Mehmet Altan*
Recep Tayyip Erdoğan akademisyenler için “bunlar zalimdir, bunlar alçaktır. Çünkü zalimlerle beraber olanlar zalimdir. Katliam yapanlarla birlikte oldukları için onlar da aynı suçu işlemiştir” dedi.
Kendi vatandaşlarına ‘alçak’ diyen cumhurbaşkanına karşı siyasetteki ve medyadaki beslemelerden çıt çıkmadı…
Ama baktım dün CHP Genel Başkanı’nın ‘diktatör müsveddesi’ tanımlaması için ‘edep ve haya’ solosu yapıyorlardı.
Siyasal İslam’ın ilkeli ahlakı bu olmalı.
***
Bu gürültü patırdı arasında benim dikkatimse epeydir Niğde’de…
IŞİD terör örgütü üyeleri, 20 Mart 2014’te Ulukışla İlçesi’nde yol kontrolü sırasında Jandarma Astsubay Üstçavuş Adil Kozanoğlu, polis memuru Adem Çoban’ı ve gasp etikleri kamyonun şoförü Turan Yaşar’ı öldürmüşler, yedi askeri de yaralamışlardı… Olay yerinde yaralanan siviller de vardı.
Bu cinayetlerin 4’ü tutuklu, 2’si firari, 11 sanığı var.
***
IŞİD terör örgütü üyesi Alman vatandaşı Benyamin Xu, İsviçre vatandaşı Çendrim Ramadani ile Makedonyalı Muhammed, Ankara Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor…
Ancak ne hikmetse adı geçen sanıklar bir türlü Niğde Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan duruşmaya getirilemiyorlar.
Duruşmalarda video konferans ile dinlenmesi ve ifadelerinin kaydedilmesini sağlayan SEGBİS (Ses ve görüntü bilişim sistemi) yöntemi uygulanmak isteniyor.
*** 6 Haziran’da haklarında üçer kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen ve mağdur avukatlarının “görüntüler flu, yüzleri net değil” diyerek salona getirilmelerini istediği Benyamin Xu, Çendrim Ramadani, Muhammed Zakiri ve Fuad Mövsümöv’ün savunmaları SEGBİS’le alınmak istendi.
Avukatlar bu duruşmada, sanıkların yakından gösterilmesini talep etti.
Mahkeme Başkanı Birol Küçük’ün talimatıyla cezaevinde kamera sanıklara yaklaştırıldı. Mahkeme Başkanı’nın ayağa kalkmalarını istediği sanıklar oturmaya devam etti ve savunma yapmadı.
Duruşma 7 Ekim’e ertelendi.
***
7 Ekim’de de IŞİD militanları gene duruşmaya gelmediler.
O duruşmada da mahkemeye getirilmeyen IŞİD üyelerinin SEGBİS hatlarının meşgul olması nedeniyle savunmaları alınamadı.
Avukatlar ve mağdur yakınları bu duruma isyan ediyor.
Şehit polis Adem Çoban’ın kardeşi Ramazan Çoban adalet istediklerini belirterek, “sanıkları net görmediğimizden dolayı sıkıntılar var. Daha önceki mahkemelerde görünüyordu ama şimdi hiç Ankara’daki sanıklar gözükmedi. Bağlantı kurulmadı. Tercümanlar bulunamamış. 2 aydan beri belli olan mahkeme gününde tercüman bulunamamış. Ben buraya adalet için geliyorum. Adaletin de buradan çıkacağını umut ediyorum” diyor.
Şehit babası Mevlüt Çoban ise “durmadan hâkim değişiyor. Sanıklara biran önce cezaların verilmesini istiyorum. Sanıkların buraya getirilmesini istiyorum. Sanıkların mahkemede bulunmasını istiyorum” demekte…
***
Önceleri Mahkeme Başkanı Birol Küçük’tü… Daha sonra Mahkeme Başkanı Onur Yerdelen oldu…
Bir şehit yakınının da söylediği gibi mahkeme başkanları değişip duruyor…
7 Ekim’deki son duruşmayı yöneten Mahkeme Başkanı Onur Yerdelen duruşmayı 20 Ocak 2016’ya erteleyip karara bağlayacağını söyledi.
20 Ocak, iki gün sonra, Çarşamba günü.
xxxxxxxxxxxxxxxx
Duruşma sonrası adliye önünde bir değerlendirme yapan IŞİD’cilerin öldürdüğü kamyon şoförü Turan Yaşar’ın ailesinin avukatı Ali Çil, sanıkların 7 Ekim’de de yine mahkemeye getirilmemesine tepki gösterdi:
“SEGBİS sistemine ben bu tür davalarda karşıyım. Çünkü mahkeme ve sanık hiçbir araya gelmedi. Dava bitene kadar da bir araya gelmeyecek. En basit hakaret davasında bile sanık zorla getiriliyor. Burada 3 ölü var fakat sanıkları mahkemeye getiremedik. SEGBİS, CMK ruhuna aykırı. Sanıkların mahkemeye mutlaka gelmesi gerekiyor.”
***
Sanıklar bunca zamandır neden Ankara’dan Niğde’ye getirilemiyor, neden sağlıklı bir şekilde savunmaları alınamıyor?
Ve davada tutukluların bulunduğunu ve bu nedenle de duruşmaların CMK’ya (Ceza Muhakemesi Kanunu) göre her ay yapılması gerekirken neden 3-4 ay ertelenip durmakta? Neden mahkeme başkanları sürekli değişmekte?
Bu sorular Niğde’de gündem olmuş durumda…
Yorumlar ise muhtelif…
Örneğin avukat Çil, sanıkların kayıp olduğunu öne sürmekte…
Rivayet o ki bir asker, bir polis ve bir sivil öldürmüş olmalarına rağmen üç IŞİD’li Musul Konsolosluğu baskını sonrasında yapılan takasda IŞİD’e verilmişler…
Bu nedenle de bir türlü Ankara’dan Niğde’ye getirilemiyorlarmış. Çarşamba günü de bu sanıklara benzeyen başka birileri araya sokuşturalacakmış…
Söylentilere göre hâkimlere davayı bu sanıklar olmadan sonuçlandırmaları için ağır baskı var… Bu baskılara boyun eğmeyenlerin de başına bir iş geliyor.
İddialar bunlar, doğru mu yanlış mı bilmiyorum ama durum da doğrusu insanı kuşkuya düşürecek kadar garip…
***
Şimdi iki gün sonrasını, 20 Ocak Çarşamba’yı bekliyorum…
Gözüm kulağım Niğde’de olacak…
Bakalım o IŞİD’liler Niğde’ye gelip ifade verecek mi?
Mahkeme sonuçlanacak mı?
Mahkeme Başkanı aynı mı olacak?
Göreceğiz…
***
Şaşırtıcı, skandal bir tablo ile karşılaşırsak, Erdoğan’ın konuşmasını hatırlayacağız:
“Bunlar zalimdir, bunlar alçaktır. Çünkü zalimlerle beraber olanlar zalimdir. Katliam yapanlarla birlikte oldukları için onlar da aynı suçu işlemiştir.”
Bu yazı gazete360.com'da yayımlanmıştır