Mehmet Altan*
İbrani dilinde "Sefarad", İspanya anlamına geliyor. Yahudi-Roma savaşlarından sonra Kuzey Afrika üzerinden İberya Yarımadası’na göç eden Yahudilerin ocağına 1492'de Elhamra Kararnamesi ile kor ateşi düştü.
Ya din değiştirip Katolik Hristiyanlığı kabul edecekler ya da geri dönmemek üzere ülkeyi terk edeceklerdi.
Bir kez daha göç etmeyi tercih ettiler.
***
İşte İspanya'dan çıkartılan bu Yahudi toplumuna Sefarad Yahudileri deniyor...
Sefarad Yahudileri, "Ladino" denen İspanyolca'nın Kastilya lehçesiyle konuşuyorlardı...
Göçe zorlanan 90 bin Sefarad Yahudisi dünyanın farklı ülkelerine dağıldılar. Beraberlerinde İber Yarımadası'nda Orta Çağ'da konuşulan İspanyolcayı da götürdüler.Bu ülkelerden biri de Osmanlı’ydı...Yaşamları gibi ana dilleri de göç ettikleri ülke dilleriyle harmanlandı.
***
Padişah III. Ahmet’in 1726’da yayınladığı ferman ertesinde İbrahim Müteferrika ile Sait Efendi’nin kurduğu ilk Türk matbaasından çok önce, İspanya’dan göç eden Museviler matbaayı buraya getirdiler.
Osmanlı'da ilk matbaa 1493 yılında Musevi hahamı Gerson tarafından kuruldu. Gerson 1530’a kadar kurduğu matbaada çalıştı sonra da oğulları bu işi sürdürdü.
Musevi matbaalarının sayısı sonraki yıllarda İstanbul’da 19’a, Selanik, Halep, Edirne, Şam ve İzmir’de de 30’a yükseldi.
***
Osmanlı devletinin farklı etnik gruplara kültür özgürlüğünü olanaklı kılan yapısı, Ladino dilinin evrimleşerek yaşamasını sağlayan sebeplerden biri oldu.
Ladino diline Türkçe, Rumca, İbranice kelimeler eklendi... Diller karşılıklı zenginleşti... İzmir'e özgü bir hamur işi olan boyoz, palavra ve kaşar kelimeleri, Ladinodan Türkçeye giren kelimeler ...
Börek, köprü gibi kelimeler de Türkçeden Ladinoya katılanlar arasında...
***
Türkiye’de yaşayan Museviler, İspanyolca ve Ladino dilinde 102 gazete çıkardılar. Bunların 86’sı Osmanlılar döneminde, 16’sı ise 1923’ten sonra yayınlandı.
Cumhuriyet döneminde yayınlanan en önemli gazeteler şunlardı:
--El Tiempo (1871-1930; 1947-1972); --El Telegrafo (1872-1930);--La Boz del Oriente (1931-1939);--La Tienda de Yaakov (1931-1933); --El fugueton (1909-1931); --La Boz de Türkiye (1939-1949);--Ve Chabat; Atikva; La Vara; La Tuz; La Trompeta; La Vera Luz.
***
Cumhuriyet’in en büyük yanlışlardan biri azınlıklarla kavga etmesi oldu...
Bugüne gelinmesinin, dünyalaşmanın eksik kalmasının temel nedenlerinden biri bu büyük hataydı.
Türkiye’yi şenlendiren ve renklendiren o çeşitlilik gittikçe azaldı. Bugün ise yok olmaya yüz tuttu.
Aynı Ladino dilindeki gazeteler gibi...
***
"Vatandaş Türkçe Konuş" Kampanyası…
Trakya Olayları... O korkunç, kan donduran Varlık Vergisi...
1950’den sonra da kendi yurttaşına karşı bu amansız zulüm sürdü ve azınlıkların Türkiye’de yaşama olanağını yok eden 6-7 Eylül’le iyice çıldırdı...
Bu siyasal delirme sonucu 1950’li yıllardan sonra Türkiye’de yaşayan Musevi, Rum ve Ermeni azınlıkların nüfusu hızla azaldı.
***
Düşünün ki büyük bir özen ve estetik dikkat ile gerçekleştirilen ve Netflix'te yayınlanan Kulüp dizisi ile ilk kez İstanbul'daki Sefarad Yahudi cemaati ana akım sayılabilecek bir yayın organında görünür oldu.
Bu normal mi?
Düşünün ki yine bu dizi ile birlikte, Türkiye'de yaşayan geniş toplum kesimleri, ilk kez Ladino ile tanıştı.
Bu nasıl bir ülkede yaşadığımızı göstermiyor mu?
Varlık Vergisi gibi izi hiçbir zaman silinmeyecek olan bir tarihsel utançla hala yüzleşmemişken, bir sulh ceza hakimi “Yahudi” kelimesini hakaret saydı. Üstelik büyük bir beğeni ile popülerleşen Kulüp dizisi oynarken...
***
Diziyle görünürlük kazanan Ladino dili, tarihleri İspanya'ya uzanan Sefarad Yahudilerinin 500 yıldır konuştuğu bir dil.
Bugün ağırlıklı olarak 50 yaş üstü nüfusun konuştuğu Ladino, UNESCO’nun tehlike altında gösterdiği diller arasında.
Tüm dünyada bu dile aşinalığı olan kişilerin sayısının 200 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.
Peki, Türkiye'de kaybolma tehlikesi altındaki dilleri korumak için ne yapılabilir?
UNESCO’ya göre, toplumların o dili konuşabilmesi ve çocuklarına öğretebilmesi için uygun koşulların yaratılması gerekiyor. Bunun yolu ise azınlık dillerini tanıyan, koruyan ve anadilde eğitimi destekleyen politikalar oluşturmaktan geçiyor.
Böyle bir iklim var mı? Ne gezer...
***
İspanyolca ve Ladino dilinin 102 gazete ile başlayan serüveninden bugüne, yaz ayları dışında aylık yayınlanan Türkçe Göztepe Kültür Derneği dergisi ile Ladino dilinde yazılan bazı yazılar haricinde Türkçe yayınlanan aylık Tiryaki’yi bir yana koyarsak, sadece 1947 yılından beri yayınlanan haftalık Şalom kaldı.
***
Basın tarihinin hazin sayfalarından biri de ancak 2021 yılında geniş kesimler tarafından keşfedilen, kökleri İspanya'ya uzanan Sefarad Yahudilerinin 500 yıldır konuştuğu Ladino dilinin ve o dilin sahibi Sefarad Yahudilerinin hikâyesidir...
* P24'te yayımlanmıştır.