Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, “Habertürk televizyonundaki bir programda sunucu Didem Arslan Yılmaz’ın, “Burası bir kamu televizyonu değil. Özel bir sektörüz. Bu bir tercihtir' sözlerinin ardından başlayan tartışma haber televizyonlarında son yıllarda hâkim olan yayıncılığı gözler önüne sermesi açısından değerli.” düşüncesini dile getirdi.
Bildirici, "Bildiğim kadarıyla Habertürk televizyonunun yöneticileri bugüne değin siyasi bir misyon yüklendiklerini açıklamadıkları gibi, HDP milletvekili ve yöneticilerini ekrana çıkarmayacaklarını ve bunun gerekçelerini açıklamadılar. Yayın politikasını açıklamak Habertürk’ün sunucularına düşmez. Kaldı ki, HDP milletvekili ve yöneticilerine ambargo uygulanması Habertürk’e özgü değil, birçok haber kanalında sürdürülüyor. Üstelik de bir süre önce bütün haber kanallarında olduğu gibi HDP milletvekili ve yöneticileri Habertürk televizyon kanalına çıkabiliyorlardı. Bu nedenle söz konusu uygulama, sadece Habertürk’ün tercihi ve 'özel televizyon kanalı olması' ile açıklanabilecek bir durum olamaz. Bunun gerçek nedeninin medyanın içinde bulunduğu baskı ortamı ve ülkedeki siyasi iklim olduğu gözardı edilemez." görüşünü savundu.
Bildirici, "Zira haber televizyonlarında sadece bazı siyasi parti ve kuruluşlara değil, siyasi iktidarın ekranlarda görmek istemediği kişilere de ambargo uygulandığı bilinmektedir. Haber kanallarındaki 'Ekrana çıkarılmayacaklar listesi'nin, 'Ekrana çıkarılabilecekler listesi'ni geçtiği, tartışma programlarına hep aynı insanların çıkarılması ve onların profilinden de bellidir. Haber televizyonlardaki tartışma programlarına katılanlar, sunucuların görüşlerine uygunluk testinden geçirilemez. Sunucu da programa çıkardıklarının katılanların tümünün görüşlerine katılmak ya da katılmamak zorunda değildir. Tartışma programları da nihayetinde bilgilendirici ve habercilik ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmesi gereken programlardır." değerlendirmesini yaptı.
Bildirici, "Haber televizyonlarının, siyasi iktidarın yönlendirmeleriyle yayın yapması, görevini yerine getirmemesiyle eşdeğerdir. Haber yayıncılığının işlevini iktidar sözcüleri ve onların uygun gördüklerini ekrana çıkarmaya indirgemek yayıncılıkta en büyük günahtır." ifadesini kullandı.
Yazının devamı için tıklayın
Habertürk TV'de yayınlanan 'Türkiye'nin Nabzı' programında HDP'nin 'Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü' tartışıldı. Tartışma sırasından yıllardır HDP'ye TV'lerde yer verilmediğini ve HDP'ye kendini ifade etme fırsatı verilmediğini söyleyen Salim Şen'e, sunucu Didem Arslan Yılmaz, "Salim bey burası bir kamu kuruluşu değil" demişti.
Yaptığı açıklamanın savunma değil durum tespiti olduğunu belirten Arslan, bu sorunun kendilerine de sık sık geldiğini söyleyerek, "Sonuçta biz kamu kuruluşu değiliz, özel bir sektörüz. Bu bir tercihtir. Bu tercihin nedenleri öyle veya böyle farklıdır. Ama zaman zaman bu ekranlarda da HDP'liler zamanında olmuştur" diye konuşmuştu.
HDP Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan da görüntüleri sosyal medya hesabından "Şunu demek istiyor: HDP’lileri çıkarırsak; patron fırça yer, ihale alamaz, işleri bozulur, beni de kovarlar" ifadeleri ile paylaştı. Paylan, "Gazetecilik tercih değil hakikat arayışıdır" düşüncesini dile getirmişti.