Mehmet Altan: Dinde 'alkol' yasak da, 'hırsızlık' caiz mi?

Mehmet Altan: Dinde 'alkol' yasak da, 'hırsızlık' caiz mi?

Mehmet Altan*

Tüm haftayı baştan sona dikkatle tararken, AKP Türkiye’sini en iyi resmeden gelişmelerin geçtiğimiz Cuma günkü haberlerde yoğunlaştığını fark ettim.

İzleyenlerin de bildiği gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili açılan davalar son üç ayda birer birer kapatılıyor.

Ama turpun büyüğü heybedeymiş…

Baktım, Şırnak’ın Cizre ilçesinde 1993-1995 yılları arasında meydana gelen 20 faili meçhul cinayetle ilgili olarak haklarında dava açılan, aralarında emekli Albay Cemal Temizöz’ün de bulunduğu tüm sanıklar beraat etmiş.

***

Öldürüldüğünde 14 yaşında olan Yahya Akman’ın annesi Bedriye Akman’ın “21 yıldır karalar giyiniyorum” demesini ise Ankara artık hiç duymuyor. Ankaralılaşma böyle bir şey…

Adliye önünde Bedriye Akman gibi kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarıyla elleri böğürlerinde bekleyen insanların resimlerine yüreğim titreyerek bir kez daha baktım…

Bugünün Türkiye’sini o kadar iyi anlatıyordu ki…

***

Haksızlığa uğrayanlar acı çekerken, belli ki 17-25 Aralık sonrasındaki ‘milli ordumuza kumpas kuruldu’ sözünün ardından teker teker beraat eden JİTEM’cilerin de neşesi yerine gelmiş, pek şakacı olmuşlar, “JİTEM nedir bilmem. Bildiğim tek JİTEM, Fransızca ‘seni seviyorum’ demektir” diyen de var, davanın ‘paralel yapı ve bölücü çevrelerin oluşturduğu bir koalisyon tarafından açıldığını’ iddia eden de var…

Neşelenecekler tabii… Gün onların günü…

İkinci 28 Şubat’larını yaşıyorlar.

***

Dönemin ruhuna uygun olarak neşelenenler sadece JİTEM’ciler değil, TOMA’cılar da çok mesut.

İktidar, baskı yaparak eleştirileri susturup, buraları Kuzey Kore’ye benzeteceğini sanınca, gelsin TOMA’lar…

TOMA üreten şirket yılın ilk dokuz ayında rekor kâr elde etmiş…

Emniyet Genel Müdürlüğü’nden aldığı TOMA ihaleleriyle gündeme gelen bu şirket, dönem kârını yüzde 120 oranında artırmış ve 14,8 milyon lira net kâr elde etmiş. Şirketin gelirlerindeki artış yüzde 85, brüt kârındaki artış yüzde 169, esas faaliyet kârındaki artış ise yüzde 245 olmuş…

Şirketin sahibinin eski bir AKP milletvekili olduğunu söylemeye gerek bile yok herhalde…

***

17-25 Aralık’ta suçüstü yakalanmanın üzerini örtme operasyonu, sadece darbeciyi, işkenceciyi, hırlıyı hırsızı toplumun üstüne salmakla olmuyor, bir de salçalı soslu ‘Müslümanlık’ ticareti yapacaksın…

‘İnsan’ kavramını boşlayıp, ‘vatandaşlık’ anlayışını inkâr edeceksin, ‘Müslümanlık’ vurgusu üzerinden karanlık yolsuzlukları örtmeye davranacaksın…

Darülharp var…

Müslüman âlemin son kalesi…

13 yılda 17 bin işçi katletmenin, arsa rantı üzerinden aşırı semirmenin, yolsuzluklarda tavan yapmanın en şahane maskesi bu günümüzde.

***

Cuma günkü haberlerde, bu maskenin yeni versiyonu vardı…

Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu, 21 Ekim’de yılbaşı sepetlerinde tütün ve alkollü içkilerin ‘yer alamayacağına’ karar vermiş.

Kurulun kararı, Perşembe günkü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş, Cuma günü de haber olarak yayınlanmış…

Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu yetkililerinden edinilen bilgiye göre bu karar iki gerekçeyle alınmış. Birincisi, mevzuat gereği tütün ve tütün ürünleri ile alkollü içkilerin satışını artırmak, cazip hale getirmek üzere promosyon ve tanıtımı yapılamazmış. Dolayısıyla yılbaşı döneminde hazırlanan süslü sepetler, promosyon niteliği taşıdığından Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 20’nci maddesine aykırı oluyormuş.

Efendiler güçleri arttı sandıkça, yaşam biçimine daha da ivme kazanarak müdahale ederek, beceriksizliği, baskıyı, yolsuzluğu, yönetememeyi saklayacaklarını sanmaktalar…

Bugüne kadar olmayan müdahaleler, Anayasa’sında hala ‘demokratik ve laik’ olduğu yazılan bir ülkede simgesel denemelerle yol alıyor…

Dinde ‘alkol’ yasak da, ‘hırsızlık’ caiz mi?

***

Cuma günkü Türkiye resmini ise en iyi AKP’den gelen bir açıklama yorumluyordu…

AK Parti’nin anayasa çalışmalarının mimarlarından biri, önümüzdeki dönem gündeme getirecekleri yeni anayasanın çift değil, tek paket olarak hazırlanacağını açıklamış.

Önceliğin temel hak ve özgürlükler değil, başkanlık sistemi olduğunu belirtmiş…

Çok doğru…

Temel hak ve özgürlükler mi kaldı?

Cuma günkü gazete haberlerine yansıyan Türkiye’nin, hukukla, demokrasiyle, temel hak ve özgürlüklerle ilişkisi çoktan kesildi…

Temel hak ve özgürlükler, hukuk, demokrasi epeydir rafa kalktı.

Şimdilerde, hakemleri stada hapseden kulüp başkanını telefonla cepten arayıp ricacı olma noktasında bir ucube enkaz kaldı…

Ortaya çıkan ucubeye de Cuma haberleri doğrultusunda bir ‘başkan’ çok yaraşacaktır…

Tabii o ucube yaşar ise…

Bu yazı gazete360.com'da yayımlanmıştır