Gazeteci Mehmet Şenol, uzun yıllar süren araştırmalar sonucunda Türkiye’nin futbol tarihini oluşturan insanların hikâyerini yeni kitabı ‘Gayriresmi Futbol Tarihi ‘nde topladı. Şenol, Türkiye’nin siyasal ve toplumsal tarihinin nasıl kesiştiğini anlatıldığı kitabı için, “Bu kitapta futbolun alışılmış, çok bilinen, kulüplere 'özel' tarihlerinin yerine onların hikâyelerini bulacaksınız” diyor.
Futbol, bu topraklarda o insanlarla başladı. Beni onların kazandıkları kupalar değil, hayatları ilgilendirdi" diyen Şenol, kitabıyla ilgili şu kısa anektodu paylaşıyor:
“Tarihi büyük adamlar yazmıyor. Balıkesir’deki köyünden kopup gelen o “Çoban” Mehmet, Anadolu Birahanesi’nin önünde Venedik sepetiyle bekleyen o yaşlı amca...Daha 1910’da çok sevdikleri öğretmenleri için okulu boykot edip caddede “avare avare” gezen o 58 talebe... 1930’da tozlu topraklı yollarda kendi kullandığı otomobille Anadolu’yu dolaşan o her şeye meraklı adam...Yaptığı zeytinyağlı sarmaları lokalin ortasındaki büyük sobanın etrafında ısınan futbolculara elleriyle veren o kondüktörün karısı madam yazıyor... Ben bunların peşine düştüm yıllardır.”
Mundi yayınlarından çıkan Gayriresmi Futbol Tarihi’nin tanıtımda işe şu ifadeler yer alıyor:
"Türkiye futbol tarihinin ilk yılları, kişiden kişiye, kulüpten kulübe değişiyor; kimi zaman bilgi kırıntılarıyla yetinmek gerekirken kimi zaman da bir bilgi yığınını anlamlandırmak için ek çaba harcamak gerekiyor. Ama belki de daha önemlisi, bu tarihi oluşturan insanların hikâyesi, o “büyük anlatı”nın içinde kaybolup gidiyor.
Beyoğlu’ndaki Anadolu Birahanesi’nin kapısının önünde buzlu badem satan o yaşlı adamın, 1903’te topu da, adamı da geçirmediği için “Tahtaperde” adını almış o eski futbolcu olduğunu;
Moda Deniz Kulübü’nün üst katındaki küçük odada ömrünün kalan kısmını tamamlayan Kulaksızzade Galip’in, Fenerbahçe’nin belki de en önemli futbolcusu, hatta bir dönem başkanı olduğunu;Galatasaray’ın Hasnun Galip Sokak’taki meşhur binasının 1920’lerde Galata’da demirli ona yakın Amerikan gemisinin denizcilerinin uğrak yeri bir salon olduğunu, burada cumartesi günleri dans edip boks yaptıklarını kim biliyor bugün?"
İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi Bölümü’nü bitirdi. 1980’li yıllarda gazeteciliğe başladı. 12 Eylül Darbesi sonrası yayımlanan ilk gençlik dergilerinden olan Yeni Olgu ve Gençlik Toplum dergisinin kurucularındandır. 1983 yılından itibaren Yeni Gündem dergisinin Ankara bürosunda siyasi muhabir olarak çalışmaya başladı. Daha sonra İstanbul’da Ana Britannica’da yazı kurulu üyeliği, Manajans Thompson’da metin yazarlığı, IBM Türkiye’de yayıncılık ve iletişim alanlarında çalıştıktan sonra Graf Yayıncılık’ı kurdu. Şizofrengi dergisinin yayın kurulu üyeliğini, Tribün dergisinin yayın yönetmenliğini yaptı. 2002’den itibaren Türkiye’nin ilk kulüp yayını Galatasaray dergisini çıkarmaya başladı ve 13 yıl yönetti. Günlük Fotomaç gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Mehmet Ali Birand ve Mehmet Polat’la birlikte Galatasaray: 100 Yıllık Sevda belgeselinde görev aldı. 2008’de kaybettiğimiz Mehmet Ali Gökaçtı’yla birlikte 100 Yıllık Öykü kitabını yazdı. Top Bir Dünyadır (Yapı Kredi Yayınları, 2004), Dünya Kupası (İletişim Yayınları, 2002) kitaplarına makaleleriyle katkıda bulundu. Galatasaray Stat Müzesi’nin kuruluşunda Müze Komisyonu üyesi olarak uzun yıllar görev yaptı. 2016 yılında hayatını kaybeden Atilla Aksoy’la birlikte Türkçe ve İngilizce Liderlik İçin Doğdu/Born to Lead (2012) kitabını hazırladı. Nebil Özgentürk’le birlikte Galatasaray Efsaneleri belgeselinde çalıştı. Çeşitli haber sitelerinde ve bloglarda spor, futbol tarihi üzerine yazıyor, uluslararası sivil toplum örgütlerine film çekiyor, sayısını kendisinin bile anımsamadığı henüz hayata geçiremediği yeni projelerle oyalanıyor.