Mehmet Altan: 'Beştepe'nin yolunu bilmeyen' Amerikan yönetimi...

Mehmet Altan: 'Beştepe'nin yolunu bilmeyen' Amerikan yönetimi...

Mehmet Altan*

Cumhuriyeti AB standartlarında demokratikleştirmek, ülkenin refahı ve özgürlüklerini artırmak yerine, işlediğin suçların hesabını vermemek için rejimi gittikçe Ekvator Ginesi’ne benzetmenin ağır faturası var.

En hafif faturası yediğin hakaretin gittikçe artması…

***

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın geçen haftaki gezisindeki mesajlar ‘duyma eşiği’ erişmemiş bir siyasal heyet için yeterince ağırdı.

“Herkes zorla benim istediklerimi tekrarlayacak yoksa oluk oluk kan akacak, akan kanlarda duş alacağız”anlayışının çıldırmasına yüksek volümlü bir uyarıydı.

Aynı istikamette yapılan uyarı jestleri de vardı.

Nitekim Biden da aynen geçen seferki ziyaretinde olduğu gibi gene ‘Kaçak Saray’a gitmedi.

Zaten bugüne kadar ABD yönetiminden ‘Beştepe’nin yolunu bilen’ hiç kimse çıkmadı.

***

Türkiye, NATO’dan çıkarılmasından gittikçe artan bir şekilde söz edilen ipe sapa gelmez bir ülkeye dönüşmeye devam ediyor.

Temel hak ve özgürlüklerin böylesine yok edildiği ikinci bir dönem yok…

AKP iktidarının ilk dönemlerinde hedef muasır medeniyet seviyesiydi…

Şimdi ‘hedef’ Ekvator Ginesi.

***

Ekvator Ginesi, Türkiye’deki mevcut iktidarın zihniyetine cuk oturuyor.

Vikipedi bu ülkenin rejimini şöyle tanımlıyor:

‘Ülke anayasasında ülkenin yönetim şeklinin parlamenter demokrasi olarak belirtilmesine rağmen, ülke diktatör bir rejim ile yönetilmektedir. Devlet başkanı Mbasogo tüm ülkedeki karar mekanizmalarının başında bulunmaktadır. Analistler ülkenin kleptokrasi düzeni ile yönetildiğini söylemekte ve ülkenin dünya üzerindeki en yozlaşmış sistemlerden birine sahip olduğunu ifade etmektedirler. 1991 yılında yapılan anayasa değişikliği ile devlet başkanı yedi yıllık bir süre için seçilmektedir. Devlet başkanının, başbakanı, yargı mensuplarını atama yetkisi vardır, ayrıca silahlı kuvvetlerin en üst kademesinde bulunmaktadır.’

***

Belki ‘Kleptokrasi Düzeni’ tanımlamasını merak edersiniz, onu da Vikipedi’den aktarayım:

‘Kleptokrasi, bir ülkede iktidarı ele geçiren bir ailenin ya da siyasal veya dini grubun, o ülkenin kaynaklarını sistemli olarak soyması demektir ve kısaca hırsızlar rejimi anlamına gelir. Demokrasinin bütün kurumlarıyla yerleşmediği ülkelerde görülen bu durum, o ülkelerin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri olmaktadır.’

***

Joe Biden’ın ziyaretinin ağır mesajları dışındaki siyasal sonuçlarına gelince…

1- Güneydoğu’daki, şiddeti katlanarak artan vahim duruma bir an evvel son verilmesi ve barış masasına oturulması…

Amerika, Suriye’de PYD ile derinleşen işbirliğinin rahatlaması için bunu zorunlu görüyor.

Ayrıca Ankara’nın IŞİD’e gereken boyutlarda tavır almaktan kaçınmak için hep bahane olarak kullandığı Kürt Sorunu kozunu da elinden almak istiyor…

2-ABD, Türkiye’nin Başika’dan mutlaka çıkmasını istiyor…

Rusya Suriye’de etkisini artırıp, buranın bütünlüğüne sahip çıkınca ABD de Irak merkezi hükümetini güçlendirme yoluna gitti.

Örneğin Biden Davos’ta da Türkiye’ye gelmeden önce Irak Başbakanı ile görüştü. Şunun da altını çizmek gerek, daha önce Barzani alayı vala ile Davos’a çağrılırken, bu yıl Irak Başbakanı çağrıldı. Bu Türkiye’nin Bağdat’ı devreden çıkararak Barzani ile petrol alış verişine girmesini de çok zorlaştırıyor.

3- ABD Suriye sınırında ‘Kürt Koridoru’ inşası ve IŞİD’e karşı Kürtlerle ittifaktan taviz vermiyor.

Nitekim Biden gezisi sonucu yayınlanacağı söylenen resmi bildiri PYD konusundaki zıt görüşler nedeniyle yayınlanmadı.

Suriye’de tampon bölge olmayacağını, yapılan duvar veüstüne döşenecek güvenlik sistemi için Şubat ayı ortasında ABD Ulusal Güvenlik Başkanı Jeh Johnson’un bir ekiple Türkiye’ye gelecek olması da gösteriyor. ***

Demokrasi ve hukuka ihanet ettikçe iktidarın aldığı dış darbeler ağırlaşıyor.

Darısı, Türkiye’nin ‘demokrasi ve hukuk’ cephesini güçlendirerek, ülkenin Ekvator Ginesi’ne doğru gidişatına meşru bir şekilde son vermesinin başına...

Bu yazı gazete360.com'da yayımlanmıştır.