Türkiye'nin benimseyip içselleştirmediği konulardan biri herhalde "sosyal değişim" kavramıdır...Toplumsal yapının sürekli değiştiği, bir durumdan diğerine geçtiği ciddiyetle kabul olunan bir realite değildir.Olsa olsa bir gevezelik mezesi olarak kabul edilir.Ya da bilgiçlik gösterisi olarak yaftalanır...Zaman içinde toplumun yapısının, kültürünün, kurumlarının, davranış şekillerinin farklılaştığı gerçeği, eğitimin ve toplumsal kültürün doğal bir parçası hâline gelmediği için "değişim" genellikle gündemimizde yoktur.Üstelik hayatın değiştiğini göre göre, hatta bu değişime farkında olmadan uya uya bu zihinsel körlüğü sürdürürüz.***Hayatın nasıl değiştiğini en güzel anlatan örnekler basın tarihini incelerken ortaya çıkıyor.Hayat değiştikçe yazılı ve görsel medyada da yeni bölümler oluşuyor, mevcutlara yenileri ekleniyor.Peki, gazetelerde kendisine bugün sayfalarca yer açılan ekonomi bölümleri ilk ne zaman ve hangi nedenlerden belirdi?Bunun zamanını ve nedenlerini belirlediğimiz zaman toplumsal gelişimimiz hakkında da bazı fikirlere sahip olabiliriz sanıyorum.***Biliyorsunuz rekabet, piyasa ekonomisinin kilit taşıdır.O nedenle toplumların değişim sürecini rekabet yasasının tarihine bakarak anlamak da mümkündür...Rekabet hukuku alanında ilk yasal düzenleme Amerika Birleşik Devletleri'nde yapıldı.1890 yılında kabul edilen Sherman Kanunu (Sherman Act) rekabetin kısıtlanmasına ve tekelleşmenin yasaklanmasına yönelik düzenlemeler içeriyordu.ABD'de rekabet kavramı 1890 yılında hukuksallaşırken, Türkiye'de rekabet yasası ne zaman gündeme geldi?Eğer arama motorlarından birine "Türkiye'de rekabet yasası ne zaman çıktı?" diye bir soru sorarsanız, şöyle bir cevap alacaksınız: "Türkiye Cumhuriyeti de Gümrük Birliği sürecinde AT rekabet hukuku mevzuatına uyum adına Avrupa Topluluğu'nu kuran Roma Antlaşması'nın 85, 86 ve 90. maddelerini esas alarak 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'u 13 Aralık 1994 tarihinde yürürlüğe sokmuştur."***Yasa AB zoru ile çıktı ve bir yıl sonra 1995'de uygulanmaya başlandı...1890 nerede, 1995 nerede?Tabii, ekonomi gazeteciliğinin tarihi de buna göre seyredecekti...***1975 yılında Türk basınında ekonomiye haftada bir sayfa ayıran sadece Cumhuriyet Gazetesi vardı.Ama..."Bu sayfada yer alan haberlerin konuları ile diğer günlerde gazetenin diğer sayfalarında dağınık hâlde yayınlanan ekonomi haberleri arasında önemli bir farklılık bulunmamaktadır.""Amiral gemisinde" durum neydi peki?"1985 yılında Hürriyet Gazetesi 16 sayfa halinde yayınlanmaktadır. Gazetenin 4. sayfasında yayınlanan Necati Doğru yönetimindeki ekonomi sayfasının genellikle alt yarısında ilanlara yer verilmektedir. Pazar günleri yayınlanmayan sayfada süreklilik göstermeyen bir biçimde döviz kurları, altın fiyatları, çapraz kurlar tablo halinde yer almaktadır."***1985 yılında gazetelerde yayınlanan 1234 ekonomi haberi üzerinde yapılan bir araştırma, bankacılık sektörünün büyük bir farkla birinci sırada yer aldığını ortaya koyuyor.Ardından sanayici ve iş adamlarına ait haberler geliyor...Enflasyon, vergi, yasal düzenleme ve uygulamalara ait başlıklar bir sonraki sırayı almakta...Bu konuların 24 Ocak sonrası ülkenin değişimiyle ilgili olduğu aşikâr...Ancak ekonomi basını açısından bu yıldaki en önemli gelişme, gazetelerdeki ekonomi haberlerinin birer ya da ikişer ekonomi sayfasında toplanmaya başlamasıdır...Piyasa ekonomisine geçişin dördüncü yılında ekonomi haberlerine ayrı bir sayfa açılması gerektiği bilinci yeni yeni uyanmaktadır.***Ekonomi gazeteciliğinin oturması 1990'lı yılların ortasını buldu. Onu da daha derinlemesine sonra görürüz.Sosyal değişimin süreç ve sonuçlarını somut olarak elimizde tutmak istiyorsak, yazılı basında farklı konularda açılan sayfaların tarihçelerinin peşine düşmek bize ciddi biçimde yardımcı olur.Kültür sayfası, televizyon sayfası, moda sayfası, dış politika sayfası... Bunların her biri toplumdaki bir dönüşümün işareti.Tabii "spor sayfaları her daim var iken, ekonomi sayfaları neden bu kadar geç avdet etti" sorusunun cevabı da bu toplumun DNA yapısının teşhis belgesidir.
P24'te yayımlanmıştır.