257 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre, “devlet memurunun ‘toplu olarak’ söz ve yazı ile müracaatları ve şikâyetleri yasak”landı. Ayrıca “Gizli bilgileri açıklama yasağı”, “İkinci görev yasağı” ve “Ayrıldığı kuruma karşı görev alma yasağı” da 2014 yılında memurlara getirilen yasaklar arasında.
Yeni yasakların ayrıntıları şöyle:
Devlet memurlarının, kamu hizmetleriyle ilgili gizli bilgileri görevlerinden ayrılmış bile olsalar, yetkili bakanın yazılı izni olmadıkça açıklamaları yasak¬lanmıştır. Devlet, çeşitli yollardan, bilgi edinmek imkânlarına sahiptir. Bu bilgilerin bir kısmı "sır" olarak, iç ve dış politik, diplomatik, askeri ve sosyal mülahazalardan dolayı saklanır. Bunların açıklanması ancak yetkili bakanın izniyle mümkün olmaktadır. Bu tür bilgileri açıklama yasağı, ulusal ve toplumsal yararla izah. edilmeye çalışılır. Bürokratların kendilerini kamuoyunun eleştirilerinden korumak için çoğu bilgileri gizlilik kapsamı içinde değerlendirdikleri görülür. Resmi sır ve gizli bilgi kavramının geniş tutulması, kamunun yararına değil, bürokrasinin ve siyasi iktidarın özel çıkarma hizmet edebilir. Öte yandan devlet memurlarınım, kamu görevleri hakkında basma, haber ajans-larına, radyo ve televizyon kurumlarına bilgi ve demeç vermeleri yasaklanarak bu konuda gerekli bilgiyi açıklama yetkisi olan yetkililer de belirlenmiştir. Bunlar merkezde, bakan ya da bakanın yetkili kılacağı görevli; illerde de valiler veya yetkili kılacağı görevlidir. Açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak "kademe ilerlemesinin durdurulması"; yetki almadan gizli bilgileri açıklamak da "devlet memurluğundan çıkarma" cezasını gerektirir.
DMK, ikinci görevi, ilke olarak yasaklamıştır. Ancak bu kurala bazı istisnalar getirilmiştir. Örneğin Üniversite öğretim üyeleri, kurumlarından izin almak koşuluyla KİT yönetim kurulu üyesi; belediyelerdeki yönetici personel, belediye şirketlerinin yönetim kurulu üyesi veya başkanı olabilirler.
Devlet memurları, bir siyasi partiye üye olamazlar. Anayasa'nın 68. maddesinin son fıkrasında, siyasi partilere üye olamayacak kamu görevlileri ayrı ayrı sa¬yılmıştır. Buna göre, hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organlarının mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, yüksek öğretim öncesi öğrenciler ve silahlı kuvvetler mensupları siyasi partilere üye olamazlar. 1982 Anayasası'nda 23.7.1995 tarihinde yapılan değişiklikle yükseköğretim elemanları ve öğrencilerinin siyasi partilere üye olmaları konusu, yasak kapsamından çıkarılarak kanuni düzenlemeye bırakılmıştır. 2.7.1997 tarihinde kabul edilen bu yasa ile de, öğretim elemanlarının siyasi partilere üye olabilmeleri temin edilmiştir. Buna göre, "yüksek öğretim kurumlarının öğretim elemanları siyasi partilere üye olabilirler; yüksek öğretim kurumlarındaki görevlerini aksatmamak ve bir ay içinde kurumlarına bildirmek kaydıyla siyasi partilerin merkez organlarıyla onlara bağlı araştırma ve danışma birimlerinde görev alabilirler. Şu kadar ki, bu durumdaki öğretim elemanları, Yüksek Öğretim Kurulu ve Yüksek Öğretim Denetleme Kurulu üyesi, rektör, dekan, enstitü ve yüksek okul müdür ve bölüm başkanı olamazlar, onların yardımcılıklarına seçilemezler."
Memurların görevden ayrıldıktan sonra belirli bir süre, eski kurumlarına karşı görev ve iş alma yasağı konulmuştur. Bunun amacı, önceden sahip olduğu stratejik ya da gizli bilgileri görev aldığı yeni işletme için kullanabilmesi, görevde iken ileride görev alacağını düşündüğü firmalara ayrıcalıklı muamele yapma olasılığı gibi etik sorunları önlemektir.