Suriye'de 2011'de başlayan iç savaş boyunca 3 kez el değiştiren ülkenin kuzeyindeki ve Türkiye sınırınan 30 kilometre uzaklıktaki Menbiç kentine kimin hâkim olacağı, Trump'ın ABD askerlerini ülkeden çekme kararı sonrası yeniden gündemde. Menbiçlilerin kimi muhaliflerin, kimi rejimin kontrolünden yana. Çoğunluk ise artık istikrar ve barış istiyor.
"Ne zaman bu şehir ayağa kalksa, yeni bir grup gelip enkaza çeviriyor. Savaştan çok bezdik."
Menbiç'te yaşayan 35 yaşındaki ziraat mühendisi Ali, şehrin iç savaştan nasıl etkilendiğini böyle anlatıyor.
Birçok farklı grubun savaştığı ve nüfusun çoğunluğunu Arapların oluşturduğu şehir, yine tartışmaların merkezinde.
2012'de rejimin ordusunu yenen muhalif gruplar, şehrin kontrolünü ele geçirmişti.
2014'te ise IŞİD kontrolü ele aldı.
2016'da, Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), ABD'nin de desteğiyle IŞİD'i yenerek şehrin kontrolünü ele geçirdi. Şehirde YPG'lilerle birlikte Amerikan askerleri de var.
Türkiye, 30 yılı aşkın süredir mücadele ettiği ve "terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'nın Suriye kolu" olduğu gerekçesiyle, YPG'nin şehirdeki varlığına itiraz ediyor. 2016'dan bu yana, YPG'nin, şehrin doğu sınırını oluşturan Fırat Nehri'ni geçerek doğuya çekilmesini talep ediyor.
Menbiç'e operasyon ihtimali, Türk yetkililer tarafından uzun süredir dile getiriliyordu. Ancak 19 Aralık'ta bu durum değişti. Çünkü ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'deki Amerikan askerlerini çekme kararı aldı.
SDG, ABD askerlerinin çekilmesiyle birlikte korumasız kalacağından ve Türk ordusunun kendisine yönelik operasyon başlatacağından çekinse de, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD askerlerinin çekilmesi sürecinde işbirliği yapılacağını, YPG'ye yönelik operasyonun ertelendiğini açıkladı.
SDG, bu açıklamalarla yetinmedi ve ABD'nin ülkeyi terk etmesinin ardından kendisini koruması için Esad rejimiyle görüştü. 28 Aralık'ta, Suriye ordusu şehre girdiğini açıkladı. Ancak ABD ve Türkiye'den gelen açıklamalarla, durumun aslında daha farklı olduğu anlaşıldı: Şehrin güneybatısına, Türkiye'nin desteklediği muhaliflerle YPG'lilerin arasına rejim güçleri takviye edilmişti.
2 Ocak'ta bu kez Suriye'nin resmi haber ajansı SANA, rejim ve SDG arasında varılan anlaşma gereği, yaklaşık 400 YPG'linin Menbiç'ten çıktığını duyurdu.
Ancak BBC'ye konuşan Menbiçliler, YPG'nin hâlâ şehri güçlü bir şekilde kontrol ettiğini söylüyor:
"Eğer rejim Menbiç'e girerse, bunu kendisine bağlı aşiretlerin silahlı milisleriyle yapar. El Boubana gibi büyük aşiretler rejimi destekliyor."
35 yaşındaki mühendis Ali, Arap olsa da, Kürtlerin ağırlıkta olduğu YPG'nin kurduğu yönetimin şehri en azından istikrara kavuşturduğunu söylüyor. Bundan sonraki en iyi seçeneğin de "müzakere yürütmek" olduğunu düşünüyor.
Şehirde Türkiye destekli muhaliflerin gelip yönetimi devralmasını isteyenler de var. Bunların çoğu, YPG'li savaşçı ve idarecileri insan hakları ihlâlleri ve ayrımcılıkla suçlayan Araplar.
Sadece YPG'ye tepki gösterenler değil, Esad rejimine muhalif olan ve 7 yıldır rejimin ordusunda savaşmamak için askere gitmekten kaçan gençler de, ceza almaktan ve rejimin kontrolü altına girmekten korkuyor.
Menbiç'de yaşayan Kürtler ise 2012-2014 arasında şehrin idaresini elinde bulunduran muhaliflerin geri dönmesini istemiyor.
İsminin yazılmasını istemeyen bir Kürt sivil, "Bazılarımız muhalefetten korktuğu için rejimi destekliyor. Bazıları tamamen kişiler çıkarları ve siyasi inançlarını düşünüyor. Çoğu insan ise sadece savaşın bitmesini istiyor" diyor.
Tüm Menbiçliler kaygıyla, dış güçlerin şehrin kaderine karar vermesini bekliyor.
Çoğu, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın Pazartesi günü Ankara'da yapacağı görüşmeleri merakla izleyeceğini söylüyor.
Eskiden gazeteci olan Arap bir Menbiçliye göre, "ABD askerleri Menbiç'te olduğu sürece ne Suriye ne Türkiye şehre müdahale edebilir."