Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, katıldığı bir televizyon kanalının programında "Dolar kontrol altında" dedi ve değer kaybının nedenlerine dair açıklamalarda bulundu.
Kanal 7'de yayımlanan Başkent Kulisi programına katılan Şimşek, Türk Lirası'nda (TL) değer kaybının 'iç ve dış boyutları olduğunu' belirtti:
"Değer kaybının dış boyutunda 3 temel trend var. ABD doları yılbaşından bu yana tüm para birimlerine karşı değer kazandı. İkincisi, küresel olarak faizlerin arttığı bir dönemdeyiz. Üçüncü faktör ise petrol ithal eden ülkelerle ilgili. Petrolün bir anda 80 dolara çıkması TL'nin değer kaybına neden oldu."
Para politikalarında 'güçlü adımlar atıldığını' ifade eden Mehmet Şimşek, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya ile Londra'da yatırımcılarla yaptıkları görüşmelerin de faydalı geçtiğini söyledi.
Şimşek, "Türkiye'ye karşı endişeniz cari açık ve enflasyon ise bu yavaş yavaş düzeliyor. Dışarıdan büyük bir talep var. Enflasyon düşüyor, turizm şahlanmış durumda. İç talepte daha makul bir seviyede gidecek. Bu cari açık ve enflasyon yaratmıyor. Ekonomide her şeyin rayına oturacağını görüyoruz. Para politikasında sadeleşme sağlandı. Maliye politikasına yönelik endişeler yersiz" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, Türkiye'nin 15 yılda ortalama 5.7 büyüdüğünü, Çin ve Hindistan gibi ülkeler dışında bu hızda büyüyen başka bir ülke olmadığını söyledi.
Türk Lirası Mayıs ayında ABD doları karşısında 4,92'nin üzerinde çıkarak rekor kırmıştı.
TL'nin ABD doları karşısındaki değer kaybı 1 Ocak 2018'den bu yana yüzde 25'i aştı.
Türkiye'nin brüt dış borç stoku 31 Aralık 2017 itibarıyla 453,2 milyar dolar olarak hesaplanmıştı.
Mehmet Şimşek katıldığı programda bu borcun hatırlatılması üzerine, "Türkiye'nin bütün borcu, içeriye dışarıya, vatandaşın, bankaların, reel sektörün ve devletin, milli gerile oranı yüzde 142. Benzer gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 211. Dolayısıyla Türkiye, gelişmekte olan ülkeler arasında en az borcu olan ülkeler arasında" dedi.
Şimşek'in borçlarla ilgili sözleri şöyle:
"Türkiye devletinin, kamunun, bütün KİT'lerin, bütün kamunun borcu milli gelire oranı yüzde 28, net olarak yüzde 8,5. Gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 49. Bütün dünyada devlet borçlarının ortalaması yüzde 82.
(…) Diyorlar, vatandaş borç batağında. Türkiye'de 81 milyon nüfusun hane halkının, borunun milli gelire oranı yüzde 18. Bu oradan dünyada ortalama yüzde 59. Yani dünyada hane halklarının borçluluk oranı yüzde 59'ken, Türkiye'de bu oran yüzde 18.
Dış borcun oranı yüzde 53. Bu yüzde 53'ün, 37 puanı özel sektörün borcu. Ama özel sektörün borcuna bakıp, şu kadar borçlu demek doğru bir yaklaşım değil.
Türk bankalarının toplam borcunun milli gelire oranı yüzde 24."