Medya Ombudsmanı Bildirici: Hâkim ve savcı gibi kararlar veren medya kuruluşları, ilerde Osman Kavala da aklanırsa ne yapacaklar?

Medya Ombudsmanı Bildirici: Hâkim ve savcı gibi kararlar veren medya kuruluşları, ilerde Osman Kavala da aklanırsa ne yapacaklar?

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici "iktidar yanlısı" dediği medya kuruluşlarının hâkim ve savcı gibi kararlar verdiğini ve Anayasa Mahkemesi'nden tersi yönde çıkan kararları görmezden geldiğini söyledi. "Çocuklar ölmesin" dediği için tutuklanan Ayşe Çelik olayından örnek veren Bildirici,  AYM'nin, Ayşe Çelik'in, Beyaz Şov’daki programdaki sözlerini 'terör örgütü propagandası' olarak görmediğini hatırlattı. Yaşananların ardından medya kuruluşlarının düzeltme dahi yapmadığını söyleyen Bildirici, "Ayşe Çelik’i aklayan Anayasa Mahkemesi kararını bile yayımlamadılar" dedi.

571 gündür tutuklu olan Osman Kavala hakkında da benzer haberlerin yapıldığını söyleyen Bildirici, "Hâkim ve savcı gibi kararlar veren medya kuruluşları, ilerde Osman Kavala da aklanırsa ne yapacaklar?" başlığıyla yayımlanan yazısının devamında şunları kaydetti:

Aslında Anayasa Mahkemesi’nin Ayşe Çelik kararı, Resmi Gazete’de 9 Mayıs’ta yayımlandı ve ben yazmakta geç kaldım. Ama AYM’nin Osman Kavala ile ilgili kararı 22 Mayıs’ta çıkınca iki kararı birlikte yazmaya karar verdim.

Çünkü yayınlarında Ayşe öğretmeni yargılayıp mahkûm edilmesi için uğraş veren medya kuruluşları aynı şekilde Osman Kavala’yı da suçlu göstermek ve hakkında mahkumiyet kararı verdirmek için yayın yapmışlardı. AYM’nin Ayşe Çelik hakkındaki kararına yer vermeyen Akşam, Sabah, Yeni Şafak, Takvim, Güneş, Star ve Yeni Akit gazeteleri, AYM’nin Osman Kavala kararını yayımladılar. Zira AYM, Kavala’nın aleyhine karar vermiş; tutuklanmasına yapılan itirazı reddetmişti.

Üstelik Sabah gazetesinde AYM’nin ret kararının yanında Osman Kavala’yı suçlayan yeni bir haber daha yayımlandı. “İşte Gezi kalkışmasının arkasındaki şema” başlıklı haberde Başsavcılığın bir şema hazırladığı ve bu şemada, “Osman Kavala’nın Gezi Kalkışmasını yöneten Taksim platformu ve Taksim Dayanışması’nın gizli yöneticisi ve finansörü olduğu bilgisine yer verildiği” öne sürülüyordu.  Bu şemanın hangi belge ve kanıta dayandığına dair bir veri yoktu haberde. Bu haliyle yargı sürecini etkilemeye yönelik haberlerin devamıydı.

Halbuki Gezi eylemleri nedeniyle Taksim Platformu yöneticilerine dava açılmış ve bütün sanıklar beraat etmişti. Üstelik de o davadaki sanıklar arasında Osman Kavala yoktu. Şimdi aradan altı yıl geçtikten sonra Gezi’yi finanse edip yönetmek ve hükümeti devirmeye teşebbüs etmekle suçluyorlar Osman Kavala’yı. Haberlerde bu bilgilere yer vermeyip, iddialar yerine yargı belirten ifadeler kullanmak gazetecilik ile bağdaşmaz.

Kim olursa olsun yargılanan kişileri, hakkında mahkûmiyet kararı kesinleşene kadar “masum” kabul etmek yerine hâkim ve savcı gibi kararlar veren bu medya kuruluşları, ilerde Osman Kavala da aklanırsa ne yapacaklar? Yine Ayşe öğretmenin aklanmasında olduğu gibi görmezden gelip yollarına devam mı edecekler?

Elbette yine görmezden gelebilirler. Ama böyle devam eden bu medya kuruluşlarının itibar erozyonuna uğraması, güvenin kaybolması kaçınılmaz...

Bildirici'nin diğer eleştirilerini  farukbildirici.com adresindeki kişisel internet sitesini ziyaret ederek okuyabilirsiniz.