Meclis'te yaşanan kavga sonrası vekiller ne dedi?

Meclis'te yaşanan kavga sonrası vekiller ne dedi?

Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın, TBMM Genel Kurulu'nda yaklaşık 2 saat süren kelepçeli kürsü eylemine, AKP’li kadın milletvekilleri müdahale ederek, kelepçeyi zorla çıkarmaya çalıştı. 

Kürsünün etrafında toplanan HDP'li kadın milletvekilleri ile AKP Antalya Milletvekili Gökcen Özdoğan Enç arasında kavga çıktı. 

Bazı kadın milletvekillerinin yere düştüğü, birbirlerine vurdukları, saçlarını çektikleri görüldü. 

Pervin Buldan'ın Güven Hastanesi'ne kaldırıldı. AKP’li Enç’in CHP’li Şafak Pavey’i yere ittiği, Pavey’in kol protezinin çıktığı bildirildi. Pavey, geceyi hastanede geçirecek.

Kavga sonrası konuşulanlar tutanaklara böyle yansıdı: 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, teklifin 8'nci maddesinde kalmıştık ama ona geçmeden önce sizlerle bir şeyleri paylaşmak istiyorum.

Biraz önce burada bağımsız bir kadın milletvekilimiz Aylin Nazlıaka'nın kendisini kürsüye kelepçelemesi üzerine bildiğiniz gibi ara vermiştim. Arada grup başkan vekilleriyle yapacağımız görüşmeleri yaparken, burada hiçbirimizin tasvip etmeyeceği, hiçbirimizin onaylamayacağı, hiçbirimizin görmek istemediği bazı olaylar yaşanmış. Ben de bunu arkadaşlarımdan duydum. Özellikle Meclis Başkan Vekilimiz de bu konuda bir yaralanma durumuyla karşı karşıya kalmış. Ben bu konuyla ilgili üzüntülerimi bildiriyorum, Meclis Başkan Vekilimize de geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Lütfen, hepimizden rica ediyorum, ben dâhil, bir daha böyle resimlerin ve manzaraların bu Mecliste yaşanmamasını rica ediyorum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Şafak Pavey de yere itildi, Şafak Pavey. Protezi zedelendi. Şafak Pavey de yere itildi.

BAŞKAN - Buranın onuru hepimizin onurudur, buranın gururu Türkiye'nin gururudur. Buna hepimizin özen göstereceğine ve hepimizin hassas davranacağına inanıyorum ve çalışmalarımıza başlıyorum. Bu Meclis bombalandığı zaman da açık kalmıştı. Üzücü bir 

hadise yaşadık. Yine çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam edelim diyorum. Anlayışınızdan dolayı da teşekkür ederim. (CHP sıralarından "Ceza ne olacak?" sesi)

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Ceza yok mu? Dayak yedi.

BAŞKAN - Şimdi, teklifin 8'inci maddesini okutuyorum… (CHP sıralarından gürültüler)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan…

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Başkan, Şafek Pavey'le ilgili üzüntülerinizi iletmeyecek misiniz?

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Yumruk, tekme atanlar cezasız mı kalacak Başkan?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, kim eğer burada herhangi bir şekilde darbe gördüyse bu hepimize yapılmış olan darbedir.

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Yumruk atanlar, tekme atanlar cezasız mı kalacak? Kadınların saçları çekildi, koparıldı. Cezasız mı kalacak bunlar?

BAŞKAN - Hepsine geçmiş olsun diyorum, hepsi için yaşanmamasını diliyorum.

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Burada görüntüler. Cezasız mı kalacak? Tekme attılar burada kadınlara. Saçları çekildi, koparıldı. Böyle bir şey olur mu?

BAŞKAN - Bu Şafak Pavey de olabilir, Gökcen Enç de olabilir, Ayşe de olur, Fatma da olur, Mehmet de olur, Ahmet de olur.

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Pervin Buldan dayak yedi, Şafak Pavey dayak yedi, Aylin Nazlıaka dayak yedi!

BAŞKAN - Bu hepimize yapılmış bir yumruktur, bir darbedir.

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Cezasız mı kalacağız! Böyle mi yönetiyorsunuz Meclisi!

BAŞKAN - Lütfen bir daha bunlara izin vermeyelim. Bu konuda grup başkan vekillerimize de anlayışından dolayı son derece teşekkür ediyorum.

Sağ olun. (CHP sıralarından gürültüler)

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Dayak atanın yanına kâr mı kalacak! Gücü yeten yetene mi yapılacak bu Mecliste!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan! Başkan!

BAŞKAN - Sayın Özel, kimse konuşmayacak diye kararlaştırmıştık. (CHP sıralarından gürültüler)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hayır…

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - İçeride başka dışarıda başka bunlar Sayın Başkan.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hayır, öyle bir şey yok! Olur mu ya? Öyle bir şey konuştuk mu?

Sayın Başkan…

BAŞKAN - Arkadaşlarınızı susturun, bir dakika size söz vereyim yerinizden.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, öncelikle başta yapacağınız açıklamayı dinledik. O açıklamanın tüm grup başkan vekillerini tüm yönleriyle tatmin edecek ve Meclisi doğru bilgilendirecek bir açıklama olması durumunda elbette söz almazdık. "Kimse söz almasın." diye de bir mutabakata grup başkan vekilleriyle varılmış değil. Ama…

BAŞKAN - Eğilim öyleydi Sayın Özgür Özel, siz duymadıysanız.

Buyurun devam edin. Dinliyorum.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, bir kez şunu söylemek lazım, mesela şunu beklerdim: "Başta Meclis Başkan Vekiline, Şafak Pavey'e, kadın milletvekillerine yapılan bu muamelelerin cezasız kalması asla düşünülemez ancak Parlamento hukuku açısından oturumun kapalı olduğu -yani gizli oturum değil- ara verildiği sırada, Başkanlık Divanı yerinde yokken, tutanak yokken burada olan olayların tamamı bu İç Tüzük'e göre ve Parlamento hukukuna göre herhangi bir müeyyide uygulanamayacağı için benim bu konuda elim kolum bağlı. Ama ben, başta Meclis Başkan Vekiline, kürsüde ortaya çıkan durumu çözmek için fiziki engeline rağmen büyük bir gayret ve sabırla orada çaba sarf eden Şafak Pavey'e yapılan kaba kuvvet, darp, bu, tarafımdan açık bir şekilde kınanmaktadır. Hukuken yapamıyorum ama insani olarak kınıyorum." dersiniz, herkes niçin ceza teklif edilemediğini anlar ve…

BAŞKAN - Sayın Özel, teşekkür ederim verdiğiniz dersten dolayı.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Özür dilerim, çok kısa. Ama Sayın Başkan…

BAŞKAN - Ben, çok üzgün olduğumu söyledim. Siz bunu başka türlü kelimelerle ifade edersiniz, ben başka türlü kelimelerle ifade ederim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, bitirmeme izin verin.

BAŞKAN - Sizin kullandığınız kelimeleri kullanmak zorunda değilim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Tamam, elbette.

ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) - Sayın Başkan, lütfen kınayın.

FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Ayrımcılık yapmayın.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan…

BAŞBAKAN YARDIMCISI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Konuşsun, tamamlasın.

BAŞKAN - Tekrar ediyorum: Burada yaşanan bu hadise hepimizi çok etkiledi. (CHP sıralarında gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar) Bakın, iki saattir açamıyoruz kürsüyü, iki saattir çalışmamızı yapamıyoruz.

FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Ayrımcılık yapamazsınız.

BAŞKAN - Hepimizi çok etkiledi. Benim de mağdur olduğum birçok konu oldu, ilgili arkadaşlar bunu bilir. Üzgünüm, üzgünüm, üzgünüm…

Teşekkür ederim. Bitti. (CHP sıralarından gürültüler)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan…

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Şafak Hanımla ilgili tek söz söylemediniz.

FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Sayın Başkan, üzgün olmak yetmiyor, buradaki şiddete engel olmak zorundasınız.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - 60'a göre söz istiyorum.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Kadınları tek tek dövün, en güzeli o.

Buyurun, okur musunuz lütfen…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan…

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, söz istiyorum ben de.

BAŞKAN - Sayın Kerestecioğlu, sizi de dinleyelim bir dakika yerinizden.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, ben bitirmedim.

BAŞKAN - Sayın Özel, anlaşıldı.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, 60'a göre söz istiyorum.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Nasıl olabilir efendim, bu kadar hassas bir konuda mutabakatımız yok, yani ben sizden… Siz herhâlde yanlış anlıyorsunuz. Ben, sizin söylemenize istikamet vermiyorum. Ben "Bunları duysaydım eğer bir açıklama yapmazdım." diyorum. Bu, başka bir şey. Bu, benim beklentim.

BAŞKAN - Ben açıklamamı yaptım diye düşünüyorum Sayın Özel…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, o açıklamaya saygılıyım…

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - … ama beni, grubumu tatmin etmediği için grubum adına kendi açıklamamı yapmama ihtiyaç var. Bunun da böyle bir dakikayla falan sınırlandırılmasını böyle bir atmosferde nasıl kabul etmezsiniz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, böyle bir usul İç Tüzük'te yok. Efendim, söylenileceği söyledi, siz gerekeni yaptınız. Lütfen, Sayın Başkan…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ya, yapmayın Sayın Elitaş.

ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) - Sayın Başkan, şiddeti önlemekle yükümlü olan Mecliste, bir kadın engelli arkadaşımıza bir kadın şiddet uyguladı. Bu Meclis bunu kınamalıdır.

BAŞKAN - Sayın Özel, bütün söylediklerinizi çok güzel özetlediniz, çok detaylı olarak özetlediniz. Size de iki dakika söz verdim, meramınızı anlattınız. Lütfen, teşekkür ederim.

Şimdi Filiz Kerestecioğlu'na söz vereceğim, gerekirse de söz veririm.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bakın, sözümü tamamlamama izin verin.

BAŞKAN - Peki, buyurun, tamamlayın.

Bir dakika.

SELİNA DOĞAN (İstanbul) - Siz böyle bir ülke mi yaratmak istiyorsunuz, yaratmak istediğiniz Türkiye bu mu?

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, 60'a göre söz istiyorum.

BAŞKAN - Ben, Grup Başkan Vekilinizle konuşuyorum şu anda.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Ben 60'a göre söz istiyorum Başkan. ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bir dakika, bir bitireyim.

YAKKUP AKKAYA (İstanbul) - Özür dilerim.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - O milletvekili "Köpek giremez." diye pankart açtı Sayın Başkan.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, yapılan iş, gözler önünde olan iş, Türkiye'yi dünyaya rezil eden, zaten demokraside, insan haklarında OHAL'deyken, sözde OHAL'i devlete ilan etmişken, ortamda düşünmeye ihtiyat kadar bile atmosfer bırakmayan bu ortamda Mecliste bir siyasi partinin temsilcileri bu değişikliği "sistem değişikliği" olarak anlıyor, algılıyor ve anlatmaya çalışıyorken, bir de bunun üstüne üstlük bu kadar fiziki şiddet, baskı, darp ve en sonunda, evet, hukuk izin vermiyor -ben, doğru bildiğini, kitapta yazana yanlış diyecek değilim- ilk başta mutlaka ceza için geldik. Oturumun kapalı olduğu,

çalışmadığı…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - …bir anda olunca Parlamento hukuku gereği bunun bir çözümü yok ama vicdanların sizin tarafınızdan rahatlatılacak, dört başı mamur, tatmin edici bir açıklama bekledik, bu, olmadı.

Yaşananları Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm benliğimizle kınıyoruz, bu vahşeti kınıyoruz, telin ediyoruz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın Kerestecioğlu…

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, öncelikle, biz arkada görüşmede bir tutumu protesto ederek oradan ayrıldık. Grup başkan vekillerinin hiçbir uzlaşması falan söz konusu değildi.

BAŞKAN - Ben öyle bir şey söylemedim, hayır.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Öyle dediniz.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Ve ayrıca zaten uzlaşma filan olabilecek bir durum da yok ortada. Yani şurada elimde fotoğraf var. Daha önce "Köpek giremez." yazısıyla giren kişinin, Gökcen Enç'in nasıl bu merdivenlerin üstünde arkadaşların üzerlerine saldırı hâlinde olduğunu açıkça gösteren bir fotoğraf.

Bunu bir kenara geçtim. Bizim orada yaptığımız…

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Hastaneye kaldırdık arkadaşımızı sizin yüzünüzden.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Bir dinleyin be! Dinleyin! Dinleyin!

AYŞE KEŞİR (Düzce) - "Be!" demeden konuş! "Be!" demeden konuş! Herkes haddini bilecek.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Bir dakika… Bir dakika…

BAŞKAN - Siz konuşun, buyurun.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Ben bir kere zaten bu şiddet dilini kesinlikle protesto ediyorum.

Ayrıca, Ömer Turan vekilin de -gazeteci mi bilmiyorum- "İster kelepçeletsin ister kırbaçlatsın." gibi lafları varmış, vekil değil gazeteci.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - "Ömer Turan" diye birisi yok burada.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Burada Aylin Nazlıaka, ister yaptığına katılın katılmayın, bir demokratik protestodur, sadece orada bizden yardım istedi çünkü etrafı bir şekilde AK PARTİ'li vekiller tarafından kuşatılmıştı.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Hayır, hayır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, dinliyoruz, bir dakika, sakin olun.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Biz de yanına gittik ve burada sadece, söz konusu olan… Bu, hangi vekil olursa olsun, siz olsaydınız da aynı şeyi yapardık. Bir kadına şiddet uygulama ihtimali olan bir Meclis burası, hiç öyle yabana atılacak bir şey değil bu; bunu gördük, yaşadık. Aynı şekilde olmaması için yanına gittik ve…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin, bir dakika daha.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - …orada yaşanan, benim gözümün önünde, Gökcen Enç'in direkt elini böyle kaldırmasıydı havaya ve Pervin Hanım'ın "Ne yapıyorsunuz? Ne oluyor?" demesine kalmadan, daha sonra Şafak Hanım'ın yerde olduğunu, arkasından da Pervin Hanım'ın göğsüne darbe yediğini gördük. Yani bir Meclis başkan vekili göğsüne darbe yiyorsa, bir tekme yiyorsa burada, bu öyle "Çok üzgünüm."le geçiştirilebilecek bir durum değildir Sayın Başkan. Size yapıldığı zaman "Çok üzgünüm."le asla geçiştiremezsiniz bu durumu. Şu anda kendisi hastanede ve ne hâlde olduğunu siz de aşağıda gittiniz yanına, gördünüz. Buna kimsenin hakkı yok. Kesinlikle, burada bir söze ceza veriliyorsa -üç oturum uzaklaştırma cezası- şiddete de aynı cezanın verilmesi gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Bunun dışında hiçbir şey kabulümüz değildir. Gerçekten, bu, çoğunluk tahakkümünden başka bir şey değildir.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan…

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım…

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Bu şiddet dilini nefretle kınıyoruz burada ve bir tutum almaya sizi davet ediyoruz.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Sayın Bostancı…

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Ayrıca Sayın Melike Basmacı'ya da

geçmiş olsun, Sayın Şafak Pavey'e de geçmiş olsun, Burcu Çelik'e de geçmiş olsun; sadece Pervin Buldan'a değil.

BAŞKAN - Elbette, tabii ki, tabii ki.

Buyurun…

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Yani hepsini Gökcen mi yaptı ya? Maşallah!

AYŞE KEŞİR (Düzce) - 4 kişinin saldırısına uğradı o kadın, elinden tuttukları için kendini korudu.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Kendisi saldırıyordu ya, doğru konuşun, biz gördük.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Maalesef, zaman zaman, Meclisimizde bütün grupların ittifakla ifade ettiği gibi, istenmeyen, kabul edilmeyen birtakım hadiseler yaşanıyor.

FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Ben şiddete uğrarken neden sesiniz çıkmadı? Neden sesiniz çıkmadı kadın vekiller? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

AYŞE KEŞİR (Düzce) - 4 kişi bir kadına saldırdı.

BAŞKAN - Sayın Kaplan…

FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Neden sesiniz çıkmadı?

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Senin siyaset yapış tarzını beğenmiyoruz.

BAŞKAN - Sayın Kaplan…

FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Ben şiddete uğrarken neden sesiniz çıkmadı?

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Kadınlar böyle siyaset yapamaz.

BAŞKAN - Sayın Kaplan…

FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Kadınlar, şiddete artık son verin. Kadın eliyle şiddete son verin, yapmayın bunu.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Kadınlar böyle siyaset yapamaz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yalan söylüyorsun şiddet diye, yalan söylüyorsun.

BAŞKAN - Sayın Bostancı, siz devam edin lütfen.

FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Allah Allah! Elitaş, sen sus, sen sus oradan!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yalan söylüyorsun!

FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Sensin yalancı! Ahlaksızlar!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Biz, burada, Mecliste, sadece bugün çalışmayacağız, gelecekte de çalışmaya devam edeceğiz. Bu çalışmanın kuralları belli. Medeni bir şekilde çalışmamız gerekir ve eminim ki şu öfkeli atmosfer dağıldığında aslında hepimiz bunun doğru bir yaklaşım olduğu konusunda hemfikir oluruz. Siyasi görüşlerimiz ayrı olabilir ama bu Meclis çalışacak, Meclis çalışırken de bunu insani, medeni bir şekilde yapmak durumundayız.

Zaman zaman olaylar yaşandı Mecliste, failleri farklıydı, farklı partilerdendi.

MELİKE BASMACI (Denizli) - Mecliste hiç kadınlara böyle yapılmadı.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Bugün de Sayın Aylin Nazlıaka'nın eylemi ve sonra, ara verildiğinde yaşanan, kesinlikle hiçbirimizin tasvip etmediği olaylar var. Şimdi, bu olaylar nasıl oldu, kim neredeydi, bu konuda ne bir mahkememiz var ne görüntülere ilişkin bütün partilerden kurulu bir jüri olayı değerlendirdi.

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Vicdanlarımız var, vicdanlarımız.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sadece, olayın kısmi şahitlerinin anlatımları var.

MELİKE BASMACI (Denizli) - Ya kamera var, fotoğraf var, şahitler var.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Kamera görüntüleri var.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Benim bu aşamada söyleyeceğim şudur: Arada yaşanmış olduğu için, bir kere, İç Tüzük gereği kimseye ceza vermiyoruz.

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Niye ceza veremiyormuşuz?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Ama her kim kaba davranışı, şiddeti gerçekleştirdiyse onları kesinlikle kınıyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bir dakika daha veriyorum.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Hiçbir biçimde şiddeti tasvip etmiyoruz, hiçbir biçimde itişip kakışmayı, kaba davranışları kabul etmiyoruz. Bu Meclisin medeni bir şekilde çalışması gerektiği konusundaki kararlı irademizi ortaya koyuyoruz. Bu istenmeyen hadiselerin failleri farklı partilerden olabiliyor, kaba davrananlar da farklı partilerden olabiliyor ama burada aklın galebe çalması ve medeni durumu muhafaza etmemiz gerekir