Mehmet Şevket Eygi: Camilerin kadınlarla doldurulmak istenmesini ayıplıyorum ve kınıyorum

Mehmet Şevket Eygi: Camilerin kadınlarla doldurulmak istenmesini ayıplıyorum ve kınıyorum

Vahdet gazetesi yazarı Mehmet Şevket Eygi, "Birkaç sene önce camileri kadınlarla doldurmak için yoğun propagandalar yapıldığını" öne sürerek, İslam'da "Kadınlar namaz kılmak için camilere gelebilir ama evlerinde kılmaları efdaldir" diye yazdı. Eygi, "Maalesef camiler bilhassa sabah namazlarında boştur ve öncelikle erkekler namaza, cemaate çağırılmalıdır" diyerek, "Bu işin ardında, Avrupa Birliği kriterlerine uymayan sahih hadisleri ayıklayan zihniyet vardır. Onları çok ayıplıyorum ve kınıyorum" ifadelerini kullandı.

Eygi'nin Vahdet'te "Câmileri Kadınlarla Doldurmak İstemişlerdi" başlığıyla yayımlanan (29 Eylül 2015) yazısı şöyle:

Hatırlanacaksınız, birkaç sene önce camileri kadınlarla doldurmak için yoğun propagandalar, faaliyetler, masraflar yapmışlardı. Bildiriler, afişler, pankartlar… Bir Ramazan gecesi, Ankara’da Hacı Bayram Camii’nin içine erkek cemaat almamışlar, yatsı ve teravih için otobüs ve minibüslerle kadın cemaat taşımışlar, erkekler dışarıda açıkta namaz kılabilmişti. 1400 yıllık İslam tarihinde görülmemiş bir bid’at sergilenmişti.

Hükümleri Kur’an’dan, Sünnetten çıkartılmış olan yüce Şeriat, fıkıh bu konuda ne diyor? Kadınlar namaz kılmak için camilere gelebilir ama evlerinde kılmaları efdaldir diyor. İslam dini, kadınlar camiye gelmesin demiyor… Onlar, Şeriat sanki kadınların camilere gelmesini men ediyormuş gibi hareket ettiler, böyle bir hava verdiler.

Kur’ana, Sünnete, icmâya dayalı Ehl-i Sünnet ve Cemaat İslamlığının kadınlarla ilgili hükümlerinde değişiklik mi yapmak istiyorlardı?

Kadınları çağırdıkları gibi erkek Müslümanları camilere çağırmadılar. Camiler, vakit namazlarında erkeklerle dolu muydu ki, böyle bir çağrıya lüzum görmediler? Maalesef camiler bilhassa sabah namazlarında boştur ve öncelikle erkekler namaza, cemaate çağırılmalıdır.

Camileri kadınlarla doldurma projesi hangi zihniyetin işidir?

Böyle bir davet Kur’an’ın, Sünnetin, Şeriatın ruhuna uygun mudur?

Dört hak fıkıh mezhebinde, kadınlar camileri dolduracak diye bir hüküm var mıdır? 

Bırakın hak mezhepleri, bid’at mezheplerinde böyle bir şey var mıdır?

Mutezile, Haricîlik, Şia böyle mi diyor, böyle mi istiyor?

Muhterem Müslümanlar, hiçbir mezhepte böyle bir şey yoktur? 

Peki, camilere kadınları doldurma projesi kimlerin eseridir?

Bu işi gizli, öncelikle sinsi, taqiyyeci, kitmancı Fazlurrahmancıların ve diğer Ehl-i Sünnet karşıtı reformcuların, dinde yenilik ve değişim isteyenlerin yaptığını tahmin ediyorum.

Bu işin ardında, Avrupa Birliği kriterlerine uymayan sahih hadisleri ayıklayan zihniyet vardır.

Onları çok ayıplıyorum ve kınıyorum.

Camileri kadınlarla doldurma kampanyası için, başta afiş hazırlatıp astırmak suretiyle hayli masraf yapıldı. Bunlar hep israftır, yersizdir ve yapanlar sorumludur.

Reformcular, Ehl-i Sünnet İslamlığını kadınlarla yıkmak istiyor.

Camileri kadınlarla doldurmak için çırpınanlar, Süslüman kadınların tesettür kıyafetlerini ıslah edip Kur’an’a ve Sünnete uygun hale getirmek için çalışıyorlar mı?

İslam kadın ve kızlarının yeterli miktarını Hazret-i Fâtima, Hz. Âişe, Ezvaec-ı Mutahharat, diğer sahabiyeler, kadın evliya, Râbia el-Adeviyye gibi yetiştirmek için planları, programları, projeleri, okulları var mıdır?

Geçenlerde okudum, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde bir kadınlar camii açılmış, imamı kadınmış, erkekler de ona iktida ediyormuş. Ne günlere kaldık!

Zerre kadar şüphe edilmesin, birileri Şeriatsız, fıkıhsız, mezhepsiz, ucuz, light, ılımlı, içi boş, seküler, laik bir İslam türetmek istiyor.

Ehl-i Sünnete karşı geliştirilen İslam Protestanlığının gayesi budur.

Hilafet gitti… İslam medreseleri kapatıldı… Tasavvuf ve tarikat yasaklandı…  Sonunda bugünkü sapmalar ve cehaletler başladı.

Kur’an, Sünnet, Şeriat İslam kadın ve kızlarının haysiyetlerini, şereflerini, itibarlarını korur. Onlar camilere elbette gelebilirler ama namazları evlerinde kılmaları efdal ve evladır.

İslam kadınlığına hizmet etmek, onların haysiyet ve şereflerini korumak istiyorsak; bu hizmeti Kur’an’ın, Sünnetin, Şeriatin, fıkhın, İslam hikmetinin ışığında yapmamız gerekir.

Resulullah (Salat ve selam olsun ona) Kur’an’ı nasıl uygulamışsa, onun Sünneti ne ise, biz de öyle yapmalıyız.

Şeriata aykırı her şey hederdir. Bunu hatırımızdan hiç çıkartmayalım.

(Fazlurrahmancılık İslam dışı bir bid’at ve dalalet fırkasıdır.)