''Mem u Zin'' perde diyor DİYARBAKIR (A.A)

-''Mem u Zin'' perde diyor DİYARBAKIR (A.A) - 19.09.2011 -  Kürt düşünür ve mutasavvıf Ahmed-i Hani'nin ''Mem u Zin'' adlı eseri Devlet Tiyatroları tarafından Türkçe olarak sahnelenecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı, ilk kez Kürtçe bir eserin çevirisini yaparak, Kürt düşünür ve mutasavvıf Ahmed-i Hani'nin ''Mem u Zin'' adlı eserini, tıpkı basımı, Latin harflerine aktarımı ve Türkçesiyle yayımlamasının ardından, Devlet Tiyatroları da Van Devlet Tiyatrosu'nun talebi üzerine Cuma Boynukara'nın oyunlaştırdığı destanı seyirciyle buluşturacak. Birbirine aşık olan, ancak kavuşamayan iki gencin trajik öyküsünün anlatıldığı, aynı adla sinemaya da uyarlanan eser, Van Devlet Tiyatrosu tarafından ''Mem ile Zin'' adıyla seyircinin karşısına çıkacak.  Diyarbakır'a gelen Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce Cuma Boynukara tarafından tiyatro eseri haline getirilen Ahmed-i Hani'nin ''Mem u Zin'' adlı eserinin bu yıl Van Devlet Tiyatrosu'nun repertuvarına aldığını bildirdi. Van Devlet Tiyatrosu'nun William Shakespeare'in ''Bir Yaz gecesi Rüyası'' ile Boynukara'nın oyunlaştırdığı, kast çalışmalarının yapıldığı ve provaları başlamak üzere olan ''Mem ile Zin'' oyunlarla perdelerini açacaklarını belirten Bilgin, şöyle konuştu: ''Devlet Tiyatroları'nda ilk kez bir Kürt yazarın eseri Türkçe olarak sahnelenecek. Yanılmıyorsam ilk defa olacak. Bu son derece doğal. Bizim topraklarımızda, hatta dünyanın her tarafında yetişen ve sanatsal ürün veren her edebiyatçının, şairin, ozanın eserlerinin DT sahnesinde oynanması kadar doğal bir şey yok. Bunu ne abartmak, ne de farklı yerlerle oturtmak gerekiyor. Bunun aslında ne kadar doğal ve normal olduğunu kabullenmemiz gerekiyor. Bu çok doğal. Biz her türlü eseri, her türlü yazarı oynuyoruz, oynarız da. Bunda herhangi bir şey yok. Çok da güzel bir aşk efsanesi ve çok da güzel kaleme alınmış. İyi de oyunlaştırılmış. Arkadaşlarımız da okudukları zaman çok beğendiler. Umarım oynandığı zaman seyirci de çok beğenecektir. Çok zengin bir kültüre sahip coğrafyada yaşıyoruz. Bu bakımdan çok şanslıyız. Ne yazık ki biz hep bugüne kadar aykırılıklarımızı ön plana çıkardık. Aslında birlikteliklerimizi, birlikte yaşadığımız güzelliklerle var olmak, onları ön plana çıkarmak, onları paylaşmak, bu paylaşımda mutlu olmak çok daha doğru diye düşünüyoruz. Bu nedenle her türlü eseri oynuyoruz. Farklı bir düşüncemiz yok. Bizim için metin metindir, tiyatro tiyatrodur.'' -''Tartışma ortamına taşımak yanlış''- Daha önce Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nun içinde küçük bir Kürtçe anlatımın olduğu ''Ölümü Yaşamak'' oyununa değinen Bilgin, şunları söyledi: ''Oyun çok ses getirmişti. Daha önce de biz zaman zaman oynardık, kullanırdık. Belki açılım dönemine denk geldi. Ancak çok yankısı oldu. Aslında bunu bir tartışma ortamına taşımak bence yanlış. Güzel bir edebi eseri kim yazarsa yazsın her yerde oynamayı hak ediyor demektir. Kültür ve Turizm Bakanlığımız da 'Mem u Zin' ile ilgili çok güzel bir çalışma yaptı. Biz zaten daha önce repertuvarımıza almıştık. Yanılmıyorsam yıllar önce edebi kuruldan geçen bir eser. Yani yeni geçen bir eser değil. Şimdi, Van'daki müdür arkadaşımız oynamak istedi, biz de; 'peki' dedik. Çok güzel bir aşk öyküsü, çok edebi bir metin, iyi de oyunlaştırılmış inşallah iyi de sahnelenecek. Ekim sonu, Kasım ayı başında seyirciyle buluşmuş olacak.'' -Destansı ilahi bir aşk-    Cizre'de 1450-51 yıllarında Mem ile Zin arasında yaşanan aşk hikayesi Ahmed-i Hani tarafından ölümlerinden 240 yıl sonra manzume olarak kaleme alındı. Doğruluğu, iyiliği, suçsuzluğu, zayıflığı ve çaresizliği Mem ile Zin'in karakterlerinde, kötülüğü, ikiyüzlülüğü, fitne ve fesatçılığı, dalkavukluğu Bekir'in karakterinde toplayan Ahmed-i Hani'nin bu eseri, Arapça, Farsça, Fransızca ve Rusça'ya çevrildi. Geçen yıl da Kültür ve Turizm Bakanlığı, ilk kez Kürtçe bir eserin çevirisini yaparak, Ahmed-i Hani'nin ''Mem u Zin'' adlı yapıtını, tıpkı basımı, Latin harflerine aktarımı ve Türkçesiyle yayımladı. ''Mem u Zin''de, Cizre beyi Mir Zeynuddin'in kız kardeşi Zin ile Divan katibinin oğlu olan Memo arasında yaşanan aşk öyküsü konu ediliyor. Erkek kıyafetinde gezmeye çıkan Zin'in Mem ile sokakta birbirlerini görmesiyle başlayan ve ardından hızla büyüyen aşk, zamanla kentte herkes tarafından bilinir hale gelir. Ancak, Zin'in ağabeyi Mir Zeynuddin'in kapıcılığını yapan ve halk arasında ''Beko'' olarak çağrılan Bekir, ikiyüzlü ve fitne kişiliğiyle Mem ile Zin'in aşkına engel olmaya çalışır. Bekir, bey Mir Zeynuddin'in Mem ile iddialı satranç oyunu sırasında hile yaparak Mem'in yenilmesini sağlar. Mem, bunun üzerine Zin'e duyduğu aşkı itiraf eder. Bunun üzerine Mem, bey tarafından zindana atılır. Bir süre sonra bey Zeynuddin, Mem ile Zin arasındaki aşkın ilahi aşka dönüştüğünü anlayınca Zin'e, Mem'i zindanda görmesi için izin verir. Zin'in zindandaki ziyareti sırasında Mem ölür. Bunun üzerine Mem'in sadık arkadaşı Tacdin, Bekir'i öldürerek intikam alır. Mem'in şehitliğe gömülmesinin ardından Bekir'in farklı yere gömülmesini isteyen Zeynuddin'e bu kez kadeşi Zin karşı çıkarak, Bekir'in Mem'e yakın yere gömülmesini ister ve bu isteği kabul edilir. Gömülmenin ardından Mem'in mezarı başından hiç ayrılmadan ağlayan Zin, burada ölür. Bey, Mem'nin mezarını açtırırak, Zin'i de oraya gömer.