Medya Ombudsmanı Bildirici: Bu saldırılar devam ederse, bundan ülkeyi yöneten siyasetçiler kadar, Yeni Şafak ve benzerlerinin "haberciliği" de sorumlu olacak

Medya Ombudsmanı Bildirici: Bu saldırılar devam ederse, bundan ülkeyi yöneten siyasetçiler kadar, Yeni Şafak ve benzerlerinin "haberciliği" de sorumlu olacak

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, İzmir’de Deniz Poyraz’ın öldürüldüğü HDP binasına yönelik saldırı ile beraber, Konya’da Kürt bir aileye yapılan saldırıyı kınayan baroları hedef alan Yeni Şafak gazetesinin kullandığı dil ve tutumu eleştirdiği bir yazı kaleme aldı.

Konya’da dün aynı aileden 7 kişinin katledilmesiyle ilgili bu kez Yeni Şafak gazetesinin söz konusu saldırının ırkçı bir saldırı olduğu yönündeki iddiaları haberinde gizlemesine dikkati çeken Bildirici, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamasını da hatırlatarak, “Bakan Soylu, ülkenin birliğinden söz etmekte haklı. Ancak olan bir olayı yok saymak da en az olmayanı var gibi göstermek kadar tehlikelidir” dedi.

Bildirici, “Bu saldırılar devam ederse, -ki maalesef bütün işaretler devam edeceğini gösteriyor- bundan ülkeyi yöneten siyasetçiler kadar, Yeni Şafak ve benzerlerinin "haberciliği" de sorumlu olacak” ifadesini kullandı.

Bildirici’nin yazısının bir bölümü şöyle:

Maalesef dün akşam Konya’nın Meral ilçesinden kötü haber geldi. 15 Baro’nun ortak açıklamasında Kürt oldukları için saldırıya uğradığını öne sürülen ailenin yedi ferdi öldürülmüştü. Cinayetin ardından sosyal medyada büyük bir tepki dalgası başladı. Bu insanların Kürt oldukları için hedef alındıkları, devletin onları korumadığı, daha önce saldırıya uğramalarına rağmen korunmadıkları yazıldı, çizildi.

Bugünkü Yeni Şafak gazetesi ise yine ırkçı saldırı iddiasından tek satırla bile bahsetmeden, “aile katliamı” başlığıyla sıradan adli bir olay gibi verdi haberi. Olayı bu kez “kedi”ye bağlamışlardı. İki aile arasında bir kedi nedeniyle husumet olduğunu yazıyorlardı.

Kürt ailenin ırkçı saldırıya uğradığı iddialarını yok sayan sadece Yeni Şafak da değildi. İktidar yanlısı diğer gazeteler de olayı adli vaka olarak gösteriyorlardı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da “Bunun Kürt-Türk meselesiyle ilgili herhangi bir alakası yoktur” açıklaması yaptı. “Etnik köken üzerinden yapılan değerlendirmelerin tamamı da istismara, provokasyona ve bu ülkenin birliğine yönelik bir anlayışın kendisidir” demişti.

Bakan Soylu, ülkenin birliğinden söz etmekte haklı. Ancak olan bir olayı yok saymak da en az olmayanı var gibi göstermek kadar tehlikelidir. Araştırmadan, derinlemesine soruşturmadan bu iddiaları reddetmek, üzerini örtmek de “ülkenin birliğine”, Türk-Kürt kardeşliğine zarar verir.

Bu saldırılar devam ederse, -ki maalesef bütün işaretler devam edeceğini gösteriyor- bundan ülkeyi yöneten siyasetçiler kadar, Yeni Şafak ve benzerlerinin "haberciliği" de sorumlu olacak.

Yazının tamamını okumak için tıklayın.

TIKLAYIN - HDP'li Mithat Sancar: İktidarın nefret ve tahrik dili, bu katliamın başlıca sorumlusudur

TIKLAYIN - Bakan Soylu'dan Konya'daki saldırıyla ilgili açıklama: Bunun Kürt-Türk meselesiyle ilgili herhangi bir alakası yoktur

TIKLAYIN - Konya'da katledilen ailenin avukatı Karabulut: Bilgi alamıyorum, inceleme yapmam engelleniyor

TIKLAYIN - Konya'da katliam | Silahlı saldırı düzenlenen evde 7 kişi hayatını kaybetti, ev ateşe verildi!