Hrant Dink Vakfı tarafından yürütülen "Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi" çalışması kapsamında 2014 yılı Mayıs-Ağustos aylarını kapsayan medya izleme raporu iki bölüm halinde yayımlandı.
Akademisyen İdil Engindeniz tarafından hazırlanan raporun ilk bölümünde ulusal, dini ve etnik kimlikleri hedef alan nefret söylemi içeriklerinin yanı sıra kadın ve LGBTİ’lere yönelik içerikler ‘Diğer Dezavantajlı Gruplar’ başlığı altında yer aldı.
Raporun ayrımcı söylem dosya konusunu hazırlayan hukukçu Rita Ender ise İsrail Devleti’nin Filistin’e yönelik operasyonu çerçevesinde yazılı basında özellikle Yahudi kimliğine yönelik yer alan ayrımcı söylemin analizini yaptı.
2014 yılı Mayıs - Haziran - Temmuz - Ağustos aylarını kapsayan dört aylık döneminde ulusal, etnik ve dini grupları hedef alan 246 köşe yazısı ve haber içeriği tespit edildi. 2014’ün ilk dört aylık döneminde nefret söylemi içeren haber ve yazı sayısı 188’di. Bu dönemde de hedef alınan gruplara göre dağılım yapıldığında, incelenen 246 içerikte 338 nefret söylemi görüldü.
246 içerikten 137’si (yüzde 55.69) 21 farklı ulusal yayında yer aldı. Kalan 104 yazı (yüzde 42.27) ise, 63 farklı yerel gazetede yer aldı. Kıbrıs gazetelerinde yayımlanan sekiz içerik ise yine nefret söylemi kapsamında değerlendirildi.
Bianet’te yer alan habere göre, nefret söylemi yine en çok köşe yazılarında üretildi. İncelenen içeriklerin 187’sini köşe yazıları, 53'ünü haberler oluşturdu.
Nefret söylemine en fazla rastlanan ulusal gazeteler arasında ilk sırada yine Yeni Akit (39 yayın) yer aldı. Yeni Akit’i 23 yayınla Milli Gazete, Milat gazetesi (13), Ortadoğu gazetesi (12), Yeni Çağ (10), Sabah (6), Sözcü (5), Yeni Mesaj (5), Anayurt (3), Türkiye (3), Yeni Şafak (3), Akşam (1), Aydınlık (1), Güneş (1), HaberTürk (1), Milli İrade (1), Önce Vatan (1) ve Sol (1) izledi.
Önceki dönemde tek içerikle listeye giren Sabah, bu dönem altı yazıda nefret söylemi üretildiği görülmektedir. Bu içeriklerin beşi, Ersin Ramoğlu tarafından kaleme alınan köşe yazılarından oluştu.
Nefret söylemindeki bu artışa İsrail’in Filistin’e saldırısı ve Recep Tayyip Erdoğan ’ın Ermeni Soykırımı ile ilgili taziye mesajı etkili oldu.
Nefret söylemi üretilen yazılarda belli bir mantığı izleyen argümanlar yerine öfke duygusunun yazı akışına hâkim olduğu gözlemlendi. Önceki dönemlerde olduğu gibi bu dönemde de “Seydibeşir Usare Kampı” Ermenilere yönelik nefret söylemi üretmede bir araç olarak kullanıldı.
Bu dönemde, nefret söylemi üreten yazı sayısında gözlenen artış hedef alınan grup sayısına da yansıdı. Bir önceki dönemde 21 farklı grup nefret söylemine maruz kalmışken 2014’ün ikinci dört aylık döneminde bu sayı 32’ye yükseldi.
Hedef alınan 32 farklı grubun onu sadece tek bir yazıyla nefret söyleminin hedefi olurken bazı grupların ele alındığı yazı sayısı ilgi çekici ve gündemle yakından ilgili bir artış gösterdi.
Yılın ikinci dört aylık döneminde, en çok Yahudiler hakkında, 130 içerikte, nefret söylemine rastlandı. İkinci sırada 60 içerikle Ermeniler gelirken, Hıristiyanlar 30 içerikle üçüncü sırada yer aldı. Onların ardından 21 içerikle Rumlar, 18 içerikle Kürtler ve 10 içerikle Suriyeli mülteciler nefret söylemine maruz kalan gruplar arasında bulundu.
Bu gruplar önceki dönemlerde birbirine yakın sayılara sahipti. Bu dönemdeyse Yahudiler hakkında üretilen nefret söylemi üretilen içerik sayısı Hıristiyanlar hakkındaki içeriklerin iki katı, Ermeniler hakkında nefret söylemi üretilen içerik sayısı Hıristiyanların beş katı kadar fazla oldu.
Toplam 180 içerikte İslam dışı inanışa sahip olan, Sünni olmayan veya herhangi bir inanışı bulunmayan 10 farklı grup hakkında nefret söylemi üretilirken iki içerikte de Müslümanlar hakkında nefret söylemi üretildi. Etnik ve milli aidiyete dayalı olarak nefret söylemi içeren 68 yazıysa 19 farklı grubu hedef aldı. Son kategoride değerlendirilen yazıların 18’inin Kürtlere yönelik nefret söylemi içerdiği görüldü ve bir önceki döneme göre (14 içerik) az da olsa bir artış gözlemlendi.
Operasyonun gazetelere yansıdığı ilk gün olan 8 Temmuz’dan 22 Temmuz’a kadar olan 15 günlük süredeki yayınlar incelendi.
İncelenen yayınların 257’si bilgi verici ve olgusal içerikli, 49’u insancıl içerikli, 90’ı eleştiri sınırını aşan ve politik nitelik taşıyan, manipülatif nitelikte, 22’si ise provakatif ve kutuplaştırıcı nitelikte olduğu tespit edildi.
Ele alınan 343 haberin 339’u olay yerine gidilerek yapılmadığı tespit edildi.
Türkiye medyasında “İsrail devleti” veya “İsrail” yahut “İsrail Savunma Kuvvetleri” gibi kişi/kurumları ifade etmek ve bu sözcükleri kullanmak yerine, genelleme yaparak “Yahudiler” veya “İsrailliler” ifadelerinin seçildiği görüldü.
Raporun tamamını okumak için tıklayınız...