Melih Aşık: Kürdistan Neresi?

Melih Aşık: Kürdistan Neresi?

Milliyet gazetesi yazarı Melih Aşık, son zamanlarda eskisinden daha sık duymaya başladığımızı söylediği "Kürdistan" kelimesinin Türkiye'de hangi illeri kapsadığını söyledi.

İşte Aşık'ın "Kürdistan Neresi?" başlıklı o yazısı:

Demokratik Toplum Kongresi’nin olağanüstü kongresinde alınan kararlarda... Ya da BDP’li siyasetçilerin ağzında “Kürdistan” sözünü eskiye göre daha sık duyuyoruz.

Neresi bu Kürdistan... Türkiye’nin hangi illerini kapsama alır...

Milliyet’te 18 Nisan 2013 tarihinde yayımlanan haberde, PKK’nin faaliyet gösterdiği 11 eyaletin adı ve kapsama alanları da veriliyordu:

- Koçgiri Eyaleti: Sivas ve Erzincan’ın bir bölümü - Güneybatı Eyaleti: Malatya, Adıyaman, Gaziantep, K. Maraş - Dersim Eyaleti: Tunceli, Erzincan’ın bir bölgesi - Amed Eyaleti: Diyarbakır, Elazığ’ın bir bölümü - Erzurum Eyaleti: Erzurum, Bingöl - Garzan Eyaleti: Batman, Bitlis, Muş - Mardin Eyaleti: Mardin ve Şırnak’ın bir bölümü - Botan Eyaleti: Şırnak, Siirt - Serhat Eyaleti: Ardahan, Kars, Iğdır - Van Eyaleti: Van ve Hakkari’nin bir bölgesi - Zagros Eyaleti: Hakkari ve Kuzey Irak’ın İran sınır hattına kadar uzanan bölge Kürdistan neresi, “özerk bölge” hangi illeri kapsayacak vs. diye merak edenlerin bilgisine...

 

Verelim kurtulalım!  

Ünlü bir gazeteci köşesinde PKK sorununda gelinen noktayı şöyle değerlendiriyor:

“‘Kürt’ aidiyetinin bu kadar yüceltildiği, ‘Türk’ aidiyetinin ise bu kadar aşağılandığı bir psikolojiyi tek ülke çatısı altında sürdürmek mümkün değildir.”

“Son Nevruz’da Öcalan’ın mesajından sonra, o bölgede adı konmamış coğrafi ve siyasi bir Kürt varlığı fikren oluşmuştur. Bunun resmi adı konmasa da fiili durum budur.”

“O nedenle, ya dostça ayrılık ya da federatif bir model üzerinde düşünmek daha gerçekçidir...”

Yazar kısaca “Ver kurtul” noktasına gelindiğini söylüyor. Peki bu noktaya nasıl gelindi?

Üniversiteler bitirilerek, medya tek ses haline dönüştürülerek, CHP kaset darbesiyle yıkılarak, yargı iktidara bağlanarak, ordu ve ulusalcılar hapislere doldurularak, korku imparatorluğu yaratarak, halkın sesi kesilerek... O yüzden “Ver kurtul” çözümü “Başka çare yok” kılıfına sokulamaz... Eğer öyle bir çözüm gerçekleşirse kimse “Halk öyle istedi” diyemez... Ülkeyi yönetenler sorumluluktan kurtulamaz...

Tarihe ancak “Halkın beyni dumura uğratıldı memleketin üçte biri o ortamda teslim edildi” kaydı düşülebilir.