Mehmet Altan: AYM'nin verdiği “hak ihlali” kararına rağmen mahkeme bu kararı tanımayarak beni hapiste tutmayı anayasaya aykırı bir şekilde sürdürdü

Mehmet Altan: AYM'nin verdiği “hak ihlali” kararına rağmen mahkeme bu kararı tanımayarak beni hapiste tutmayı anayasaya aykırı bir şekilde sürdürdü

Akademisyen ve yazar Mehmet Altan’ın, hakkındaki Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulamayan hâkimlere açtığı tazminat davası bugün İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, görevsizlik kararıyla dosyayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderdi. Mahkemenin görevsizlik talebinin kabul edilmesi halinde hâkimler, Seval Alaçam, Kemal Selçuk Yalçın ve Mehmet Akif Ayaz’ın dosyası, Yargıtayda yargılanan hâkim Orkun Dağ’ın dosyası ile birleştirilecek.

Davacı Mehmet Altan ve avukatı Figen Albuga Çalıkuşu’nun katıldığı duruşmaya davalı hâkimler ve avukatları katılmadı.

Mehmet Altan, CMK 141. maddesini hatırlatarak hakimlerin usul kurallarına uymadığını söyledi. 

Altan şu ifadeleri kullandı: 

“Ben usul kurallarına uyulmayan ve keyfi adli işlemler yapılan bir hukuki süreçten ağır bedeller ödeyerek geçtim. Yıllarca haksızlığı yüksek mahkeme kararlarıyla kanıtlanmış uygulamalar nedeniyle hapis yattım. Üstelik Anayasa Mahkemesinin verdiği “hak ihlali” kararına rağmen mahkeme bu kararı tanımayarak beni hapiste tutmayı anayasaya aykırı bir şekilde sürdürdü.”

Bu davada adı geçen kişiler AYM’nin 3 ihlal kararına rağmen beni ‘cebir ve şiddet’ unsurunu şart koşan TCK 309. Maddesine göre ‘ağırlaştırılmış müebbete’ mahkum etti. Üstelik gerekçeye ‘manevi cebir’ yazmaktan çekinmediler. Sizin benden çok daha iyi bildiğiniz gibi ‘manevi cebir’ diye bir suç yoktur bizim yasalarımızda. Olmayan bir suçtan ağırlaştırılmış müebbet vermek tek başına zaten ‘keyfi adli tasarrufa’ giriyor.

AYM, AİHM ve Yargıtay kararlarında da vurgulandığı gibi karakola bile çağrılmamam gerektiği halde bana kasten zulmeden ve AYM Kararlarına uymayarak Anayasa’nın 153. Maddesini açıkça çiğneyip anayasa suçu işlemiş kişiler söz konusu. Bu dava klasik bir tazminat davası değil. Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasında hukuk devleti olduğu yazıyor. Yaşayageldiğim dava ise bunu tamamen ret ediyor.

Mahkemeniz, hukuku, hukuk devletini, anayasal düzeni sarsan uygulamaları en azından bir ölçüde cezalandıracak diye umuyorum. Burada yargılanan insanlar AYM’nin kararını hiçe sayarak beni keyfi bir şekilde hapiste tuttular. Bütün bunlar olağan mı karşılanacak? Mahkemenizin kararı, sadece bir tazminata hükmetmeyecek, Türkiye’de hukuk devletini yok saymaya eğilimli insanların suç işlemesini önleyecek bir örnek olacak.”

Altan’ın ardından avukatı Figen Albuga Çalıkuşu beyanında“Hâkimler anayasa, yasa ve vicdani kanaate göre karar verirler. Bu dosyada varsayımlara göre karar verildi. Mahkeme tanıkların dinlenmesinden vazgeçti, yalan tanıklığa dair dosyaya sunduğumuz belgeleri kabul etmedi.” dedi. 

Mahkeme, görevsizlik kararıyla dosyayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderdi. Mahkemenin görevsizlik talebinin kabul edilmesi halinde hâkimler, Seval Alaçam, Kemal Selçuk Yalçın ve Mehmet Akif Ayaz’ın dosyası, Yargıtayda yargılanan hâkim Orkun Dağ’ın dosyası ile birleştirilecek.