Mehmet Altan*
Harvard’da sanat tarihi derslerinde bir sanat eserine hangi uzaklıktan bakılması gerektiğini öğrettiklerini duymuştum…Örneğin, bir tabloya hangi mesafeden bakarsanız hem resmi hem de ressamı daha derinlemesine kavrarsınız?Çok yakın değil, çok uzak değil, sanat eserinin objektif değerlendirilmesini sağlayacak mesafede.***Aynı ölçü galiba yakın tarihe bakarken de geçerli…Geçmişe hangi zaman aralığından bakalım ki sağlıklı bir değerlendirme mümkün olsun?Epey zamandır basın tarihi ile haşır neşir olduğum için bu ölçünün çeyrek asır civarında olması gerektiğine olan inancım pekişmekte…Basın tarihinde geldiğimiz 1998 yılını ve sonrasını yeniden değerlendirirken bu kanaatim güç kazandı…***Sadece zaman mesafesi değil, olaylara bakarken dikkatin nereye odaklanması gerektiği de ikinci bir soru olarak önüme düştü…Biraz da eğlenmek için arama motoruna “1998 yılının en önemli olayı neydi?” diye yazdım…“Web’den öne çıkan snippet” başlığı altında önüme şöyle bir cevap düştü:
Arama motorunun okuması bu yöndeydi…***Arama motorunun değerlendirmesini bir yana koyup, 1998 yılının ilk iki ayında kayda geçen olaylara baktım, Ocak ayı dökümü şöyleydi:
Olayları siyaseten okuyunca Refah Partisi ve Erbakan, cami-kışla savaşlarındaki yeni dengeleri göstermesi açısından önemliydi…Bill Clinton’ın zorda olması uluslararası sistem açısından bir göstergeydi…Bilimsel ve teknolojik gelişme açısından klonlamanın yasaklanması, çağın ikilemlerini okumak için çarpıcıydı…Şubat ayına geçtim…***Şubat’ta da karşılaştığım tablo aşağıdaki gibiydi:
Günlük gelişmeler ve güncel siyaset açısından Şubat ayı üniversitelere hangi öğrencilerin gireceğinden Refah Partisi Davası gerekçesine kadar bir önceki aydaki siyasal dengelerin devamıydı…Tabii ki en müthiş haber, sonraki hayatımızın ayrılmaz parçası haline gelen Google’ın kurulmasıydı. İnsanlık tarihi açısından kayda geçen bir tarihsel gelişmeydi…***Siyaseti orta vadede derinden etkileyecek olan hangisiydi peki?Bu klasik bir gazete okuması tarafından anlaşılabilir miydi?Veya 25 yıl aradan sonra bizim tespit ettiğimiz olay o zaman anlaşılabilmiş miydi?Siyaseti orta vadede etkileyecek olan, tartışmasız Rusya ve Türkiye arasındaki Mavi Akım Projesi’nin 19 Şubat günkü yeni adımıydı.Üstelik öncesi ve sonrası vardı. 15 Aralık 1997’de Rusya ile Türkiye arasında proje imzalanmış, 4 Nisan 1998’de de Meclis’te onaylanmıştı.Mavi Akım Projesi iç ve dış siyasette deprem yarattı. Bunları ilk ağızlardan dinlemişliğim vardır…Mesut Yılmaz iktidarı kaybetti. Enerji Bakanı Yüce Divan’da yargılandı.***Günlük siyasette köşebaşı dedikoduları yaparken bir bakıyorsunuz tüm siyaseti bir boru hattı şekillendirebiliyor…Okuduğumuz gazetelerde yazılan iç gelişmeler bizi oyalarken, geleceğimizi galiba dış olaylar şekillendirmekte…Ama bunu kavrayabilmek için de sanırım haberlere belli bir mesafeden bakmak gerekiyor.
* P24'ten alınmıştır.