Mehmet Şimşek: IMF bizi daha çok desteklemeli

Mehmet Şimşek: IMF bizi daha çok desteklemeli
New York'ta dünyadaki kredi mekanizmasının etkin bir şekilde çalışmadığını, bunun da Türkiye gibi yükselen pazarları etkilediğini söyleyen Bakan Şimşek, bu yüzden IMF ve Dünya Bankası'nın Türkiye gibi ülkeleri daha fazla desteklemeleri gerektiğini söyledi. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, küresel krizle ilgili olarak, "dünyada normalleşme süreci başlayınca Türkiye ekonomisi güçlü bir şekilde bu krizden çıkacak" dedi. Şimşek, "Eğer biz küresel ekonomide kalıcı bir toparlanma istiyorsak mutlaka ABD gibi ülkelerin bankacılık sektöründeki problemleri çözmeleri lazım, o olmadan ne dünyada ne Türkiye'de kalıcı bir toparlanmadan bahsedemeyiz" dedi. Bakan Şimşek, Washington'daki temaslarını tamamlamasının ardından New York'a geldi. Şimşek, Türk Amerikan İş Geliştirme Konseyi (TABİD) tarafından New Jersey'de kendi onuruna düzenlenen toplantıya katılarak "Küresel Kriz ve Türkiye'ye Etkileri" konulu bir konuşma yaptı. Mehmet Şimşek, konuşmasında, küresel ekonominin görece olarak normale dönmesine yönelik bazı işaretler bulunduğunu, ancak küresel mali sistemdeki sıkıntıların halen devam ettiğinin açık olduğunu söyledi. Küresel mali sistemdeki kırılganlığın devam ettiğini belirten Şimşek, bunun da küresel büyümeyi ve küresel ticareti olumsuz etkilediğine işaret etti. Sıkıntıların giderilmesi için küresel düzeyde hareket geçilmesine gerek olduğunu belirten Şimşek, G-20 zirvesinin ve bu zirvede verilen sözlerin uygulanmasının son derece önemli olduğunu anlattı. Dünyada kredi mekanizmasının etkin bir şekilde çalışmadığını söyleyen Şimşek, bunun da Türkiye gibi yükselen pazarları etkilediğini, bu yüzden Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası ya da bölgesel bankaların Türkiye gibi ülkeleri daha fazla desteklemeleri gerektiğini, çünkü Türkiye gibi ülkelerin dünyadaki son yıllarda görülen ekonomik büyümenin motoru olduklarını anlattı. Türkiye'nin son yıllarda dünyadaki ticaretten ve ekonomiden giderek daha fazla pay aldığını anımsatan Şimşek, o yüzden Türkiye gibi ülkelerin dünyanın geri kalanında yaşananlardan etkilenmesinin de son derece doğal olduğunu dile getirdi. Şimşek, Türkiye'nin gelişen ihracatı ve ticaretiyle ilgili detaylı bilgiler verdiği konuşmasında, küresel krizin Türkiye'yi en başta ticaret açısından olumsuz yönde etkilendiğini belirterek, otomotiv sektörünün AB ülkelerindeki talebinin azalmasından son derece olumsuz etkilendiğini anlattı. Şimşek, bu yüzden Türkiye'nin ihracata dayalı sektörlerinin hem üretimde hem istihdamda büyük düşüş yaşadıklarını söyledi. Bakan Şimşek, Türkiye'nin şu an yaşanan bu geçici dönemin etkilerinden kurtulacağını belirterek, Türkiye'nin demografik yapısının, büyük girişimci kültürünün buna müsait olduğunu belirtti. Şimşek, küresel ekonomide iyileşme olduğu zaman Türkiye'nin güçlü ekonomik büyümesinin de yeniden başlayacağını, Türkiye'nin güçlü bir bankacılık sistemine sahip vurguladı. Küresel ekonomik krizin finans, bankacılık sektöründe başladığını söyleyen Şimşek, oysa Türkiye'deki bankacılık sektörünün bugüne kadar gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kıyasla gayet sağlam durduğunu belirtti. Şimşek, bu çerçevede küresel mali sistemin normalleşmeye başlaması durumunda Türkiye'deki bankacılık sektörünün de Türkiye'nin ekonomik iyileşmesine yardımcı olacağını anlattı. "Türkiye büyük bir iç pazara sahip" diyen Şimşek, Türkiye'nin AB'nin 6. büyük, dünyanın da 17. büyük ekonomisi olduğunu da belirtti. Türkiye ile iş yapan ülkelerin ve yabancı şirketlerin sadece Türkiye ile değil Türkiye'nin iyi ilişkiler içinde bulunduğu Orta Asya, Afrika ve Orta Doğu'ya da açılabileceklerini anlattı. Konuşmasında hükümetin eğitime, kara ve havayollarının gelişimine verdiği büyük önemi de detaylı bilgiler vererek anlatan Şimşek, Türkiye'deki ekonomik sıkıntının mali ve bankacılık sisteminde değil dış etkilere bağlı olarak reel ekonomide görüldüğünü de belirtti. Türkiye'nin küresel krizin etkilerinden ne zaman kurtulabileceği yönündeki bir soru üzerine Bakan Şimşek, bu sürecin hızının dış talepteki iyileşmeye büyük oranda bağlı olduğunu söyledi. Şimşek, ABD gibi ülkelerin banka sektöründeki sorunları çözmedikleri sürece kalıcı küresel iyileşmeden bahsedilmesinin çok zor olacağın, bunun G20 zirvesindeki ana mesajlarından biri olduğunu, bu sorun çözülmeden kredi mekanizmasının düzgün çalışmasının mümkün olmadığını, bunun kritik önem taşıdığını vurguladı. Bakan Şimşek, tahminlerine göre Türkiye ekonomisinin artı büyümeye 2010 yılından itibaren başlamasının beklediklerini ama bunun tüm dünyanın yapacaklarına ve küresel ekonominin normalleşmesine de bağlı olduğunu vurguladı. Bakan Şimşek bu kapsamda küresel düzeyde daha etkili denetim, mali teşvik ve bankacılık sistemlerinin rehabilitasyonunun büyük önem taşıdığını anlattı. Şimşek, yabancı bir gazetecinin Türkiye'de turizm ve moda sektörüyle ilgili bir sorusu üzerine, her iki sektörün de son derece başarılı olduğunu, Türkiye'nin turizm gelirlerinde dünyada 8. sırada yer aldığını ve küresel krize rağmen bu yaz Türkiye'ye yine çok sayıda yabancı turistin gelmeye devam edeceğini belirtti. Moda-tekstilde ise son derece kaliteli mallar üreten sektörün önceliğinin marka yaratmak olduğunu, bu konuda da başarılı olunacağına inandığını, ABD'de Sarar markası gibi bunun örneklerinin görüldüğünü belirtti. Yabancı yatırımcının kaygısı yok Bakan Şimşek, toplantının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Washington'daki temaslarının oldukça verimli geçtiğini ve hafta sonunu yoğun bir çalışmayla geçirdiklerini belirten Şimşek, New York'a gelince kredi değerlendirme kuruluşlarıyla bir araya geldiklerini, yatırımcılarla da görüşeceklerini söyledi. Bakan Şimşek, yabancı yatırımcılardan nasıl bir izlenim aldığına yönelik bir soru üzerine ise yabancı yatırımcıların Türkiye'ye yönelik bir kaygılarının bulunmadığını belirterek, "Türkiye'ye özgü bir kaygı yok ama Türkiye dünyanın bir parçası, dünyada son yüzyılın en büyük krizi var, bu Türkiye'yi de maalesef ciddi bir şekilde etkiliyor, etkilemeye de devam edecek" dedi. New York Times'ın Nobel ödüllü ekonomi yazarlarından Princeton Üniversitesi ekonomi Profesörü Paul Krugman'ın, "Türkiye gibi ülkelerin iflasın eşiğinde olduğunu" yolunda sözler söylediğine yönelik haberlerle ilgili olarak ise Şimşek, "Sonradan Sayın Krugman ben böyle bir şey söylemedim dedi, yok öyle bir şey" diye konuştu. ‘IMF'ye sunduğumuz plana cevap bekliyoruz’ IMF ve Dünya Bankası'nın düzenlediği yıllık bahar toplantılarına katıldıktan sonra Washington'dan ayrılmadan önce Brookings Institution adlı düşünce kurulunda da küresel kriz ve Türk ekonomisi konusunda bir konuşma yapan Şimşek, kısa süre önce IMF'ye, makro çerçeveyi, orta vadeli bütçe ve yapısal reformları içeren bir kapsamlı plan ilettiklerini ve bunun cevabının beklendiğini kaydetti. Bakan Şimşek, IMF konusunda bundan sonraki gelişmelere ilişkin zaman tahmininde bulunmadı. Şimşek, IMF ile ilişkiler konusundaki bir soru üzerine, geçen yıl bir ihtiyatı stand-by düşündüklerini, ancak sermaye akışının durduğu küresel krize karşın, IMF'nin çok yüksek bir faiz dışı bütçe fazlası istediğini ve böyle bir programın kabul edilemez olduğunu kaydetti. Dünya'daki ve Türkiye'deki ekonomik gelişmelere ilişkin bilgi veren Şimşek, ABD ve dünya ekonomisindeki bazı işaretlere karşın küresel ekonomideki sıkıntıların sürdüğünü belirterek, sermaye akışındaki durgunluğun sürebileceğini ve gelişmekte olan piyasalardan büyük boyutlu sermaye çıkışlarının yararlı olmayacağına işaret etti. Küresel krizin Türkiye'yi de etkilediğine dikkati çeken Şimşek, ancak ABD'de finans sektörünü hedef alan krizin, Türkiye'de doğrudan reel sektörde ortaya çıktığını söyledi. Bakan Şimşek, reel sektörü olumsuz etkileyen faktörler olarak, duran kredi akışını, ticaretteki kayıpları ve güven kaybını saydı. Türkiye'nin geçen yıl 1,2 milyon otomobil ürettiğini, bunun yüzde 80'inin ihraç edildiğini ve bunun da yüzde 90'ının da AB ülkelerine satıldığını anlatan Şimşek, krizden dolayı AB'deki talep azalmasının, Türk otomotiv sanayiini olumsuz etkilediğini dile getirdi. Şimşek, buna karşılık Türkiye'de bankacılık sektörünün, ileri ekonomilerdeki ve gelişmekte olan piyasalardaki bankacılık sektörlerinden daha güçlü olduğunu belirterek, geçen yıl bile Türk bankalarının karlılıklarını koruduğuna işaret etti.