Ergenekon savcılarının istemi, dava hakimlerinin de kararıyla bugün gerçekleştirilen 12. dalgada, gözaltına alınan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın hayat hikayesi şöyle:1967 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu ve 1971 yılının Ekim ayınına Genel Cerrahi Uzmanı oldu. Daha sonraki yıllarda Galveston, Teksas 'da Shriner's Yanık Enstitüsü'nde ve John Seally Hastanesi'nde çalıştı. 1974 ve 1975 yıllarında Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi Transplantasyon Merkezi'nde 1 Ocak 1974'den 30 Haziran 1975'e kadar çalıştı. Aynı yıllarda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahı Bölümüne bağlı olarak Yanık ve Transplantasyon Ünitesi'ni kurdu. 'Türkiye'de ilk kez kadavradan böbrek naklini gerçekleştirdi '3 Kasım 1975 tarihinde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü'nde, Türkiye'de ilk kez annesinden 12 yaşındaki bir çocuğa, akrabalararası böbrek naklini gerçekleştirdi. 1976 Hacettepe Üniversitesi Genel Cerrahi Doçenti olan Haberal, 10 Ekim 1978'de Avrupa Transplantasyon Birliği'nden (Eurotransplant) sağlanan ölü böbrek ile Türkiye'de ilk defa kadavradan böbrek transplantasyonununu gerçekleştirdi. Alanında birçok ilke imza atan Haberal, 2238 sayılı "Organ ve Doku Alınması , Saklanması, Aşılanması ve Nakli" yasasının hazırlanıp, 3 Haziran 1979'da yürürlüğe girmesine de öncülük etti. Eylül 1980'de Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı'nı kurdu ve 2 yıl sonra Mart 1982'de, Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı'na bağlı Hemodiyaliz Merkezi'ni açtı. Türkiye'de ilk defa kadavradan karaciğer naklini yaptı8 Aralık 1988'de Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Türkiye'de ilk kez kadavradan karaciğer naklini gerçekleştirdi. 1990 Ekim ayında Türkiye Organ Nakli Derneği'nin kurucu üyesi ve başkanı oldu. Alanında birçok ilk gibi 1990 yılı 15 Mart'ında Kuzey Afrika, Ortadoğu, Avrupa ve Türkiye'de ilk kez çocuklarda canlıdan segmental karaciğer naklini gerçekleştirdi. 24 Nisan 1990'da Dünya'da ilk kez yetişkinlerde canlıdan segmental karaciğer naklini gerçekleştirdi. 16 Mayıs 1992'de Dünya literatüründe ilk kez yapılan bir uygulamayla aynı vericiden, aynı anda hem kısmi karaciğer naklini, hem de böbrek naklini gerçekleştirdi. 1992 Nisan ayında "New York Academy of Sciences" üyeliğine seçildi. Haberal, Dünya Yanık-Tedavisi camiasında ciddi anlamda söz sahibi olan bir bilim adamıdır. Eylül 2006'da ISBI (International Society of Burn Injuries/ Uluslararası Yanık Derneği) 'nin Brezilya'daki Uluslararası Yanık Kongresinde bu kuruluşa başkan seçilmiştir. Haberal ile ilgili notlar - Mehmet Haberal, kısa bir süre önce bir videoyla gündeme gelmişti.Ankara Büyükşehir Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu seçim çalışmaları nedeniyle Haberal'ın sahibi olduğu Kanal B'de ekrana çıkmış, Kanal B Genel Yayın Koordinatörü Nahit Duru'nun kamera arkasında söylediği Kılıçdaroğlu'na söylediği sözlerile gündeme gelmişti. Duru, Haberal'ın kendisine "Kılıçdaroğlu'nu seçtirmek için her türlü şeyi yapması talimatını" verdiğini söylemişti. -Ankara Kızılcahamam’daki, Patalya Otel’de Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal’ın ev sahipliğinde düzenlenen ulusalcıların ilk ciddi toplantısında, AKP'ye muhalefet için yeni bir metot veya yöntem belirlenmesi tartışılırken, acil bir siyasi oluşumun gerekip gerekmediği enine boyuna tartışıldığı bildirilmişti. - DSP-MHP-ANAP hükümeti döneminde Çankaya tartışmaları yapılırken Başkent Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mehmet Haberal 'ın adı gündeme gelmişti. Süleyman Demirel'in görev süresini uzatmaya dönük 5 artı 5 formülü suya düşünce, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit , Mehmet Haberal'ın adını ortaya atmıştı. Prof.Dr. Mehmet Haberal "Nasıl bir Cumhurbaşkanı istiyorsunuz" sorusuna şu yanıtı vermişti: "Cumhurbaşkanlığı makamı, ülkemizin en üst düzeyde onur ve yönetim makamıdır. Bu nedenle ülkemize ulusal ve uluslararası düzeyde en etkili hizmeti vermelidir. Bu da her yönüyle yeterli bilgi, tecrübe ve icraat gerektirir. Bunlarla birlikte özellikle de o makamda oturacak kişi, ülkemizin Osmanlı İmparatorluğu yıkıntıları üzerinde nasıl kurulduğunu,yokluklardan bugüne nasıl gelindiğini çok iyi değerlendirerek, Cumhuriyete her yönüyle sahip çıkarak, Atatürk'ün verdiği görev olan ülkemizi medeniyet düzeyine çıkarmada ve onu aşmada anayasal bütün imkânları kullanarak hizmet verecek düzeyde biri olmalıdır." - Dönemin Başbakanı ve DSP lideri Bülent Ecevit'in sağ kolu Hüsamettin Özkan’ın yakın dostu Haberal, Ecevit’in hastalığının tespit ve tedavisinde yanında olmuştu. ‘Ecevit’in doktoru’ adıyla bir anda gündeme gelen Haberal, Daha sonra Ecevit’e 7 ay süreyle Başkent Hastanesi'nde yatarak tedavi önermişti. Pek bilinmeyen sebeplerle, eşi Rahşan Ecevit merhum başbakanın Haberal tarafından tedavi edilmesine izin vermeyerek Ecevit’i GATA’ya götürmüştü. Ecevit, GATA’daki 15 günlük tedavi sonucu ayağa kalkmıştı. - Merkez sağda ''AKP'ye alternatif yaratma'' arayışları yoğunlaştı. Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel' in adının sıkça geçtiği arayışlar yoğunlaşırken merkez sağda ''toparlayıcı'' isim olarak TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın adları geçiyor. - Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal önderliğinde kurulan ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de desteklediği Diyalog Grubu, AKP hükümetine karşı seçenek oluşturmaya çalıştı. Diyalog Grubu, AKP'ye karşı yeni bir oluşum oluşturmak, bunun olmaması durumunda ise seçmenin sandığa gitmesini sağlayarak AKP karşısındaki partilerin güçlendirilmesini hedefledi. Kulislerde olası erken seçim senaryolarının hız kazanması, yeni oluşumcuları da hareketlendirdi. Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal'ın önderliğinde kurulan, DYP, MHP, ANAP ve DSP yöneticisi ve eski milletvekilleri, Hüsamettin Özkan'ın yakın çevresinde bulunan siyasetçilerin yer aldığı Diyalog Grubu, AKP hükümetine karşı seçenek oluşturmayı hedefliyor. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de destek verdiği grubun yönetiminde Kamran İnan, Ufuk Söylemez, İstemihan Talay ve İlhan Aküzüm yer alıyor. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve Yaşar Okuyan da grubun toplantılarına katıldı. - Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan Cumhuriyet gazetesinin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’a delil olarak sorulan ve savcının “Ahmet Necdet Sezer belgesi” diye nitelediği “Bu 25 kişi CHP’ye girmelidir” yazılı faksı gönderen Muhammet Albuz, “Faks nedeniyle Balbay suçlanıyorsa beni de ipe götürsünler” dedi. Muhammet Albuz, geçen günlerde Cumhuriyet gazetesinin Ankara Bürosu’na bir faks göndererek, eski Cumhurbaşkanı Sezer’in de aralarında bulunduğu; Sabih Kanadoğlu, Vural Savaş, Mehmet Haberal, Mustafa Koç, Ömer Sabancı, Sinan Aygün, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Turan Çömez, Yaşar Nuri Öztürk, Doğu Perinçek, Sadettin Tantan, Erol Mütercimler, Erdoğan Teziç, Hikmet Çetin, Emin Çölaşan, Mustafa Balbay, Uğur Dündar, Saygı Öztürk, Fikret Bila gibi kişilerin CHP’ye katılması gerektiğini ifade etti. Cumhuriyet'in Ankara Temsilcisi Balbay’ın ofisinde yapılan aramada bulunan bu faksa “delil” olarak el konuldu.