Meme kanserinden korunmak için pozitif ol

Araştırmalarla desteklenen veriler, hayata karşı pozitif bakış tarzı geliştirmenin, iyi beslenmenin ve yürüyüş yapmanın kadınları meme kanserinden koruduğunu gösteriyor. Özellikle sebze ve meyve açısından bol, dengeli ve sağlıklı beslenmeye dikkat edilmeli... Migrenin varsa meme kanserin yokBrokoliyle meme sağlığınızı koruyunMeme kanseri tanısı konan bir kadın kemoterapi mi radyoterapi mi alacak? Bunlara ilave olarak hormon tedavisi gerekecek mi? Tüm bunlar meme tümörünün cinsine, yerleşimine ve büyüklüğüne bağlı olarak değişiyor. İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Vahit Özmen Radikal gazetesine yaptığı açıklamada, meme kanserinden korunmak isteyen kadınlara, bol bol su içmeyi, spor yapmayı, iyi beslenmeyi ve hayata pozitif bakmayı öneriyor. Bir kadın size geldiğinde hangi aşamalardan geçiyor? Önce muayene ediyoruz, hatta ondan önce de hastanın öyküsünü iyi almak, hastaya değer vermek, ona zaman ayırmak çok önemli. Bu süre en az 20 dakika olmalı. Doktor olarak, hastanızın durumu çok kötü olsa bile ona güç vereceksiniz. Sizin gözünüze bakar hasta acaba ne diyeceksiniz diye. Heyecanını yatıştırıp ona moral verdikten sonra hastalığını sorgulayacaksınız. Daha önce doktora gitmiş mi, ne zaman başlamış rahatsızlık, aile faktörleri, risk faktörleri, başka bir hastalığının olup olmadığı anlaşıldıktan sonra muayene edilmeli. Deneyimli bir meme cerrahı elle muayanede bile tümör olup olmadığını anlayabilir. Bu açıdan fizik muayene çok önemli. Parmaklarınızın duyarlılığı, dokuyu tanıması önemli. Ardından koltuk altı muayene edilir ve kanaat sahibi olunur. Hastanın yaşına göre belirlenir hangi tetkiki isteyeceğiniz. Hastanın meme yapısını çok yoğun bulmadıysanız 33 veya 35 de olsa ve kanser şüphesi varsa mamografi istemelisiniz. Buna ultrason eklenmeli. Radyolog raporunu okursunuz ama öncesinde zaten sizin kanaatinizin olması gerekir. Doktor, hastaya kemoterapi mi ışın tedavisi mi gerekiyor bilmeli. Birden fazla tümör mü var, meme korunacak mı alınacak mı belirlenir. Bazen tümör çok küçük de olsa meme çok küçük olduğu için alınması gerekebilir. Cerrahi tedavi, memenin korunabildiği diğeri memenin ve koltuk altının temizlendiği tedavidir; yani mastektomidir. Mastektomi de yeni bir çığır var. Ameliyat olanlarda deriyi koruyarak kanser ameliyatı yaparken plastik cerrahla aynı seansta meme de yapabiliyorsunuz. Bunun faydası, ameliyat olan hasta uyandığında organının yok olduğunu görmüyor. Psikolojik olarak bu önemli. Bu ameliyatlara rekonstrüksiyon diyoruz. Bazen de tedaviniz tamamlansın, altı ay bir sene sonra yaparız diyor. Bu hastadan hastaya ve tümöre göre değişir. Kemoterapi hangi durumlarda gerekiyor? Kemoterapi tümörün çapıyla ilgili. Genellikle tümör çapı 5 cm’yi geçiyorsa kemoterapi gerekir. Önce ameliyat edip tümörü çıkarıyoruz sonra kemoterapi veriyoruz. Kimi durumlarda kemoterapi ameliyattan önce gerekiyor. Eğer tümör üçüncü evre dediğimiz lokal ileri evredeyse önce kemoterapiyle tümörü küçültüyoruz. Bazen meme korunuyor bazen de almak gerekiyor. Erken evrede yani evre 1 ve 2’de önce ameliyat sonra kemoterapi, sonra radyoterapi verilir. Kemoterapiye ameliyattan üç-dört hafta sonra başlıyoruz. Vücudun o travmayı atlatmasını bekliyoruz. Sonraki tedavi, tümörün özelliklerine göre dört, altı veya sekiz seans olabiliyor. Kemoterapi bittikten sonra gerekiyorsa radyoterapi yapıyoruz. Meme korunmuşsa radyoterapi yedi hafta sürebiliyor. Haftanın beş günü radyoterapi alıyor iki günü dinleniyor hasta. Eğer memeyi almışsak dört-beş haftalık tedavi oluyor. Hormon terapiler genellikle bu tedaviler bittikten sonra oluyor. Neden gerekiyor hormon tedavisi? Östrojeni yok eden tamoxifen tedavisi uygulanıyor ve bu östrojen reseptörlerini bloke ediyor. Kadınların üçte ikisinde meme kanserli hücrelerin üzerinde reseptörler vardır. Östrojen, progesteron, her2 (Human epidermal growth factor receptor 2) reseptörü olur. Eğer bunlar varsa ve kadın adet görüyorsa östrojen reseptörünü tutan ilaç veriliyor. Hormonu yok eden ve ağızdan alınan bir ilaç bu. Günde bir veya iki defa alınıyor. Bunları beş yıl süreyle öneriyoruz hastaya. Hormon tedavisinin alınıp alınmaması neye bağlı? Tümörden çıkan hücrelerin reseptör tutup tutmamasına bağlı. Reseptör pozitifse hormon tedavisi alıyor. Meme kanserinden korunmak için nasıl beslenmeli? Avuç avuç destek ilaçlar, çinko, mineraller vs almak yanlış. Eğer normal yaşamınızı sürdürüyorsanız, yani sigara, alkol hayatınızda yoksa, stresten uzaksanız, spor yapıyorsanız, mevsiminde sebze ve meyve yiyor, bol su içip hayata pozitif bakıyorsanız ekstra hiçbir şeye gerek yok. Ama spora zaman ayıramıyorsanız, yoğun çalışıyor ve strese maruz kalıyorsanız o zaman vitamin-mineral desteği gerekebilir. Eğer menopozdaysanız, kalsiyum takviyesi gerekir. Eğer risk grubundaysanız düzenli kontrol gerekir. Kanserden korunmada insanın biraz da kendi kendinin doktoru olması lazım. Korunmada spor ve iyi beslenmenin etkisi büyük. Spor olarak en etkili ve yapılması kolay olan ise yürüyüştür. Bir de menopozda mecbur kalınmadıkça hormon tedavisi alınmamalı. Menopozda ne yapacağız peki? Doğal bir olay menopoz. Bazı kadınlarda bu erken başlar. O zaman hiç olmazsa 45 yaşına kadar hormon verilmeli. Türkiye de ortalama menopoz yaşı 49. Beş yıldan fazla hormon takviyesi verilmemeli. Bu yapılırken meme cerrahının fikri mutlaka alınmalı. Eğer kadın normal yaşında menopoza girmişse hiçbir takviye gerekmiyor mu? Gerek yok... Bazı kadınlarda inanılmaz sendromlar oluyor. Ateş basıyor, strese giriyor. O zaman bu gruba verilsin diyoruz ama kesinlikle beş yılı geçmemeli. İyi tedaviyle ileri aşamada bile umut var Evre 3’te yaşam şansı nedir? İyi bir tedaviyle şans yüksek diyebiliriz. Evre 1’de şans yüzde 100’e yakınsa evre 3’te yüzde 20. Kadının doğurganlığı korunuyor mu? Şu anda altın bir kural var. Hastanın ve tümörün özelliklerine göre tedavi yapılmalı. Eğer hastada tümör agresif, saldırgansa, tümör çapı büyük ve koltukaltına yayılmışsa kadının sağlığını düşünmeniz gerekiyor. Gerekiyorsa meme alınacak, koltuk altı temizlenecek ve doğum yapmasına da izin verilmeyecek. Üç yıl riskli olduğunda bu süre içinde kadına doğum izni vermiyoruz. Kadın takip edilerek doğum izni veriliyor. Kemoterapiye bağlı kısırlık da gelişebilir. Hormon tedavisine bağlı olarak etkilenebilir doğurganlık. Bu durumda yumurtanın fonksiyonunu durduruyoruz. Karından yapılan bir iğneyle yumurtlama durduruluyor. O zaman kemoterapi de alsa çok fazla etkilenmiyor. İğneyi kestiğinizde âdet görüyor. Üç yılın sonunda âdet görmeye başladığında kadın doğum uzmanıyla bu bilgileri paylaşır ve hormon düzeylerinde bir sorun yoksa emzirebilir. Embriyon dondurma da olabilir ama çok başarılı değil. Kadınların boş yere memeleri alınıyor olabilir mi? Tedavilerde bazen aşırıya kaçma olabiliyor. Bunlar Amerika’da da olabiliyor. Basit bir tümör büyütülebiliyor. Risk göze alınamıyor çünkü. Bazen ultrasonda, mamografide kuşkulu görüntüler olabiliyor. Bazen radyoloğun kuşku var dediğine diğer uzman yok diyebiliyor. İkinci bir görüş kesinlikle alınmalı. En iyi kanser merkezi bile bir başkasından fikir alıyor Amerika’da. Eğer ikinci görüşte ısrarcıysa ve aklınıza yatıyorsa ameliyatta yatırıp da parça almak yok. Eğer elinize geliyorsa ‘tabancayla’ parça alabilirsiniz. Deneyimli radyolog mamografiyle veya ultrasonla parça alabiliyor. Böylece memeyi kesmeye gerek olmuyor. Türkiye’de bunu yapan çok merkez var. Ameliyathaneye inmesine gerek olmadan yapılabilecek iğne biyopsisi varsa bu yapılmalı. Bir kadın meme kanseri olup yense bile yeniden risk altında olabilir mi? Öyle bir risk var. Hem de diğer kadınlara oranla iki kat fazla. ‘Tedavi oldum bitti’ diye düşünülmemeli. Yaşam boyu kontrollerini yaptırmalı kadınlar. Alınırsa üzülmeyin, kendi dokunuzdan yeni meme yapılabilir Kadınlık simgesi meme, kanser nedeniyle alınsa bile ‘eskisinden de güzel’ yeni meme yapılıyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Çizmeci, bunun için hastanın kendi dokusundan veya protez olarak meme yapıldığını söylüyor. Hangi durumlarda meme rekonstrüksiyonu gerekiyor? Genelde tümörün cinsine bağlı olarak prosedür belirleniyor. Ya memenin bir kısmı alınıyor, ya tamamen içi boşaltılıp derisi bırakılarak koruyucu mastektomi yapılır. Ya da derisiyle birlikte tüm meme ve altındaki yağ alınır. Aynı operasyonda koltuk altı da temizlenebilir. Memenin onarımı tamamen hastanın isteğine bağlı bir şey. Yani patron hastadır! Eğer memenin tamamı alınmışsa başka bir prosedür uygularız. Bir kısmı alınmışsa işimiz daha kolaydır. Tamamı alınmışsa öncelikle bu hastada tümör olmadığının kesinlikle bilinmesi gerekir. Bu işe meme cerrahı ve estetik cerrah birlikte karar veriyor. Ancak bunu yaparken öncelikle hastanın hazır olması, sonra o bölgede radyoterapi veya başka bir işlem yapılıp yapılmadığının bilinmesi gerekiyor. Örneğin radyoterapi yapıldıysa hastanın kendi dokusundan meme yapmak mümkün. Karın, sırt vb. yerlerden doku alınır. Radyoterapi yapılmadıysa balonla deriyi ve deri altındaki kası bollaştırmak mümkün. Sonra balon şeklinde bir protez koyup meme başı yapılır. Radyoterapi yapılmış hastaya bu işlem uygulanmaz diye bir kural yok. Hastanın derisi çok sağlıklı ve kalınsa protez konabilir. Hastanın kendi dokusu sakıncalı mı? Hastanın kendi karnından bir parça götüreceksek deri altı yağ dokusunun belli bir kalınlıkta olmasını isteriz. Çok şişman bir hastaya bunu yapamazsınız. Çünkü kasın, deri altı yağ dokusunu besleyecek kadar güçlü olması gerekir. Deri altı yağ dokusu çok kalın olursa yeterli besleme olmaz. İşlem yapılacak hastanın, vücut ağırlığının yüzde 10’undan daha fazla kilo fazlalığı olmaması lazım. Mesela hasta 50 kg. olması gerekirken 65 kg. ise meme yapmak için karnından parça götüremezsiniz. Bazı hastalarda, eğer uygunsa balon uygulayabiliyoruz. Vücudunu parçalatmak, ‘bozmak’ istemeyen hastalarda bu yöntem tercih edilebiliyor. Mesela hasta balerindir, jimnastikçidir ve karnının bozulmasını istemez. O zaman yapılabilir. Karından aldınız diyelim. O bölgede bir deformasyon oluyor mu? Tabii ki oluyor. Karından alacağımız parça kasa dayalı olarak veya serbet olarak alsak da göbeğin altından aşağı yukarı 10-12 cm. eninde 30 cm. uzunluğunda kasla birlikte alıyoruz. Bu, batın duvarını zayıflatabilir hem de karında üç-dört haftalık bir eziyete sebep olabilir. İleride zayıf da olsa fıtık, enfeksiyon ihtimali olabilir. Mayonun içinde saklı olsa da ameliyat nedeniyle iz kalır. Hasta ameliyat sonrası dönemi uzun geçirir ve birkaç hafta yatağa bağlı kalır. Ameliyat ettiğimiz bazı hastalar, “Bu kadar ağır olduğunu bilsem ameliyat olmazdım” diyebiliyorlar. Öyle hastalar var ki bir-bir buçuk ay dik duramıyorlar. Ameliyat uzun mu sürüyor? Eğer kendi dokularından meme yapacaksak bugünlerde ilk tercihimiz kendi karnından dokuları almak. Bu, aşağı yukarı yedi-sekiz saat süren bir ameliyat demek. Serbest doku transferi tarzında, yani ordan parça alıp atar damar ve toplardamarla birlikte götürüyorsak bu da aşağı yukarı yedi-sekiz saat sürüyor. Ameliyat sonrası dört-beş gün sonra sıkıntı olur ama üçüncü haftada genellikle hastalar rahatlar ve işlerini görebilirler. Bu, memenin ilk halidir, kaba saba bir şekildir. Tekrar şekillendirmesi için üç ayla bir yıl arasında süre veriyoruz. Çünkü hem meme başı yapılacak hem de yapılan meme diğeriyle eşitlenmeye çalışılacak. Bu ameliyatı olmak isteyen hastaların bir ayı gözden çıkarmaları gerektiğini söylememiz lazım. İkincil ameliyat ise lokal anesteziyle yapılabiliyor. Bu işlem memeyi form etmek, hoşumuza gitmeyen yerlerini düzeltmek ve meme başı yapmak içindir. Ama meme başı illa yapmaya gerek yok. Pigmentasyon ve dövme de olabilir. Çünkü uyarılma olmuyor. Meme başı yapmak zor mu? Zor değil ama simetrisi, renk uyumu çok zor... Her insanın meme başı çok farklı olur. Hastalar çoğu kere bu badireyi atlatınca daha basit yolla halletmek istiyor. Meme başı yapılırsa ne kullanılıyor? Ya hastanın genital bölgesinden bir deri parçası alıyoruz ya da ameliyattan artan parça varsa iki defa üst üste koyup kullanıyoruz. Böylece pigmentasyon oluyor. Meme rekonstrüksiyonunun herhangi bir sakıncası var mı? Hayati bir tehlike getirmez. Yapılan memede kanser gelişir mi? Hayır, gelişmez. Çünkü o bir kas dokusudur, meme değildir.