Mehmet Metiner: Kürtlerin sorunları ve talepleri var…

Mehmet Metiner: Kürtlerin sorunları ve talepleri var…

Eski AKP Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner, Türkiye’de etnik kimliğin inkarından kaynaklı Kürt sorununun çözüldüğünü ancak Kürtlerin sorunlarının devam ettiğini ve taleplerinin bulunduğunu yazdı. ATV’de yayınlanan 'Yalnız Kurt'  dizisini eleştiren Metiner, "O dizinin hiç bir sorun yokmuş gibi tekrar aynı anlayışla yayına sokulması, asla iyi niyetle bağdaşır bir tavır değil. Bu seçim öncesi Kürtlerin Erdoğan’dan desteğini çekmesini isteyenlerin çektiği bir operasyon değilse nedir söyler misiniz?" diye sordu. 

Kürtlerin “Asimilasyon sorunu”nun bulunmadığını  savunan Metiner, “Mazlum ve Müslüman Kürt halkına yönelik bilinçli ve sistematik inkar ve asimilasyon politikaları Erdoğan sayesinde tarih oldu. Mezalim politikaları nihayete erdi. Kürt halkının bir evladı olarak bu konuda Erdoğan’a ne kadar teşekkür etsem azdır.

Peki, ‘Kürt sorunu’nun çözülmüş olması, artık ‘Kürtlerin sorunları’nın olmadığı anlamına mı geliyor? Veya Kürtlerin hiç bir taleplerinin artık olmadığı anlamına mı geliyor? Asla!” düşüncesini dile getirdi.

“Birilerinin Erdoğan’ı ve AK Parti’yi Kürtlerin artık taleplerinin bulunmadığı düşüncesine sevk ettiğini yazan Metiner, “Bu siyaset zamanla tüketir. Kim ki bunu salık veriyorsa bilinsin ki onlar dost değildir.

En fenasını söyleyeyim: ‘Kürt sorununu çözdük, artık ne istiyorlar, hala niye kendilerine kan ve gözyaşından başka bir şey vermeyen malum yapıdan kopmuyorlar?’ biçimindeki açık ve örtük itham içeren yaklaşımlar, Kürt halkının bırakınız siyasal tercihini değiştirmeyi inadına tepkisel davranmasına sebebiyet verebilir. Nitekim olan da büyük ölçüde budur” görüşünü dile getirdi.

Metiner “O yüzden Erdoğan’ın yeni dönemde ne yapıp edip kazanımcı bir siyaseti ‘Kürtlerin sorunları ve talepleri’ üzerinde odaklanan anlayışla hayata geçirmesi şart” düşüncesini dile getirdi.

Kürtlerin siyaseten kazanılmadığı sürece Türkiye’de “terör örgütünün”  varlığını sürdüreceğini yazan Metiner, şöyle devam etti:

Merak edenlere bir kaç sorun ve talebi buradan dile getireyim de meramım anlaşılsın. Bir: Kürtler artık Türkiye’nin ve Türklerin düşmanı imişler gibi görülmek istenmiyorlar. Bir terör örgütü üzerinden bir halk olarak topyekun suçlanmaktan fena halde rahatsızlar. Kürtlere yönelik bu dışlayıcı ve ırkçı nazarlar, hem Kürtlerin gönlünü derinden incitiyor hem de tepkisel olarak yanlış yerlere savrulmasına sebebiyet veriyor.

Alın size iki örnek: ATV’de yayınlanan Yalnız Kurt dizisinde Kürtlere yönelik bu dışlayıcı-düşmanlaştırıcı ırkçı anlayış gibi. Terör örgütünün ve partisinin arayıp da bulamayacağı bir istismar imkanı, Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen bir televizyon kanalında adeta altın tepsi içinde sunulabiliyorsa, bunun Erdoğan için siyasi sonuçlarının ve dahi ülkemizin birlik ve bekası için doğrulabileceği sonuçların neler olabileceğini varın siz düşünün. Umarım birileri terör örgütünün siyasi desteğinin niçin artarak devam ettiğini bu örnek olay üzerinden anlar da bizim o diziye yönelik eleştirimizin AK Parti ve ülke için arz ettiği kıymeti de takdir ederler. Geçen dönem onca uyarı ve eleştirimize rağmen o dizinin hiç bir sorun yokmuş gibi tekrar aynı anlayışla yayına sokulması, asla iyi niyetle bağdaşır bir tavır değil. Bu seçim öncesi Kürtlerin Erdoğan’dan desteğini çekmesini isteyenlerin çektiği bir operasyon değilse nedir söyler misiniz? Kürtleri o terör örgütünün partisine destek verdiği için suçlayanların evvela buna kendilerinin nasıl yol açtığını görmeleri gerekir. Artık bu tür zihniyet sahiplerinden hesap sormanın vakti geldi de geçiyor. Kaybettikten sonra dizimizi dövmenin kime ne faydası olur ki!

İki: Terörist evladından dolayı Kürt anne-babaların, hatta nerdeyse tüm sülalenin terörist diye suçlanması. “Örgüt ailesi” muamelesi, kaçınılmaz olarak, her ölenle beraber, onlarca yaşayanı da örgütün ve partisinin safına itiyorsa oturup düşünmek lazım.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın