Medya Ombudsmanı Bildirici: Yaşamını yitiren iki doktorun ölümleri, Bakan Koca’nın başını çektiği kampanyada araç haline getirildi

Medya Ombudsmanı Bildirici: Yaşamını yitiren iki doktorun ölümleri, Bakan Koca’nın başını çektiği kampanyada araç haline getirildi

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın aşı olmadığını belirttiği iki doktorun ismini vererek yaptığı paylaşımı eleştirdiği bugünkü yazısında, “Yaşamını yitiren iki doktor, bu haberlerle aşı olmayarak kendi ölümlerine neden olmakla suçlanmış oldular. Hem de ölümleri, Covid-19 aşısı olmanın gerekliliği konusunda Bakan Koca’nın başını çektiği kampanyada araç haline getirildi” dedi. Bildirici bugüne kadar Covid-19 sebebiyle ölen 447 sağlık çalışanıyla ilgili mesajların hiçbirinde aşı detayına yer verilmediğine dikkati çekti.

Bakan Koca’nın söz konusu bu paylaşımının ardından yine Covid-19 dolayısıyla ölen Dr. Harun Alper Yalınçetin için başsağlığı mesajı yayımlamadığına işaret eden Bildirici, “Sağlık Bakanı Koca’nın ölen tüm hekimler için başsağlığı mesajı yayımlama gibi bir duyarlılığı bulunmuyor. Başsağlığı paylaşımında bulunmasının nedeni de bu iki hekimin aşı olmamış olmaları…” görüşünü ifade etti.

“Sağlık Bakanı Koca’nın ölen hekimler için başsağlığı mesajı yayımlayıp yayımlamaması insani duyarlılığı ile ilgili ve kendisinin bileceği bir konu. Ancak bence asıl üzerinde durulması gereken, Bakan Koca’nın iki hekimin ölümünü aşı kampanyasında araçsallaştırmaya ve aşı olmadıklarını açıklamaya hakkı olup olmadığı…” eleştirisi getiren Bildirici, ‘hasta haklarını’ hatırlattı.

“Böylesi küresel bir salgın karşısında aşı olmak elbette bir gereklilik. Aşılanmayan insanların seçimleri diğer insanlara da zarar verme riski taşıyor. Bu nedenle aşı zorunluluğu getirilmesi insan hakkı ihlali olarak değerlendirilemez ve aşı reddi de bireysel hak olarak kabul edilemez” diyen Bildirici, şunları kaydetti:

“Ancak Türkiye’de aşı zorunluluğu yok, bu yönde bir karar da alınmadı, yasal düzenleme de yapılmadı. Söz konusu iki hekim, her ne kadar aşının yararını ve gerekliliğini topluma aktarmakla yükümlü bir mesleğin mensupları olsalar da aşıyı reddetme yönünde bireysel bir tercihte bulunmuşlar. Yanlış da olsa bu kararları ve ortaya çıkan sonuç, artık o iki hekimin mahremiyeti ve buna herkes saygı göstermek zorunda. Ölmüş olmaları mahremiyetin ortadan kalktığı anlamına da gelmez.”

Bildirici medyaya yönelik de şu eleştirilerde bulundu:

“Medya da Sağlık Bakanı Koca’nın açıklamasını “Aşı olmayan iki doktor coronadan yaşamını yitirdi” başlıklarıyla, hem de açık isimleri, çalıştıkları hastaneler ve fotoğraflarıyla birlikte yayımlayarak iki hekimin mahremiyet hakkının ihlal edilmesine katkıda bulundu; aracılık etti. Gazeteler, televizyonlar ve internet portalları, bu haberleriyle bu iki doktoru kendi ölümlerinden dolayı da suçlayan ifadelerle 'lekelenmeme hakkı'nı da zedelediler.

Gazetecilikte şüphe ve sorgulama esastır. Sağlık Bakanı Koca’nın iki doktorla ilgili paylaşımı da sorgulanmalı ve hasta haklarını, mahremiyetini ihlal ettiği için isimleri kodlanarak ve fotoğrafsız olarak haber yapılmalıydı. Yaşamını yitiren iki doktorun mahremiyeti korunmuş ve anıları lekelenmemiş olurdu.”