Mehmet Âkif Ersoy'un bilinmeyenleri ölümünün 80. yıldönümünde gün yüzüne çıktı

Mehmet Âkif Ersoy'un bilinmeyenleri ölümünün 80. yıldönümünde gün yüzüne çıktı

Bugün, İstiklal Marşı'mızın şairi Mehmet Âkif Ersoy'un ölümünün 80'inci yıl dönümü. 27 Aralık 1936'da hayatını kaybeden Milli Şair'in Milli Mücadele'ye nasıl katıldığı ilk kez yayımlanan gizli bir belge ile gün yüzüne çıktı. Şairin Milli Mücadele’ye katılışındaki tartışmalara nokta koyacak belgeye göre, Ersoy'un Ankara’ya gelmesini bizzat Atatürk istemiş.

Milliyet'ten Mert İnan'ın haberine göre 8 Nisan 1920 tarihli belgede Ersoy, Milli Mücadele’ye katılması için bizzat Atatürk tarafından Ankara’ya çağrılırken, bu seyahat Kuvayi Milliye tarafından organize edildi. Doç. Ali Güler tarafından kaleme alınan ‘Bayraklaşan Âkif’ adlı kitapta yayımlanan dönemin gizli belgelerinde, Atatürk’ün kod isim kullanan istihbarat elemanlarına yazdığı şifreli mesajların ayrıntılarına yer verildi.

Oğluyla ayrılıyor

Heyeti Temsiliye Reisi Mustafa Kemal Paşa imzası ile 8 Nisan 1920 günü İstanbul Heyet-i Merkeziye Teşkilatı’ndan Zafer kod isimli istihbarat elemanı Yenibahçeli Şükrü’ye yazılan şifreli telgrafın  son maddesinde, “Burada ulemaya ihtiyaç vardır. Ali Beyle görüşülerek Hoca Fatin, Şair Mehmet Âkif  Efendilerin ve sair tensip edileceklerin sür’at-i sevkleri” talimatı yer alıyor. Nisan 1920 tarihli Mustafa Kemal Paşa imzalı diğer gizli telgraf belgesinde ise Ankara’ya çağrılan Ersoy’un sağlık ve yolculuk durumu İstanbul Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nden Oğuz Bey kod isimli istihbarat elemanına soruluyor.

İlk kez yayımlanan arşiv belgelerine göre Atatürk tarafından Ankara’ya gelmesi istenen Mehmet Mehmet Âkif, 10 Nisan 1920’de sabah namazının ardından ailesiyle vedalaşıp 12 yaşındaki oğlu Emin ile birlikte İstanbul’dan ayrılıyor. Çengelköy’den Üsküdar’daki Karacaahmet Mezarlığı’na yürüyerek gelen Ersoy ve 12 yaşındaki oğlu Emin, burada kendilerini bekleyen Trabzon vekili Ali Şükrü Bey ile Kısıklı üzerinden Alemdağ’a ardından da Milli Mücadele yanlılarının toplandığı göz doktoru Esat Paşa’nın ‘Baltacı Çiftliği’ne hareket ediyor. Bir süvari refakatinde atla yola devam eden Ersoy ve oğlu Emin geceyi bir köyde geçirdikten sonra ertesi gün İzmit, Adapazarı arasında bulunan Kuva-i Milliye kafilesine katılıyor. Ersoy ve oğlu, Geyve yakınlarında karşılaştıkları Kuşçubaşı Eşref ve Yenibahçeli Şükrü Bey ile kafileden ayrılarak demiryolundan dekovil ile önce Eskişehir’e, ardından da trenle Ankara’ya hareket ediyor.

Arşiv belgelerine göre Meclis’in açıldığı 23 Nisan’dan bir gün sonra Ankara’ya varan milli şair trenden iner inmez Meclis’in yolunu tutuyor. Meclis koridorunda Ersoy’u gören Mustafa Kemal Paşa “Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz. Şimdi görüşmek kabil olmayacak, ben size gelirim” ifadelerini kullanıyor.

Mezara Tarkan’ın büyük amcası indirdi

Kitapta en çarpıcı bölümlerden birini de Âkif’in son yolculuğuna uğurlandığı anlar oluşturuyor. Ersoy’u, mezara şarkıcı Tarkan’ın büyük amcası dönem Askeri Tıbbiye öğrencisi olan Fethi Tevetoğlu ile sınıf arkadaşı Maraşlı Abdullah indiriyor. Edirnekapı Şehitliği’ne getirilen Ersoy, kefenine Türk bayrağı sarıldıktan sonra gömülüyor. Ersoy’un defin işlemi ise Tevetoğlu’nun anılarından şöyle aktarılıyor: “Bütün bir milletin dileği olan bu düşünce ile ebediyet yolcusunu en sevdiği bayrakla sardım ve uğurladım...”

"İhtiyacımız milli mutabakat"

- Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Âkif Ersoy’un vefat yıldönümü dolayısıyla yayımladığı mesajında “Mehmet Âkif’in İstiklâl Marşı ile ortaya koyduğu milli mutabakat iklimine bugün her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var” dedi. - Başbakan Yıldırım da Mehmet Âkif’in, eserleri, şiirleri, destansı mücadelesi ve hayatıyla gelecek nesillere de ilham kaynağı olacağına inandığını bildirdi. - CHP lideri Kılıçdaroğlu, “İstiklâl Marşı’nın yazarı Mehmet Âkif Ersoy namuslu bir vatansever, Kurtuluş Savaşı’nda milletimize umut aşılayan bir ışık kaynağıdır” diye konuştu.