Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya destek çıktığı sözleri ile Anayasa Mahkemesi’ne ilişkin sarf ettiği sözlerinin iktidara yakın medya organlarınca sansürlendiğini yazdı.
Bildirici, bugünkü, “İktidar medyasından Bahçeli'ye Soylu ve Anayasa Mahkemesi sansürü” başlıklı yazısında, “Dün sadece Türkiye gazetesi Bahçeli’nin Soylu’ya sahip çıkmasını ilk sayfadan ‘Süleyman Soylu yalnız değildir’ diyerek başlığa çıkardı. Yeni Akit de iç sayfadan küçük verdiği habere ‘Bahçeli’den Süleyman Soylu’ya destek’ başlığı koydu. Sabah, Hürriyet, Milliyet, Akşam ve Yeni Şafak gazeteleri Bahçeli’nin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na yönelik sözlerini başlığa taşıdılar. Bu gazetelerin tümü, ağız birliği etmişçesine Bahçeli’nin Soylu hakkındaki sözlerini haberin içine gömdü” diye yazdı.
“İktidar medyasının bu tutumu, haber değeri açısından değil siyasi kaygılarla yaklaşıldığının bir göstergesi” diyen Bildirici, “Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Soylu’yu İçişleri ile ilgili iki toplantıya çağırmadığı ve birlikte fotoğraf vermekten kaçındığı bir dönemde Bahçeli’nin Soylu’ya sahip çıkması önümüzdeki günlerde siyasete yön verecek nitelikte bir çıkıştır” görüşünü ifade etti.
“Bence iktidar medyasının Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi (AYM) ile ilgili sözlerine yönelik tutumu, Soylu hakkındaki sözlerine yaklaşımından daha enteresan ve daha bütünlüklüydü” diyen Bildirici, şunları kaydetti:
“Bahçeli’nin ağır dille yaptığı suçlamalar Anayasa Mahkemesi’ni baskı altına alıyor. MHP ve AKP’nin yeni anayasa taslağı üzerinde çalıştıkları düşünülürse, Anayasa Mahkemesi kapatılmasa bile yetkilerinin tırpanlanmasının gündeme gelebileceği görülüyor. Hem de Anayasa Mahkemesi’nin gündeminde HDP’nin kapatılması davası gibi önemli konular bulunuyor.
Yargı bağımsızlığının kalmadığını yargı mensuplarının bile kabul ettiği bir dönemde Anayasa Mahkemesi’nin Bahçeli tarafından böylesine baskı altına alınması demokrasi ve hukuk devleti açısından son derece tehlikeli.
Bağımsız ve eleştirel medyanın kamuoyunun dikkatini bu tehlikeye çekmesi gerekirken Bahçeli’nin suçlamalarını -iktidar medyası gibi- görünmez kılması yanlış. Hâlâ bir nebze de olsa iktidara mesafeli kalarak işlevini yerine getirmeye çalışan bir kurumu savunmak, ona yönelik baskılara karşı çıkmak gerekir.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.