Melisa Sözen, dünya görüşüne dair birbirinden ilginç bilgiler verdi. "Bir Bulut Olsam"da 18 yaşında, amca oğlunun deliliğe varan aşkında hapsolmuş bir genç kızı canlandıran Melisa Sözen, çekimler nedeniyle gittiği Mardin-Midyat'ta All dergisi ile buluştu. “Bıçak Sırtı”nda izledik seni, arada NTV’de “Dünyayı Kurtaran Kadın” olarak çıktın karşımıza ama bir yıldır dizi çekmiyordun. Nasıl geçirdin o süreci? - Dinlendim, biraz tatil yaptım, ardından da “Bir Bulut Olsam” girdi hayatıma. Rolüme hazırlandım. Narin karakteri için neden seni tercih ettiler dersin? - “Bir Bulut Olsam” için teklif senaristimiz Meral Okay’dan geldi. Asmalı Konak’ta iki bölüm konuk oyuncu olarak bulunmuştum, o dönem tanışmıştık. Oyunculuğa bakış açımı, neyi yapıp neyi yapamayacağımı çok iyi bilir. Narin için beni uygun görmüş. Ben de hikayeyi okuyunca çok heyecanlandım zaten.Zor bir karakter Narin. Hazırlık dönemi nasıl geçti? - Başlarken beş bölüm senaryo vardı elimizde. Çekimlerden iki ay önce okumalara, ardından sahne provalarına başladık. Sonra da Mardin’e geldik. Gözlem yapacak zamanımız vardı yani. Narin’in özellikle Mustafa’yla çatışmalarında takındığı sabit, değişmeyen bir ifadesi var. Çok dikkat çekiyor. O ifade için ayrıca bir çalışma yaptın mı? - Fark ediliyor olması mutluluk verici. Role hazırlanırken bulup oturttuğum bir ifade bu. Karakter analizinden sonra benim çıkardığım bir şey. Devamlılığı ise konsantrasyonla alakalı sanıyorum. Peki bu konsantrasyonu nasıl sağlıyorsun? - Poi çeviriyorum. Deneyen, içinde olan bilir, Poi tamamen konsantrasyon, ritim ve uyum işidir. Çok keyif aldığım, eğlenmek için yaptığım bir şey ama eminim konsantrasyon konusunda bana katkısı oluyordur. İnsan Hasankeyf’te nirvanaya ulaşır Dizi ağır bir senaryoya sahip, izlerken acıtıyor insanı. Senin psikolojini etkiliyor mu bu? - Narin’in yaşadığı acı yüzünden depresyona girmiyorum tabii. Ama karakteri analiz ederken onda kendimle ilgili bir şeyler bulabiliyorum. Bu sayede bilmediğim yeni şeyler de keşfediyorum. ıyi bir yanım, farkında olmadığım herhangi bir zaafım ya da tutkum olabilir bu. Oyunculuk insanın hayat görüşünü geliştiriyor, ama rolün etkisinde kalmak demek değil bu... Yaklaşık sekiz aydır buradasınız. Mardin’de hayat nasıl geçiyor? - Sırt çantam sürekli yanımda. Set biter bitmez gezmeye çıkıyorum. Çok yorgunsam otelde dinleniyorum. Köşem Ocakbaşı’nda yemek yiyorum. Icemar kafede zaman geçiriyorum. Hasankeyf’i de çok seviyorum. Burada insanın kendini dinleyebileceği, huzur bulabileceği çok yer var.İstanbul’u özlüyor musun? - Ailem ve arkadaşlarım dışında hiçbir şeyini özlemedim. Ben kolay adapte olabilen biriyim. Ayrıca burada kaldığım sürece tanışacağım birçok insan, göreceğim birçok mekan, kendimle ilgili bulacağım birçok şey var. Dolayısıyla çok mutluyum. Burada olmak hayatında neleri değiştirdi? - Buraya geldiğimden beri sorguladığım ama ıstanbul’dayken hep es geçtiğim, zaman ayıramadığım konulara yöneldim. şimdi şöyle başlıklar var kafamda: Yalnızlık, inanç, iyilik kavramı, sevgi, merhamet, hoşgörü... Laf olsun diye söylemiyorum bunları. Huzur senin için çok önemli sanırım... - Kimin için değil ki? Çok huzurluyum... Mardin çok ilham verici ve etkileyici. Baksana, (Hasankeyf’in zirvesini gösteriyor) şu tepede iki saat sessiz otursan, manzarayı seyretsen, Nirvana’ya ulaşırsın... Seni en çok şaşırtan tarafı ne peki Mardin’in? - Şaşırdığım bir detay hatırlamıyorum ama çok hoşuma giden bir şey var. Vedalaşırken hep “Yolun açık olsun” diyorlar, bir şey rica edince de “Başım gözüm üstüne”... Beslenme alışkanlıkların da değişti mi? Ne yiyorsun, ne içiyorsun? - Burada yemekler daha ziyade et ağırlıklı. Etobur değilim, sebze insanıyım, ama çok güzel et pişiriyorlar, yiyorum. Kahve içmeyi çok severim bir de. Burası cennet gibi o yönden. Mırra var mesela, özel karışımlı Arap kahvesi. Şiddet sahnelerinden dolayı eleştiriliyor dizi. Sen ne düşünüyorsun? - Dizide ağır şiddet sahneleri olduğunu düşünmüyorum. Zaten hikayemizin ruhu şiddete karşı. Ayrıca televizyonda eleştirilecek o kadar çok şey var ki... Bazen insanlar eleştirmiş olmak için eleştiriyorlar. Peki, Narin’inkine benzer öykülere sahip kadınlarla ilgili fikirlerin neler? - Sadece doğuda değil Türkiye’nin her yerinde yaşanıyor buna benzer durumlar. Birebir karşılaşmadım böyle bir hikayeyle, benden yardım destek isteyen de henüz olmadı. Ama sosyal sorumluluk anlamında herkes üzerine düşeni yapmalı... Ben şu anda içinde bulunduğum projeyle bu sorunu dile getirip, faydalı olmaya çalışıyorum mesela.