Prof. Dr. Mehmet Altan, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra gözaltına alınarak tutuklandı. Anayasa Mahkemesi, Altan'ın tutukluğunun hukuka aykırı olduğuna karar verdi ancak yerel mahkeme bu kararı uygulamadı. Anayasa Mahkemesi'nin ikinci kararından sonra, ilk kararın üzerinden dört ay geçmesinin ardından Altan, istinaf mahkemesi tarafından tahliye edildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bu süreçte Altan için "hak ihlali" kararı verdi. Ardından Yargıtay, Altan'ın, beraatine karar verilmesi gerektiğini hüküm altına aldı. OHAL Komisyonu ise tüm bunlara rağmen, İstanbul Üniversitesi'nden ihraç edilen Altan'ın, görevine dönmek için yaptığı başvuruyu reddetti. Komisyon, Altan hakkındaki idari soruşturma raporunu kararına gerekçe gösterdi. Komisyonun diğer bir gerekçesi ise daha sonra hakkında beraat kararı verilen Mehmet Altan'ın, henüz yargılamasının sürdüğü dönemde, bu yargılamanın sonucunu beklemeden, "hüküm giymiş" gibi karar vermesi ve bu kararı esas almasıydı.
Altan, bunun üzerine idare mahkemesine başvurdu. İdare Mahkemesi de İstanbul Üniversitesi'ne, OHAL Komisyonu'nun kararının gerekçesini oluşturan idari soruşturma raporunu sordu. Üniversiteden gelen yanıt şaşırtıcıydı. Üniversite, Altan hakkında idari soruşturma yürütülmediğini, ellerinde herhangi bir idari soruşturma raporu bulunmadığını bildirdi. Şimdi ortada sorular var:
Mehmet Altan, Anayasa Mahkemesi kararlarının yerel mahkemeler tarafından uygulanmamasının ilk örneklerinden. AİHM ve Anayasa Mahkemesi'nin, tutuklanmasının yerinde olmadığı ve hak ihlali oluşturduğu, hemen tahliyesinin gerektiği yönündeki kararlarına rağmen, yerel mahkeme Altan'ı tahliye etmedi. Anayasa Mahkemesi, ikinci kez hak ihlali kararı verdikten sonra istinaf mahkemesi Altan'ın tahliyesini kararlaştırdı.
Zaman geçti, Altan, Anayasa Mahkemesi ve AİHM'nin ardından Yargıtay tarafından da haklı bulundu. Yargıtay, beraatine hükmedilmesi gerektiğine karar verdi. Yerel mahkeme de bu karara uymak zorunda kaldı.
Altan, OHAL Komisyonu'na, 30 yıl görev yaptığı İstanbul Üniversitesi'nden ihraç edilmesi nedeniyle başvuru yapmıştı. Hakkındaki yargılama henüz sürüyordu ancak ortada AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararları da duruyordu. Komisyon, yargılamanın sonucunu beklemeden, hakkındaki yargılamanın sürdüğünü, İstanbul Üniversitesi'nin idari raporunun bulunduğunu belirterek, AİHM, Anayasa Mahkemesi kararlarını dikkate almadan Altan'ın göreve dönme talebini reddetti.
Yasaya göre, OHAL Komisyonu kararlarına karşı idare mahkemesine başvurulabiliyor. Söz konusu idare mahkemeleri, komisyon kararlarına karşı açılan davalar konusunda özel olarak oluşturuldu. Ankara 21. İdare Mahkemesi de bu mahkemelerden biri.
Mahkeme, İstanbul Üniversitesi'ne, Altan hakkındaki idari soruşturma raporunu sordu. Zira komisyon, kararına bu raporu gerekçe göstermişti.
İstanbul Üniversitesi ise mahkemeye gönderdiği yazıda, "Rektörlüğümüzce herhangi bir idari soruşturma yapılmamıştır" yanıtını verdi. Böylece, komisyonun olmayan bir idari soruşturma raporunu kararına esas aldığı ortaya çıktı.
İstanbul Üniversitesi KHK ile ihraç edilirken Mehmet Altan hakkında hiçbir idari soruşturma söz konusu olmadığını 26.10.2020 tarih 184258 sayılı yazısı ile mahkemeye bildirdi.
Halbuki OHAL Komisyonu, ihraç kararının iptalini reddederken iki gerekçe gösterdi. Mehmet Altan hakkında 'idari soruşturma raporu' ve 'mahkumiyet kararının' olması. İkisinin de doğru olmadığı belgelendi. Resmi bir kurum göz göre göre nasıl yalan söyler ?
Hakkında idari soruşturma bile olmayan Mehmet Altan'ın KHK ile ihraç edilmesine kim, nasıl, neye dayanarak karar verdi, bu hukuksuzluğa kim imza attı belli değil.