Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, TBMM Darbe Araştırma Komisyonuna bilgi verdi. Ağar, "FETÖ sempatizanlarına iflah olma şansı tanınmalı, onları kazanma yoluna gidilmeli, yoksa onları militanlaştırırsınız" dedi. Ağar konuşmasında aktif siyasetteki 'halefi' 'Süleyman Soylu' için de ayrı bir parantez açtı. Ağar, "Son bir ayda emniyette ufak bir toparlanma var" diye konuştu.
Sözcü'den Fırat Tur'un haberine göre Ağar, 'FETÖ' soruşturmalarına ilişkin olarak, “Örgütlerin yapısında üç önemli unsur vardır; yöneticiler, militanlar ve sempatizanlar. Bu örgütte en dikkat edilecek kesim sempatizanlardır. Onlara iflah olma şansı tanınmalı, onları kazanma yoluna gidilmelidir. Yoksa onları militanlaştırırsınız. Sempatizan kesimin rehabilitasyonu konusunda politikalar geliştirilmeli. Ama bunun için de şu an çok erken" yorumunda bulundu.
Son bir ayda emniyette ufak bir toparlanma olduğunu söyleyen Ağar, birçok canlı bombanın yakalanmasının bunun göstergesi olduğunu belirtti. Böyle büyük bir operasyonda mağduriyet olmamasının mümkün olmadığını da ifade eden Ağar, “Topyekün bir mağduriyet havasında takdim etmek örgüte avantaj sağlar” diye konuştu. Ağar’ın bu sözleri geçtiğimiz ay İçişleri Bakanlığına getirilen Süleyman Soylu’la ‘övgü’ olarak yorumlandı.
Görev yaptığı dönemdeki hiçbir bürokratının 15 Temmuz sonrasında bir sıkıntı yaşamadığını dile getiren Ağar, “Benim emniyet müdürlüğü yaptığım dönemde bir tane kaset çıkmadı. Benden sonra bir sürü kaset çıktı. Çünkü biz mahkeme kararı olmadan kimseyi dinlemedik. Dinlediklerimiz de sadece terör örgütü üyeleri, uyuşturucu kaçakçıları gibi isimlerdi. Şimdi bakıyorum, son 10-15 günde yine bizim zamanımızdaki eski dönemlere göre bir yapılanma görüyorum” dedi.
Ağar bir soruya verdiği cevapta ise şunları söyledi:
“Üst, astın her şeyinden sorumludur. Sadece işinden değil, ailesinden, çocuğunun sağlığından bile sorumludur. En yakınında çalışan astının neler yaptığından bir yapılanma olmamalı.”
Mehmet Ağar, basında yer alan ve suç örgütlerini operasyonlarda kullandığıyla ilgili haberler hakkında ise “Paralı pullu bir adam değilimki bir basın sekreteri tutayım, bunları yalanlayayım. Yüzlerce yakan var, hangi birine yetişeyim. Suç örgütleri istihbaratta kullanılmıştır, operasyonda değil” yorumunda bulundu. Ağar sözlerini şöyle sürdürdü; “Ünal Erkan bize dikensiz bir gül bahçesi bırakmıştı. Benim zamanımda Fetullah’ın F’si teşkilatta aktif görev almamıştır. Ben kimsenin siyasi görüşüne de bakmadım. Benim zamanımda sol görüşlü arkadaşlar il emniyet müdürlüğü yapmıştır. Türkiye Komünist Partisi üyelerini biz yıllarca gözümüzde çok büyütmüşüz. TKP üyeleri ellerine bıçak bile almamış, düzgün fikir insanlarıydı”
Ağar, 2006’da DYP Genel Başkanı iken Mardin’de söylediği “Düz ovada siyaset yapsınlar” sözüyle ilgili ise şunları söyledi: “O zaman tüm Anadolu’yu geziyor, herkesle görüşüyorduk. Mardin’de PKK’nın içinden adamlarla da görüştük. ‘Durum stanil gidiyor, ama büyük bir patlama olacak’ dediler. Ben de bunun üzerine, seçimler de yaklaşıyordu ‘Düz ovada siyaset yapsınlar’ dedim. O zaman Genelkurmay, benim için ‘O adam ne diyor’ dedi. Bize koydumu oturtan adam cephede lazım, siyasette değil. O dönemde Genelkurmay bu işe sıcak bir kucak açsaydı, AK Parti çözerdi bu işi. Her şeye rağmen Türkiye’nin, halkın sağduyusuyla bu işi çözeceğini sanıyorum.”
1976 yılında kaymakam yardımcısı olarak İçişleri Bakanlığı bünyesine giren Ağar, 1995 yılına kadar yani tam 19 yıl “kaymakam, polis müdürü, vali ve emniyet genel müdürü” olarak çeşitli koltuklarda bakanlık bünyesinde hizmet vermişti. 1995'te siyasete atılan Ağar daha sonra İçişleri Bakanlığı koltuğunda da oturmuştu. 2002 yılında Doğru Yol Partisi genel başkanlığına gelen Ağar 2007'ye kadar siyasi arenada boy göstermişti. Ağar son olarak 15 Temmuz darbe girişiminin ardından düzenlenen demokrasi mitinglerinde görülmüştü.