verdi. Altı-yedi senedir kurduğu derneklerle, vakıflarla, gazeteler, dergiler ve internetle yüzbinlerce kişiye ulaştı. Bu dernekler Diyarbakır’dan, Mersin’e ve İstanbul’a kadar onlarca ilde halka sağlık hizmetinden, eğitime, fakirlere yardıma kadar çalışmalar yaptı...
“Hizbullah Mardin milletvekili...”
Peki, nasıl bir yapılanma hedefleniyor? Hizbullah silahsız, yasal bir parti mi olacak?
– Artık siyasallaşmadan bölgede etkin bir güç olamayacağını gördü örgüt. Bu siyasallaşma için Kürt coğrafyasında önünde BDP örneği var, Lübnan’da Hizbullah örneği var...
Yani BDP-PKK gibi veya Lübnan Hizbullahı’ndaki silahlı kanat gibi ikili bir yapı mı olacak? Bir yanda yasal bir parti, diğer yanda silahlı kanat?
– Bunu biraz da örgütün siyasallaşma sürecine verilen tepkiler belirler. Devletin tavrı, bölgedeki cemaatlerin tavrı, PKK’nın tavrı...
PKK ile yeniden çatışma olması ihtimali var mı?
– O dönemin iki örgütün de işine yaramadığı ortada. Bundan sonra PKK çizgisiyle sadece kitleleri kendi safına çekme yönünde mücadele edeceğini düşünüyorum Hizbullah’ın. Çünkü Kürt’ü Kürt’e kırdırma oyununa bir daha düşmez.
Peki, söylendiği gibi Hizbullah hazirandaki seçimlere bağımsız adaylarla girecek mi?
– Sadece bunların tartışıldığını söyleyebilirim. Özellikle ilk yapılacak belediye seçimleri örgütün siyasallaşması için daha uygun bir zemin olarak görülebilir. Ama şu da bir gerçek, istenirse hazirandaki seçimlerde bağımsız milletvekili çıkaracak güç mevcut. Artık kimse eski Hizbullah’la yeni yapıyı karıştırmasın, hazirandan sonra Meclis’te örgütün Mardin milletvekili oturuyor olursa da şaşırmasın...