Mehmet Ali Yalçındağ Doğan Medya Grubu başkanlığından istifa etti!

photo Mehmet Ali Yalçındağ, Tayyip Erdoğan, Aydın Doğan ve Emine Erdoğan, Doğan Holding bünyesindeki Trump Towers'ın 2012 yılındaki açılışında

Red Hack'in kendisine ait olduğu iddia edilen e-posta yazışmalarını yayımladığı Doğan Medya Grubu Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, görevinden istifa etti. 

Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ, istifasıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada "Kişisel bilgisayarlarımda yapılan teknik incelemede, bu e-postaların benim tarafımdan yazılmadığı, benim bilgisayarım tarafından gönderilmediği ortaya çıkmıştır. Bu çirkin bir sahtekarlıktır" dedi. 

"Hükümetler ile medyanın kavgasının ülkeye bir yarar getirmediğine inandım. Eleştirilerin yapıcı olmasını ve diyalog kanallarının açık tutulmasından yana oldum" diyen Yalçındağ, "Bu tutum ve yapımdan rahatsızlık duyan bazı çevrelerin beni hedef göstererek, Şahsımı Doğan Grubunu yıpratma çabası içine girdiklerini görüyorum" ifadesini kullandı. 

Yalçındağ sızıntılarla ilgili olarak daha önce yaptığı açıklamada "Benim bilgisayarım maalesef bir şekilde hacklenmiş. Benim günlük bütün raporlarım, rapor dediğim günlük, ben 22 senedir günlük tutuyorum. Hepsi maalesef çalınmış, ele geçirilmiş" demişti.

Yalçındağ'ın açıklaması şöyle:

1989 yılından bu yana, Doğan Grubu'na bağlı kuruluşlarda farklı görevlerde bulundum. En üst düzeyde sorumluluk aldım. 2016'dan bu yana da görevim Doğan medya kuruluşlarının koordinasyonuydu. Bu görevlerimi her zaman Kurumsal yapımızın belirlediği dürüst ve ilkeli yayın politikalarına olan inancımla yerine getirdim. Tüm çalışmalarımda uzlaşarak, birlik ve beraberlik içinde üretmenin (her zaman) yapıcı ve verimli olduğuna inanarak çalıştım.  Medyanın sorgulayıcı ve kamuoyundaki tartışmaların önünü açıcı rolünün ne kadar önemli olduğunu 20 yıllık yöneticilik tecrübelerimde gördüm. Çalışmalarımda, Doğan Yayın İlkeleri'ne hassasiyetle uyulmasına, yayınlarımızın evrensel değerlere uygun, adil ve tarafsız olmasına özen gösterdim. Aynı zamanda, her yayın kuruluşumuzun kendi kültürüne uygun yayın yapmasının önemini bilerek, bu yapıya müdahale etmedim. 

"Doğan Medyası önemli bir sınav verdi"

Son dönemde ülkemiz iki büyük tehditle karşı karşıya kaldı: Terör ve 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi. Bu tehditlere karşı Doğan Medyası, demokrasiye olan bağlılığı, ülke birlik ve bütünlüğüne yönelik hassasiyeti ile en tepe yönetiminden tüm çalışanlarına kadar önemli bir sınav verdi ve rol oynadı. Bu ilkeli duruşun bir parçası olmaktan, mutluluk duyuyorum.

"Hükümet ile medyanın çatışması faydasız"

Bütün hayatım boyunca ve üstlendiğim tüm görevlerde çatışmadan uzak durdum. Uzlaşma ve diyaloğu en iyi yöntem olarak benimsedim. Her kesimle samimi görüş alışverişine önem verdim. Hükümetler ile medyanın kavgasının ülkeye bir yarar getirmediğine inandım. Eleştirilerin yapıcı olmasını ve diyalog kanallarının açık tutulmasından yana oldum. Bu tutum ve yapımdan rahatsızlık duyan bazı çevrelerin beni hedef göstererek, Şahsımı Doğan Grubunu yıpratma çabası içine girdiklerini görüyorum.

Her fırsatta dile getirdiğim bu görüşlerimi hatırlatmamın nedeni, son günlerde dijital ortam ve sosyal medyada bana ait olduğu iddia edilen e-posta mesajları yayınlandı. Kişisel bilgisayarlarımda yapılan teknik incelemede, bu e-postaların benim tarafımdan yazılmadığı, benim bilgisayarım tarafından gönderilmediği ortaya çıkmıştır. Bu çirkin bir sahtekarlıktır. Bu sahtekarlığın nasıl yapıldığına ilişkin kapsamlı teknik incelemelerimizi sürdürüyoruz . Bu yayınlara karşı her türlü hukuki hakkımı kullanacağım.

"Görevi bırakmam kendi doğrularımı savunmaktan alıkoymayacak"

Bu sene başından beri, özveri ve itinayla sürdürdüğüm bu zor görevi, şahsıma yönelik bu saldırıların Doğan grubunun itibarına hiçbir şekilde zarar vermemesi maksadı ile bugün itibariyle bırakma kararı aldım. Görevimi bırakmam, ne kendi doğrularımı savunmaktan beni alıkoyacak ne de mensubu olmaktan onur duyduğum Doğan Grubu medyasını ilkelere bağlı yayın politikasından caydırabilecektir. Bu süreçte, her daim olduğu gibi yanımda olan ve beni destekleyen Onursal Başkanımız Sn. Aydın Doğan’a, ve Doğan Yayın Grubu’nda birlikte çalıştığım, bana destek olan bütün çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim"

Ne olmuştu?

Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın e-posta adresini hacklediğini iddia eden Red Hack, cezaevindeki sol görüşlü isimlerin serbest bırakılmaması halinde mesajlaşmaları 27 Eylül'den itibaren yayımlayacağını duyurmuştu.

RedHack grubunun, Enerji Bakanı Berat Albayrak'a ait olduğunu öne sürerek servis ettiği maillerde, Doğan Medya Grubu'nun hükümeti bilgilendirdiği, Mehmet Ali Yalçındağ'ın Albayrak'a attığı iddia edilen notlarda görülüyordu. Yalçındağ'ın yaptığı çalışmaları ve görüşmeleri Cumhurbaşkanlığı ve hükümet kanadına bildirdiği iddia ediliyordu.

Red Hack'in yayımladığı e-posta trafiğindeki mesajlaşmalardan bazıları şöyleydi:

Doğan Grubu'ndan hükümete gittiği iddia edilen e-postalardan: Yazarlarımız seviyesizliği sürdürüyor!

Mehmet Ali Yalçındağ "Günlüklerim" demişti

Yalçındağ , RedHack tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın e-posta kutusunda yer aldığı iddiasıyla paylaşılan yazışmalarla ilgili "Benim bilgisayarım maalesef bir şekilde hacklenmiş. Benim günlük bütün raporlarım, rapor dediğim günlük, ben 22 senedir günlük tutuyorum. Hepsi maalesef çalınmış, ele geçirilmiş” demişti. Yalçındağ, yazdığı raporların manipüle edildiğini söylerken “Ama bu benim e-mail attığım doğru değil. Buradaki şey, teknik çalışma neticelenmedi ama bilgisayarımın şifresini ele geçiriyorlar, kırıyorlar, bilgisayarımdaki günlük raporlara, günlük şeylere giriyorlar. Bunları değiştirerek, manipüle ederek ve hitap koyarak bazı yerlere ya e-mail atıyorlar ya e-mail atmış gibi gösteriyorlar ya da bunu fotoğrafla atıldı gibi algı yaratıyorlar” ifadelerini kullanmıştı.