AKP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki, geçmişte ‘FETÖ’ye sempati ile bakıp bakmadığı yönündeki soruya “Vergi verenlere bakıyorsunuz bunlardan oluşuyor. Orada ödül için sizi çağırıyorlar. Oturup aynı masada yemek yiyorsunuz. Bir kere bunların sohbetlerinde diz kırmış değilim. 27 yıl belediye başkanlığımda 1 metrekare arsa vermeyen ender belediye başkanlarından biri benim” diye yanıt verdi.
Özhaseki, bazı iş insanlarını Pensilvanya’ya götürdüğü iddiasına da “Her ifadeye gittiklerinde 'Haseki'nin adını verin' diyorlar. Ben birilerini alıp, Pensilvanya'ya götüreceğim ve duyulmayacak, böyle bir şey olabilir mi?” diye yanıt verdi.
16 Nisan referandumunu ardından Ankara ve İstanbul’un da aralarında bulunduğu bazı belediye başkanlarının görevden alınmasına konusunda da değerlendirmede bulunan Özhakseki, “Beka meselesiyle bu işin ilgisi yok. Sayın Cumhurbaşkanımız 'metal yorgunluğu' dediler. Kolay değil, yoruluyorsunuz” dedi.
“CHP'li seçmenin büyük bölümünün Mansur Yavaş'a oy vermeyeceğini söylüyorlar” iddiasında bulunan “Ankara'da iki tane ileri gelmiş ittifak var. Biri bizim diğeri CHP ile İYİ Parti. Bir de sakladıkları, söyleyemedikleri ortak var. O da HDP. Çıkıp yiğitçe söyleseler kimsenin diyeceği bir şey yok” ifadesini kullandı.
Anket sonuçlarına da değinen Özhaseki “Yükselen trendimiz var, karşı tarafın düşen trendi var” açıklamasında bulundu.
Özhaseki, “Bu seçim yorulmuş insanların son seçimi görüyorum. Önümüzdeki 4,5 yıl boyunca seçim yok artık. CHP'nin istediği gibi bir sonuç çıkarsa seçim, sistem çalışmaları yeniden başlayacak. Allah öyle bir tehlikeden korusun” dedi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki, Habertürk TV'de Didem Arslan Yılmaz'ın moderatörlüğünü yaptığı programda Habertürk Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir, Habertürk yazarları Sevilay Yılman ve Nagehan Alçı’nın sorularını yanıtladı.
Özhaseki'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
Didem Arslan Yılmaz: Beka vurgusunu çok güçlü bir şekilde yapıyorsunuz. Nasıl bir karşılık buldu seçmenlerde?
Toplantılarda beka vurgusu yapıldığı zaman insanlar pürdikkat dinliyorlar. Projeleri sohbet ederek dinliyorlar. Bazen vurgulu bir şey söylerseniz alkışlar ciddi şekilde yükseliyor. Geçtiğimiz 3-4 yıl içinde yaşanan olaylar belki bu milletin başına hiç gelmemiş olaylardı. PKK'lılar bu ülkeyi bölmeye yönelik ilk adımı attılar. FETÖ'nün 15 Temmuz'da çirkin yüzünü bütün millet gördü. Uçaklar havalandı, TBMM bombalandı. Bu olay herkesi derinden etkiledi. Bir ucuyla bu işin devam ettiğini düşünüyorum. Bir taraftan yargının, bir taraftan mülki iradenin, askerin, polisin iliklerine kadar işlemiş bir yapıdan bahsediyoruz. Bütün bunları görmezden mi gelelim? Erzurum'dan bir molla çıkıyor, öyle bir teşkilatlanma modeli ortaya koyuyor ki, gaygubet evleri, ankesörlü telefonlar, ByLocklar vs. Burada bir yapılanma var.
Bülent Aydemir: Bu tehdit atlatılamadı mı? Vatandaş tam olarak ne anlasın?
Güçlü bir liderlikle anlatılır bu işler. Kandil'e bakıyorsunuz, 'Kürdistan'da biz kazanacağız batıda AK Parti'ye kaybettireceğiz'. Kılıçdaroğlu ile Ahmet Türk buluşuyor. İçişleri Bakanımız şu anda "CHP listelerinin içerisinde 300'e yakın PKK'ya yakın kişi var" diyor. Bunu görmezseniz. Bu milletin başına IŞİD diye bir belayı sarmak istediler. İki tane istekleri var.Birisi Türkiye'yi net parçalamak, ikincisi güney sınırımızda bir terör devleti kurmak...
Didem Arslan Yılmaz: Asker, polis dediğiniz siyasette hiç mi yoktu?
Baykal'ı yediler. Ama sayın genel başkanımızı yiyemediler. Biz her ay toplantı yaparız. Yaklaşık 400-500 kişilik toplantı. Herkese söz verilir. Orada Tayyip Bey çıktı dedi ki, 'Bakın burada lanet bir örgüt var. Eğer partimde bunlara sempatik bakan birisi varsa defolsun gitsin'. Bunu net olarak söyledi. 10 kadar milletvekili istifa etti. Tayyip Bey bunu 2014'te söyledi.
Didem Arslan Yılmaz: Siz bunlara sempatik baktınız mı?
Vergi verenlere bakıyorsunuz bunlardan oluşuyor. Orada ödül için sizi çağırıyorlar. Oturup aynı masada yemek yiyorsunuz. Bir kere bunların sohbetlerinde diz kırmış değilim. 27 yıl belediye başkanlığımda 1 metrekare arsa vermeyen ender belediye başkanlarından biri benim. Ben üst düzey yöneticilik yaptım.
Sevilay Yılman: Kayseri'deki FETÖ operasyonunda gözaltına alınan, tutuklanan, hâlâ içeride olan birtakım iş insanları Fethullah Gülen cemaatiyle arada sizin irtibat kurduğunuzu, hatta sizin onları Pensilvanya'ya götürdüğünüzü söylediler.
Bir kişi söylüyor, o da FETÖ tutuklusu... Her ifadeye gittiklerinde 'Haseki'nin adını verin' diyorlar. Ben birilerini alıp, Pensilvanya'ya götüreceğim ve duyulmayacak, böyle bir şey olabilir mi? Hiçbir ilişkim olmadı. Bunu sadece bir gazeteci arkadaş yaptı. Onun dışında kullanılmıyor.
Nagehan Alçı: Bence 17-25 Aralık gibi ciddi bir tehdit Türkiye'nin başına geldi. Siz Mehmet Özhaseki olarak 17-25'den sonra içim rahat, sert bir tavır sergiledim diyebiliyor musunuz?
Altı ibadet, ortası ticaret, üstü ihanet sözün sahibi benim. Kayseri'deki gazetelere bakabilirsiniz.
Ben sadece Türkiye'nin yaşamış olduğu olayları dikkatle izleyen gören, bunun müthiş bir tehdit olduğunu, Cumhuriyet tarihinde böyle bir tehditle karşılaşmadığımızı söylüyorum.
Nagehan Alçı: Cumhur İttifakı'nın özellikle işlediği beka meselesi. Ben baba tarafından Kayseriliyim. Amcam da SHP'li belediye başkanıydı. Siz 1994'te Melikgazi'den belediye başkanı seçildiniz, daha sonra Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptınız.
Ankara'da hemşehriniz geldiğinde bir gün boşluk olsa nereye gitmesini istersiniz diye sorarım. Biri Hacıbayram, biri Anıtkabir, birkaç kişi alışveriş merkezleri dedi. Ankara bu kadar mı? Ankara turizm, ticaret, sanayi, spor, kültür sanatta yepyeni projelerle karşılaşıp, adının önünde o baş kelimesi var ya, baş olabilme imkanı mümkündür diye düşünüyorum.
Didem Arslan Yılmaz: Sayın Gökçek kampanyanıza destek veriyor mu?
Sağ olsun elinden geleni yapıyor. Herkes kendi dönemine denk gelen işleri yapmıştır. İzmir'de yıllardır sol parti var. Aziz Bey niye yapmadı denebilir mi? Ben önümüzdeki 5 sene sonra yine aday olsam yine yeni projelerden bahsedeceğim, şimdi bana 'niye yapmadın' diye sorulabilir mi? Her alanda Ankara'yı başkent yapmak mümkün.
Bülent Aydemir: AK Parti kısa süre önce İstanbul, Ankara dahil 7 yılın belediye başkanını görevden aldı. İlçe ve il teşkilatlarında önemli değişiklikler yaptı. Bu belki yeni cumhurbaşkanlığı sistemin altyapısı açısından zorunluydu. Beka meselesi acaba bu belediyeler içinde mi geçerliydi?
Hayır beka meselesiyle bu işin ilgisi yok. Sayın Cumhurbaşkanımız 'metal yorgunluğu' dediler. Kolay değil, yoruluyorsunuz. O süreç içerisinde bir yorgunluk olabilir. Kanunen suç teşkil etmemesine rağmen bizim partimize uymayan bazı işler yapılmış olabilir. Bu arkadaşlara çekilmesi söylenmiş olabilir. Bakın Güneydoğu'da kayyım atandı. Beka burada.
5 sene önce Patnos Belediyesi'yle sözleşme yapılır. Para var mı? Yok. Bizim İller Bankası'ndan gelen paraları alıp, çantaya koyup, başka yerlere gidiyor. Bütün belediye başkanlarının arkasında 3 PKK'lı oturuyor. Apo'nun heykelini dikmekten bahsediyorlar. Siz demokratik olmanıza rağmen böyle bir şeye göz yumabilir misiniz? Bir belediye başkanı çıkıp diyor ki, 'burada özyönetim ilan edilmiştir, TC'yi istemiyoruz'. Ne yapalım yani devlet seyetsin mi?
Nagehan Alçı: Melih Gökçek'le ara sırada görüşüyorum dediniz. Siz 'Benim tarzım, üslubum Melih Gökçek'ten farklı' dediniz. Neden buna ihtiyaç duydunuz. Gökçek desteklerse kampanyanıza zarar verceğinizi mi düşündünüz?
Hayır öyle değil. Onun kendine has üslubu var. Polemikleri var. Siyasetin içinde bir tarz alıyor. Ben öyle değilim. Ne yapayım yani Melih Bey'i mi takip edeyim. Kayseri'de Battalgazi Mahallesi vardır, sola oy verirdi. Şimdi yüzde 60-70 bana oy veriyor. Oradaki cemevinin temelini atan benim.
Benim belediye başkanlığımda herkesi kucakladım. Ben Melih Bey'den farklıyım. Bu kınanacak bir şey değil.
Nagehan Alçı: Melih Gökçek, Mansur Yavaş'la yarışmıştı. Sizce rakibiniz bu farklılığa göre değişiklik gösteriyor mu?
Bizim rakip alışamadı bu duruma. O zannetti ki polemik olacak. Ben çıktım dedim ki 'Benim senin özelinle hiçbir işim yok'. Sonra kitapları bastırdım ve dağıttım. Rakiplerimin projelerini bekledim. Benim gibi projelerini söyleyip de imza atan bir rakip çıkmadı. Geçenlerde gazeteci arkadaşlarıma söyledim 'projesini söylesin de konuşalım'. Dedi ki, 'su paralarını düşüreceğim' dedi. Su parası bir tarifedir, proje değildir. Arkadaşımız hakikaten belediyeciliği bilmiyor. Mansur Yavaş'ın bütün dünyası geçmişteki seçimler üzerinden polemikle gitmek.
Birkaç sene önce söylediği sözden dolayı ortaya çıkıp da 'Beyefendi böyle söylüyor suyu düşürelim mi' diyeceğiz.
Sevilay Yılman: Neredeyse belediye başkan adaylıkları ikili seçime döndü. Büyükşehirlerde bir Cumhur İttifakı ve bir de Millet İttifakı adayı var. Çeşitli anket sonuçlarını duyuyoruz, programa gelmeden önce Ankara'yı check ettim. Mansur Yavaş CHP'nin adayı. Millet İtifakı'nın adayı. Kökleri sağ parti, MHP olduğu için sağdan da oy alabildiğini duydum. İkili rakip olarak düşünürseniz, siz Mansur Yavaş'ın sağdan oy alabilme potansiyelini durduramazsınız, seçimi kaybetme riskine... Sağdan oy alabilmesini kesebilecek misiniz?
CHP'nin yeni yönetimi algı operasyonuyla günü geçiriyorlar. Yapılan numara aynı. Başarılı bir sonuç alacaklarını sanıyorlar, orada yanılıyorlar. 'Biz öndeyiz, aldık' diye bir algı. Seçim günü geliyor, sandıklar açılıp, gerçekler yüzlerine çarpılınca hiç değişmeyen bahane var 'sandıklara sahip çıkamadık'. Ben bir tane oy nasıl çalınır bilemiyorum. Sandıklarda 8-10 görevli var, kameralar çalışıyor, onlarca imzayla YSK'ya teslim ediliyor. Bu nasıl bir iştir. İzmir'de kazanan CHP adayı hakimlere teşekkür ederek işe başlıyor. Bu önde olma numarası sadece orayı konsolide etmek için bir numara.
O arkadaşımız MHP'lilere 'siz CHP'lileştiniz, ben sizden ayrılıyorum, Cihan Paçacı gibiler bu partiyi ele geçirdiler' diye suçluyor. Sonra çıkıp, CHP'den aday oluyor. CHP'liler 'adam sağcıyım diyor, CHP'den aday oluyor' diyorlar. CHP'li seçmenin büyük bölümünün Mansur Yavaş'a oy vermeyeceğini söylüyorlar. Ankara'da iki tane ileri gelmiş ittifak var. Biri bizim diğeri CHP ile İYİ Parti. Bir de sakladıkları, söyleyemedikleri ortak var. O da HDP. Çıkıp yiğitçe söyleseler kimsenin diyeceği bir şey yok.
Ben PKK'nın kanına bulaşmış hiç kimseden oy istemiyorum ama Kürt kardeşlerimden oy istiyorum. Ben Güneydoğu'daki yıkılan evleri yaptırıp mazlum Kürt kardeşlerime yeni evlerinde oturtan benim. Bir pankartta şöyle yazıyordu 'Şırnak'ın öz evladı hoşgeldin' deniyordu bana. Oralarda ben hizmet ettim. Tabii ki oylarını istiyorum.
Nagehan Alçı: Siz HDP'li seçmenle temas ediyor musunuz? Neler gözlüyorsunuz? Başka bir yerde HDP tabanının millet ittifakının adaylarına oy vereceği varsayılıyor. Ankara'da durum karışıyor. Çünkü Mansur Yavaş HDP tabanına uzak isim...
Bu partinin, şu partinin seçmeni ayrım doğru olmayabilir. HDP dediğimiz kesim Doğu ve Güneydoğu'daki illerden oluşuyor. Onların şehir toplantılarına katıldım. Aynı fikirlerimi orada da söyledim. O insanlardan destek gördüm. Kürt seçmeninden elbette ki oy istiyorum. Üst yönetimde PKK'yla araya mesafe koyamayan insanlarla irtibatımın olması mümkün değil.
Bülent Aydemir: İttifakın ortak adaylarından birisiniz. İstediğiniz desteği parti içinden alamadığınız oldu mu? Böyle olmasa daha hızlı ilerlerdik diye düşündünüz mü?
Parti içerisinde böyle bir çekişme olmadı ki. Bir kaç tane ismin olması lazım çekişme için. Partide oylama yapıldı. Ankara için kim olmalı, İstanbul için kim olmalı dendi. Binali Bey ve benim ismim çıktı. AK Parti'nin kuruluşunda yer almış bir insanım ben. Partinin açılışında Tayyip Bey'den önce ben yaptım. Herkes benim ismimin AK Parti'yle özdeş olduğumu herkes bilir. AK Parti'de üç belediye başkanı denirse bir tanesi benim. Gençliğimde ülkü ocakları yöneticisiydim. Yerli ve milli bir insanım. Tabii ki Cumhur İttifakı'nın ortaya koymuş olduğu aday ben oldum.
Sevilay Yılman: FETÖ'nün her partiye sirayet ettiğini söylediniz. Başta partinizde olmak üzere neden gerçekten FETÖ'nün siyasi ayağına girilmediğinin açıklamasını bize nasıl yaparsınız?
O kadar yanlış söylüyorsunuz ki. AK Parti 5 senedir arına arına tertemiz. Birkaç seçim boyunca da aday olan herkesin geçmişine bakıldığında, elbette birisiyle bir yerde yemek yemiş olabilirsiniz, oranın içinde olmadığı belgelere, bilgilere bakılıp o kadar çok dendi ki. Yurt dışına niye kaçtılar ki. Suçu olan mutlaka taşınıyordu.
Didem Arslan Yılmaz: Mansur Yavaş'la bir televizyon programına çıkmak istediğinizi söylediniz. Bu konuda partiye müracaat edeceğim dediniz. Tayyip Bey'le görüştünüz mü?
Görüşemedik, günlerdir mitinglerde Cumhurbaşkanımız. Partinin prensip kararı var tartışma programlarına çıkmıyorlar. Size çıkarım. Siz tarafsızsınız. Mesela bu programa geldik, hangi soruları soracağınızı bilmiyoruz. Son yıllarda bazen gazeteci arkadaşlar bile, güya partili gözükmeyen insanlar oturuyor, şahsen ben rahatsız oluyorum. Böyle bir ortamda gerçekler bulunmuyor. İnsanlar hırslarını kavgalı bir şekilde devam ettiriyor.
Bülent Aydemir: İstediğiniz üslup oturdu mu?
Özeli, şahsı, yaşamı beni ilgilendirmiyor. Ama şunu söylüyorum 'arkadaşım belediyeciliği bilmiyor, dersine çalışmamış'. Oturup yazsaydınız iki satır diyorum. Duyduğuma göre yazmaya başlamışlar. Ankara gibi bir şehirde projelerin yarışmaması benim için çok acıdır.
Didem Arslan: En iddialı projeniz?
19 Mayıs'ın yerine göre 55 bin kişilik sporculara göre önemlidir. Beni heyecanlandıran proje var mesela, o da Çocuk Köyü Projesi. Çocuklarımız artık sokakta büyümüyorlar. İnternet ortamında, alışveriş merkezlerin köşesinde, küçücük alanda vakit geçiriyorlar. Benim bulduğum projede 1 milyon metrekarelik bir alanda 100'e yakın etkinlik var. Bir sokağa girecek itfaiye, eczaneyi görecek. Kırmızı, yeşil ışık görecek. Anka Parkı'nın arka tarafından, Ankara'da hayvanat bahçesi diye bilinen yerde.
Nagehan Alçı: Partinin içinde herhangi bir çekişme olmadı dediniz. AK Parti'nin içinde CHP gibi çekişme yok. Ancak AK Parti'nin kurucularının yeni parti kuracağı iddiaları var. Böyle bir şey olursa ne dersiniz? Sayın Gül'le temasınız oldu mu? Bu söylentiler doğru mu?
Sayın Gül Kayseri'dir. Benim de partili olmam için gelip babamdan kız ister gibi talep etmişti. Yıllardır arkadaşlık, dostluğumuz oldu. Abi diye hitap ettiğimiz birisi. Kardeşi yakın arkadaşım. Son zamanlarda çok görüşemiyoruz. Ben şahsen sayın Gül'ün bir parti içinde yer alacağını zannetmiyorum.
Nagehan Alçı: Sayın Davutoğlu için de deniyor.
Onu da zannetmiyorum. Tavrım bellidir, hiç de doğru bulmam. Başarılı da olamazsınız. Milletten bir talep olur, onu karşılarsınız, başarılı olursunuz. Size göre nasıl bir açık var ki, parti kurulsun.
Ali Babacan'ı yakından tanıyorum. Hiç zannetmiyorum. Bu işi tahrik eden gruplar her zaman olur, onlar da başarılı olmazlar zaten. CHP'li arkadaşlar Meclis'te dediler ki, 'Biz demokrat partiyiz siz de öyle bir şey yok' dedi. Mehmet Muş arkadaşımız dedi ki, 'Biz Avrupa şampiyonu olmuş, dünya şampiyonu olmuş kişinin karşısına niye aday çıkaralım ki? Her seçime giriyor başkanımız kazanıyor' Biz de öyle bir boşluk yok.
Sevilay Yılman: Sokaktasınız. Ekonomi malumunuz. Sıkıntılar var. Sokağa çıktığınızda ne görüyorsunuz?
8-10 ay önce yapılan para operasyonunda herkes biliyor ki bu iş dışarıdan yapıldı. Bundan herkes etkilendi. Böyle krizler koptuğunda ilk etkilenen sektörlerden birisi de inşaat sektörüdür. Ancak aradan geçen zaman içinde dövizin stabil hale gelmesi, hükümetin açıklamış olduğu paketler yavaş yavaş piyasaya canlılık verdi. Ekonomideki durağanların ne kadar seçimlere yansıdığı tartışılıyor ve aşırı derecede yüksek bulunmuyor. Buradaki sıkıntılar içerideki aktörlerin beceriksizliğinden mi, yoksa yurtdışından mı? Burada içerideki aktörlerin beceriksizliğinden ötürü kötüye gidiş yok. Ekonomi daha iyiye gidiyor. İhracat, büyüme rakamlarında gelişme var, büyüme var. Dışarıdan yapılan operasyona karşı hükümetin dik tavrı takdir ediliyor.
Sevilay Yılman: Anketler nasıl?
Bütün samimiyetimle söylüyorum. Biz içimizde anket yaptırıyoruz. Yükselen trendimiz var, karşı tarafın düşen trendi var.
Artık anketçilere güvenilmez bir durum var. Hiç umulmadık şekilde anketler ortaya atılınca komik oluyor. şu anda 1 puan geçtik ve yükselen trend devam ediyor.
Bülent Aydemir: İmar iskan konuları. AK Parti manifestosuna koydu bunu. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde denetlenecek.
Şehirde ilk belediye başkanlığına başladığımda altyapı, üstyapıyla uğraştım. Gecekonduların neredeyse 100 bin tanesini yıkıp yeni evler yaptırdım. Bu şehrin adını koyalım, nereye taşımak istiyorsak adını söyleyelim. Turizm, sanayi, ticaret, kültür, sanat, spor ve eğlencede neler yapabiliriz diye başlıklar açtım. Erciyes'e kayak merkezi yaptırdım. Hafta sonlarında 80-100 bin kişi kayak yapıyor. Binlerce insan ekmek yiyor. Raylı sistemin ikinci etabını kendi mühendislerime yaptırdım. Bir arkadaş geldi Ankara'da vagonları yaptı bana teslim etti. Ankara sanayisi bilinmeyen bir değer. Şu anda raylı sistemlerle ilgili A'dan Z'ye Ankara sanayinde yapılıyor.
Nagehan Alçı: Sizin açıklamalarınıza göre Ankara Belediyesi'nin gelir ve gideri birbirini karşılamıyor. Şayet Mansur Yavaş gelirse...
Bülent Aydemir: 340 milyon TL personel ödemesi vardı... Kasadaki para yetmiyordu
Geldiğimde kasa boş bir belediye vardı Kayseri'de. Çıktığımda her hizmeti yapmış ve bir sürü değeri katmış olarak ayrıldım. Bütün Türkiye'de dağıtım şirketleri özeldir, tek istisnası Kayseri'dir. Yüzde 51'i belediyenindir. Bunun birtakım formülleri var. Belediye başkanı para yönetimini bilmiyorsa lütfen işbaşına gelmesin. İçeriden aldığım bilgilere göre geliri gideri karşılamayan bir yapı var. Gelirleri arttırıcı giderleri kısıtlayıcı olmak gerekir. Benim anlatmak istediğim mantıkla hareket edildiğinde binlerce insana iş kapısı açılır.
Sevilay Yılman: Anka Park projelerinizin içinde mi?
Mehmet Özhaseki: Anka Parkı'nı kiraya vermişler. Bir eğlence merkezi gerekli mi şehire? Evet gerekli. Ancak yeri burası mı olmalıydı? Emsaliyle kıyasladığımızda yüksek bir rakam değil.
Sevilay Yılman: Kârlı bir yatırım olarak görüyor musunuz?
Mehmet Özhaseki: İşletme masrafları karşılanır. Kamu hizmeti olarak çalışır. Heyecan verici projeler yapmazsanız şehirler huzurevine dönüşür. Kaldırım yapıyorsunuz, parayı aldınız mı, zararınız var mı? denilemez, kamu hizmetidir bu. Estetiğinizi seversiniz, sevmezsiniz o ayrı bir konu.
Nagehan Alçı: Yatırımcılara sorulduğunda çok daha kendini çevirebilen bir yapı olabilirdi deniyor. Sizce neresi daha doğru olurdu?
Mehmet Özhaseki: Çeperlerine yapılabilirdi.
Didem Arslan Yılmaz: Galiba bu ülkenin en büyük problemi partizanlık. Siz göreve gelirseniz parti ayrımı yapmadan mı personel alırsınız?
Mehmet Özhaseki: Ben 21 yıl boyunca belediye başkanlığı yaptım. Bana kimse '5 tane akrabanı aldın' diyemez. Vatman alıyoruz diyelim, şartları koydum, elektronik ortamda imtihana aldım, kazanan girdi. Yalnız şunu yaptım 'en az yüzde 20 kızlarımız olacak' dedim.
Bakanlık döneminde imar usulsüzlüklerine dikkat çekmiştim. Bu konuya isyan eden bir insanım. Şahıs lehine plan tadilatı yapmadım. Orada bir emsal artışı da vermedim. Birisi tek başına bir parselde yoğunluk artışı istiyorsa asla almamalı ve yapılmamalı. Bir değer artışı varsa bunu kamu almalıdır. Meclis açıldığında takipçisi olacağım, imarda işlenmiş olan sıkıntılı ortamları giderecek her türlü yasa hazır. Onları geçirmek için mücadeleyi vereceğim. Şehirlerin kendine has görünümü bozuluyor. Bu konu özellikle ve özellikle adalet duygusunu sarsıyor ve dedikoduyu çoğaltıyor. Bunlara inşallah Ankara bir daha şahitlik etmeyecek.
Didem Arslan Yılmaz: AK Partili belediyeler süresince neden başkente yakışan bir metro ağı olmadı? Sizin 11 projeniz neler?
Metro sistemi çok çabuk yapılacak sistemler değil. Bir de her kente metro yapılacak bir durum var. Bazı yerlere otobüsle halledersiniz. Ama 20 bini buluyorsa nüfus kesinlikle yerin altına girersiniz. Kaç kilometre yapıyorsanız çarpın 25 bin Avro'yla. Şehirlerde yapılacak metro sistemlerini hükümet üstlenmeye başladı. Belediye bütçeleri onu karşılayacak gibi gözükmüyor. 5 sene içinde en az bir o kadar yapmazsak trafiği rahatlatamayız. Kızılay'dan havaalanına uzanacak hat önceliğimiz olacak. Etlik-Hastane bölgesine bağlantı icap ediyor. Sincan-Çayyolu u gibi o yol. Araya bağlantı yapılması icap ediyor. Maliyetler yüksek, belediye bütçesiyle karşılamak mümkün değil. Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik. Hükümet olarak buna destek verecekseniz ben bunları insanlara vaad edeyim. Bana söz verir misiniz dedim, destekleyecek misiniz? Tek tek hatlara baktı ve 'sen yaz' dedi.
Bülent Aydemir: Ankara'da hep bir meydan problemi var.
Ankara'da meydan problemi var. Eskiden Ulus cazibe merkeziydi. Şimdi oradaki görüntü hoş değil. En güzel meydan projesi Ulus'ta olacak gibi gözüküyor. Orada birkaç yüz esnaf arkadaş var. Onları da yeni dükkanlara yerleştirerek yeni bir meydan projesi mutlaka yapılması gerekiyor. Ben onları topladım ve nasıl bir proje olacağını tartışarak yapacağıma söz verdim. Kültür yolu projesi üzerinde en önemli duraklardan biri Ulus. Millet Bahçesi olarak 13 yer belirledik. Şimdi Çevre Şehircilik Bakanlığı'ndaki arkadaşlarımız takip ediyorlar. Bakanlıklarla görüştük. Dikmen Vadisi'nin devamı, Mamak, Keçiören'de üç tane var, Sincan'da, Etimesgut tarafında var. Bunların hepsi yapılınca müthiş bir ortam olacak diye düşünüyorum. Gölbaşı ve Mogan gölünde müthiş bir ortam var. Mogan gölünde artık balıkların yaşamadığını gördük. Orada bir 100 milyon lira pay ayırıp, dip çamurunun giderilmesi için çalışma başlattık. Alt taraf boşaltıldı. O dipte birikmiş olan kirliliği temizlemeye başladık. 1 sene sonra masmavi göl olacak. Orada su sporları yapılacak. Su kayağı parkı olacak.
Didem Arslan Yılmaz: İlk ne yapmak istiyorsunuz?
10 gün içerideki tüm röntgeni çekmek istiyorum. İlk yıl içinde yapılacaklar var zamana havale edilen projeler, hükümetle yapılacak projeler var. Benim yapacağım ilk iş yönetim tarzını değiştirmek. Birincisi istişare ederek yapacağım
Nagehan Alçı: Mevcut yönetiminde öyle miydi?
Benim derdim kendim, yoğurt yemem farklı. İkincisi şeffaflık. İhalelere kim giriyor, yüzde kaçla alınıyor bunlar bilinmeli. Ben ihale salonlarına kamera koyup, canlı yayınlamış bir insanım.
Tek başına hiç kimse plan tadilatını bizden istemeyecek. Ben belediye başkanlığımda bütün makam araçlarını satmış bir insanım. Bunları yaptığımız için Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde bu yönetim tarzını uygulayacağım.
Bülent Aydemir: Ankara'da sokak hayvanları problemi var.
Belediyelerin yetkisi var. Bir taraftan hayvanlar toplanacak, kısırlaştıracak, sağlıklı hale getirilecek, sonra da doğal ortamlarında yaşamaları sağlanacak. Bu kadar basit bir iş.
Sevilay Yılman: Dün rakibiniz Mansur Yavaş, Ankara'da Etimesgut'ta şöyle bir çağrıda bulundu "Ben mal varlığını açıkladım, Özhaseki neden açıklamıyor?" dedi.
Çok komik beyanlar geliyor. 10 tane malvarlığımız duruyor ve açıkta. Biz belediye başkanıyken, milletvekiliyken mal varlığımızı beyan ettik. Arkadaşımız geçenlerde demiş ki, "Raylı sistemlerle insanları Kızılay'a taşıyacağız" diyor. Zaten taşınıyor. "Sincan banliyosunu organize sanayiye uzatabiliriz" diyor. Yahu zaten uzatıldı, çalışıyor orası. 30'a yakın gaf var. Tek tek söylersek programı bitiririz.
Nagehan Alçı: Artık millet seçimden çok yorgun diyorlar. 24 Haziran'da yüzde 88'di katılım. Bu dönem katılımın daha zayıf olacağı yönünde... Katılır mısınız?
CHP'den sandığa gitmeyen küskünleri çok duydum. AK Parti'de duymadım. Bu seçim yorulmuş insanların son seçimi görüyorum. Önümüzdeki 4,5 yıl boyunca seçim yok artık. CHP'nin istediği gibi bir sonuç çıkarsa seçim, sistem çalışmaları yeniden başlayacak. Allah öyle bir tehlikeden korusun. Önümüzdeki süreçte 5 yıl boyunca hükümetin önünün açık olduğunu, Türkiye'yi ileriye taşıyacağını düşünüyorum.
Didem Aslan Yılmaz: CHP mi bunu istiyor?
Sistem tartışması yapacakları belli. İnşallah bu seçim normal şekilde biter. Herkes işini yapar. Artık insanlar da yoruldu, hükümetler de işine bakmalıdır. Ankaramız üstü örtülü bir hazine adeta. Ankara'yı başkentler arasında rekabette öne taşıyacak işler yapacağız. Kendimize güveniyoruz, tecrübemiz de var. Biz projelerimizle geldik, onu konuşuyoruz. Ankara'yı ileriye taşıyacağız. Karşı tarafın da özeli bizi ilgilendirmediği gibi ısrarla projelerini söyleyin dememize rağmen bir tek proje söylemeleri bizi üzüyor.