Mehmet Tursun: Karakollardaki 24 ölüm olayı incelenmeli

Mehmet Tursun: Karakollardaki 24 ölüm olayı incelenmeli

 

Hülya Karabağlı T24/ ANKARA

Polis kurşunuyla ölen Baran Tursun’un babası Mehmet Tursun, son birkaç yıl içinde karakolda yaşanan 24 ölüm olayının araştırılması için TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na başvurdu. Başvuruda, farklı illerde yaşanan 24 karakolda güvenlik kameralarının ya arızalı olduğunu ya da kayıt yapmadığına dikkat çekti. Tursun, “Gözaltı merkezi üzerinden işlem yapmak veya delil toplamak mümkün olmamıştır. Dolayısıyla kötü muamelenin ve ölüm olaylarının cezasız kalması kolaylaşmıştır” dedi.

Baran Tursun Vakfı adına başvurusunda Mehmet Tursun, “Polis Karakollarında Ölü Bulunanlar ve Failin Polis Olduğu Ölüm Olayları”nın araştırılmasını istedi. Başvurusunun dayandığı ilgili yasalara dikkat çekti. Tursun, “Bizler komisyonunuza ve değerli üyelerine bu başvurumuzu yaparken, gerek komisyonunuzun gerekse değerli üyelerinin devam edilmiş olsun veya olmasın her hangi bir mahkemeye veya yargı mensubuna müdahale edilmesini veya etki altında bulundurulmasını talep etmiyoruz” dedi.

  107 ölümün faili polis!

- 2007 yılında yürürlüğe giren PVSK’dan (Polis vazife ve salahiyet kanunu) sonra polisin ateşli silah kullanma konusunda arttırılan yetkilerine tereddüt göstermeden başvurmaları sonucu yaşama hakkı ihlallerin artışında önemli rol oynamıştır. Birkaç yıl içinde, 24’ü karakollarda olmak üzere 107 kişinin ölümünden polis sorumlu tutuldu.

‘Dur ihtarına uymayan', 'gözaltında' ölen

- Bu ihlaller “dur” ihtarına uymadığı gerekçesiyle öldürülmesinden tutun, gözaltındaki ölümlere kadar çok geniş bir serbestiyle gerçekleşmektedir. Polisin aşırı güç kullanımı sonucu gerçekleşen yaşama hakkı ihlalleri Türkiye’nin en temel yaşama hakkı sorunu olmaya devam etmektedir.

- Polislerin fiziksel şiddet ve orantısız güç kullanmasında ve çekinmeden silah kullanıp adam öldürme olaylarına karışması, PVSK’da ki yanlış algıdan kaynaklanmaktadır. Nitekim öldürme olaylarına adı karışan ve sanık sıfatıyla yargılanan polisler: “Biz görevimizi yaptık” şeklinde savunma yapmışlardır.

Baran Tursun-Soner Cankal

- Birkaç tane örnek: İzmir’de polis tarafından öldürülen Baran Tursun, Tokat Turhal’da öldürülen Mustafa Uslu, Antalya’da öldürülen Çağdaş Gemik, Şanlıurfa’da öldürülen İbrahim Halil Çoban, Sivas’ta öldürülen Turan Özdemir, İstanbul’da öldürülen Aytekin Arnavutoğlu, Feyzullah Ete ve Ankara’da öldürülen Soner Cankal olaylarına karışan polislerin tümü: "Ben görevimi yaptım” şeklinde özetlenebilecek savunmalar yapmışlardır. Demek ki polisler de PVSK’da ki yetkilerini öldürme yetkisi olarak algılamaktadırlar.

Polisten kaçmayı bilmeyen çocuklar

- Yaşama hakkının korunmasında devletin sorumluluğunun tartışılır yanı olmaz, devletin sorumluluğunun tartışılır duruma gelmesi ise uzun yıllar vatandaşın Devletle yaşayacağı bir kavga süreci haline gelecektir.

Yaşama hakları ihlal edilenlerin yüzde 90’ı politik, siyasi yönü olmayan, polisten kaçmayı bile bilmeyen 20 yaş ve altında olan gencecik çocuklardan oluşmaktadır.

İnternet kafeden dönen İbrahim

Bunlardan birkaç örnek: İzmir’de 20 yaşında ki Baran Tursun iş yemeğinden dönerken, Şanlıurfa’da 17 yaşında ki İbrahim Halil Çoban internet kafe’den dönerken, Antalya’da 18 yaşında ki Çağdaş Gemik bisikletiyle gezerken, Diyarbakır’da 8 yaşında ki Enes Ata okuldan dönerken polis kurşunuyla hayatlarını kaybeden çocuklarımızdan bir kaçıdır.

24 ölüm polis karakolunda

- Anayasada “Her insan doğuştan yaşama hakkına sahiptir. Bu hak hukuk tarafından korunur. Hiç kimse yaşama hakkından yoksun bırakılamaz.” Denilmesine rağmen 2007 PVSK’dan sonra 107 kişinin yaşama hakkı elinden alınırken, bu yaşama hakkı ihlallerin 24’ü polis karakollarında meydana gelmiştir.

- Güvenlik kameraları, gözaltına alınanları ve dürüst olmayan kolluk güçlerini izlemek, asılsız işkence ve hak ihlalleri iddialarına karşı kanıt toplamak, karakolları ve dolayısıyla nezarethaneleri gözetim altında tutmak için geliştirilen bir sistemdir.

Kameralar devre dışı!

İşin aslı bu, sistemin amacının bu olduğu gerçeğine karşın, farklı iller de farklı 24 karakolda 24 ölüm olayı meydana gelmesine karşın, 24 karakolun 24’ünde de güvenlik kameralarının neden işlevsiz kaldığına, neden kayıt yapmadığına dair hiç kimse hesap sormamış, soramamıştır, yargılamayı yapanlarda sormamıştır.

Ölüm olaylarının meydana geldiği tüm polis karakollarında, istisnasız tüm güvenlik kameraları ya arızalı olmuş, ya da kayıt yapmamıştır, durum böyle gösterilince gözaltı merkezi üzerinden işlem yapmak veya delil toplamak mümkün olmamıştır, dolayısıyla kütü muamelenin ve ölüm olaylarının cezasız kalması kolaylaşmıştır.

Karakolda asılı bulunan er Osman Aslı

Birkaç Örnek: İzmir Gümüşpala polis karakolu nezarethanesinde polise ait silahtan çıkan 3 kurşunla hayatını kaybeden A. Rahman Sözen, Çanakkale Anafartalar polis karakolunda birer yıl arayla hayatlarını kaybeden ve üvey baba oğul olan İsmail İnan ve Hakkı Cangı, İstanbul Firuzköy karakolunda asılı bulunan Er Osman Aslı, Kocaeli Darıca polis karakolunda ölü bulunan Ahmet Cömert, Şırnak / İdil polis karakolunda ölü bulunan Resül İlçin olaylarında da görüleceği gibi tüm karakolların güvenlik kameraları kayıt işlemi yapmamıştır.

Kamera olmayınca sembolik cezalar

24 ölüm olaylarının meydana geldiği karakollarda, istisnasız tüm kameraların işlevsiz oluşundan ötürü, karakollar üzerinde işlem yapmak veya delil toplamak mümkün olmamıştır, dolayısıyla kütü muamelenin ve ölüm olaylarına sebebiyet veren polisin cezasız kalması kolaylaşmıştır.

Polisler: Görmedim, duymadım!

Olay anında karakollarda bulunan ve gerçeğinde ise olaydan sorumlu olan polislerin; “Görmedim, duymadım” şeklinde özetlenebilecek anlatımlarını yeterli bulan mahkemeler; dosyaları takipsizlikle, cezasızlıkla veya erteli sembolik cezalarla sonuçlandırdı. Olayların bu yönünü de dikkate alarak:

24 ölüm olayının meydana geldiği farklı karakollarda istisnasız tüm güvenlik kameraları işlevsiz kalmıştır, kayıt yapmamıştır, bunun olağan olup olmadığı konusunun da kapsayacak şekilde karakollarda ki ölüm olaylarının Komisyonunuz tarafından araştırılmasını talep ederiz.

Polis uygulamaları kapsamında meydana gelen diğer ölüm olaylarında: Acılı aileler çok ağır ve kendilerince çözemedikleri maddi ve manevi sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır. Dolayısıyla biricik evlatlarını kaybeden acılı ailelerin süreç içinde karşılaştıkları vahim sonuçlar trajedi haline gelmiştir.