Fenerbahçe ile ilgili 3 Temmuz sürecinden bu yana eleştirilerin odağında kalan Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, başkan olduğu döneme ait yaşadıklarını basın mensuplarıyla paylaşıyor.
Aydınlar'ın konuşmalarının satırbaşları şöyle:
"Süreç içerisinde en çok zarar gören insanlardan biri olarak gerçekleri kamuoyuyla paylaşmaya karar verdim. Şimdi Fenerbahçe Spor Kulübü'yle ilgili çok kritik bir sürece girildi. İsmim sürekli gündeme geliyor ve spekülasyonlar yapılıyor. Bugün en doğru zaman olduğuna karar verdim.
Kişiler ve isimlerden fazla bahsetmeyeceğim. Bazı bölümlerde zorunlu olarak isim vermem gerekebilir. Artık kişilerle ilgili konuşmanın doğru olmadığını düşünüyorum.
Henüz dört günlük başkanken kucağımda bomba buldum. Mehmet Ali Aydınlar'ın başkan olmasının bu süreci nasıl etkilediğini düşünmenizi istiyorum. Bir Federasyon Başkanı olarak 'Durum gerçekten vahim' demekten doğal bir şey olamaz. O gün bütün medya organlarında anlatmaya çalıştım. Masumiyet karinesine özen gösterdim. "Türk futbol tarihinin en ağır davasını çözebilmek için çabalamaya karar verdim. Bugün bir kez daha söylemek istiyorum. Yaşadığım yedi aylık süreci bu hassasiyetin üzerine kurdum. Bu çaba ve gayretlerimizin karşılığı ise hain ilan edilmek ve hedef gösterilmek oldu. Bu yaşananları hak etmek adına gerçekten ben ne yaptım?"
"Fırsat 1 kere değil, tam 3 kere Fenerbahçe yöneticilerinin eline geçti. Ama onlar elinin tersiyle itti. Her ne kadar UEFA yetkilileri, 'Soruşturmada adı geçenler Avrupa'ya gidebilir' dese de üstü kapalı tehdit etti. Fenerbahçe yöneticilerine 'Bu sene Şampiyonlar Ligi'ne gitmeyin' dedim. Uyardım. Basın toplantısı yapıp, 'Kendinden şüphesi olanlar Avrupa'ya gitmesin' dedim.
Sizleri düşünmeye davet ediyorum. O gün TFF'de Mehmet Ali Aydınlar olmasa ne olurdu. Süreç nasıl gelişirdi sadece biraz düşünün. Durum neden vahim dedim. Türkiye'de futbol adına yaşanacakları öngördüğümde durum vahim demem doğaldır. Bunu böyle tanımlamayan futboldan anlamıyor demektir. TFF'nin Diplin talimatnamesini herkes bilsin. Spor tarihinin en ağır davasını çözmek için uğraştım. Bir kez daha söylüyum. Büyük bir çaba gösterdik. Karşılığı ne oldu? Tüm bunların karşısında hedef gösterilip hain ilan edildik. Yüzlerce tehdit telefonları aldım. Ne yaptım? Bu sorunun cevabını hala arıyorum.
Süreçten 1 gün sonra UEFA bir mektup yolladı ve hassasiyetlerini dile getirdiler. Fırsat 1 kere değil 3 kere Fenerbahçe Yönetici'lerinin eline geçti. 3 kere de ellerinin tersi ile ittiler.
Fenerbahçe yöneticilerine "Şampiyonlar Ligi'ne gitmeyin" dedim. Aynı gün bunu basın toplantısında da özellikle söyledim. Bu kez UEFA'dan çok hassas bir mesaj geldi. Bu mektup sonrasında Fenerbahçeli yönetilerle paylaştım. Kendilerinden acilen karar vermesini istedim. Yöneticilerden biri kalkarak "Şimdi gidip yötimi toplayıp gitmiyoruz karaını alıyoruz" dedi. Ben Türkiye'yi riske edemezdim. Biz de kararımızı verdik ve katılmıyor dedik. Bir TV programına katıldım ve Trabzonspor'un gittiğini öğrendim. Bize sorulsaydı biz Bursaspor'u önerirdik. Bir yönetici programa bağlanıp beni suçladı.
Fenerbahçe kendisi 'biz gelmiyoruz' diyebilirdi. Ben o sene gönderseydim de UEFA o sene Fenerbahçe'yi almayacaktı. Hem de Milli Takımı 3-5, Fenerbahçe'ye de 8 yıl vereceklerdi. Fenerbahçe'yi aldığım kararlarla ben kurtardım. Bundan sona beni suçladılar. Beni hain durumuna düşürmeye çalıştılar. Bugün bakında UEFA'nın dediklerinin çıktığını gördük. İnsanları yanıltıyorlar. Bu sene de oldu. CAS ne derse desin Avrupa'ya gideceğiz dediler ama durum ortada.
Şimdi herkese soruyorum. O gün bu istenilenler olsaydı. Fenerbahçe Yönetimi kişileri kurtarmak için değil de Fenerbahçe'yi kurtarmak için hareket etseydi şu anda hangi noktada olurduk... Geçen hafta Fenerbahçe Başkanı '58. madde değişsin demedik' dedi. Ama gerçek böyle mi? Kulüpler Birliği imza ile bize başvurdu. O gün Hürriyet Gazetesi'nde büyük puntolarla çıkan haberde ne diyorlar. Ondan sonra da 58. madde değişemez diyorlar. Neden? Çünkü 106 yıllık kulüp için değil kulübü bu hale getirenlerin menfaatleri için çalışıyorlar. Porto, Juve ve Milan örnekleri verildi. Bunlar 2006 öncesinde oldu. 2006'da Platini geldi ve '0 tolerans' dedi. Bahsettiğim fırsatlardan biri kullanılsaydı Fenerbahçe Kulübü bu damgayı yemeyecekti.
Bugün haklı çıkmanın maalesef üzüntüsünü yaşıyorum. O gün tablo çok netti. Dava konusunda 'bu dava namus davamız' diyenler kendilerine sorduğumda 'başka çaremiz yok CAS davasını çekmek zorundayız' dediler. UEFA'dan randevu istediler alamadılar, benden rica ettiler ben aldım görüştüler. Yapılan pazarlıkta ne ben ne de TFF yetkilisi vardır. O pazarlıkta 3 yönetici bir de televizyon televizyon dolaşan avukat vardı. Yaşananlar benim dönemimde oldu, randevuyu ben aldım.
Fenerbahçe Yönetim Kurulu zararı tazmin etmek zorunda. En geç 2 Kasım'a kadar ödeme planı sunmak zorundalar. Kongre Üyesi olarak bugün başlatıyorum. Toplam 135 milyon Euro yapıyor, bu kendi tespitleri. Burada da kandırma varsa pazarlık yapabilirim. Bu bedeli tazmin edebileceklerine inanıyorum. Hukuk kurallarını iyi bildiklerini iyi biliyorum. Her bir Kurul üyesi müşterik borçludur. Bu da yasa önünde zorunluluktur. Fenerbah.e'ye bu lekeyi sürenler bunu tazmin etmek zorundadırlar.
Olağanüstü seçim 2 ay sonra olur mu? 20 gün ya da 30 günde olur. Biz 2 ay sonraya süreç belirleyip rekora imza atmış durumdayız. İnanıyorum ki bu süreçte birçok başkan adayı çıkacaktır. Ancak unutmayın Fenerbahçe kimsenin vesayetinde değildir, kimse bu kulübe sahip değildir. Herkes haddini bilmelidir. Ana sorun seçim değil, zihniyettir. 25 yılını bu kulübe vermiş biri olarak konuşuyorum. Dünyada milyonlarca taraftarı olan başka bir kuruluş var mıdır? Bakkal gibi yönetilen böyle başka kuruluş var mıdır? Fenerbahçe kurumsaldır diyen biri var mı aranızda? Bunu yapmaya kimin hakkı olabilir. Böyle mi dünya kulübü olacağız? Çok açık bir çağrı yapıyorum. Yeni yapılanma yapılmalıdır. Böyle büyük taraftar bu yaşananları hak etmiyor. Dünya değişiyor alışkanlık değişiyor. Değişmeyen tek şey Fenerbahçe'deki kaos. Yeter artık, hep mi sizin dışınızdakiler suçlu? Artık dünya kulübü yoluna girmeliyiz.
Ben her zaman Fenerbahçe Başkanı olmak istediğini söyledim. Bugün açıklıyorum; 2 Kasım'da yapılacak seçime aday değilim. Şayet, bu yönetim aday olursa ya da emanetçi birini aday yaparlarsa adaylığımı gözden geçiririm.