Bugüne kadar yapılan araştırmalar, meme kanserinin, menopoz sonrası görülme sıklığının artışını birçok sebebe bağlıyor.Genellikle 40 yaşlarında başlayıp menopozla beraber ortaya çıkma oranı yükselen meme kanserinin, kadınlık hormonuyla ilişkisi uzun yıllardır araştırılıyor. Meme kanseri ne yazık ki her 10 kadından birinde görülen ve dördünün de yaşamını yitirdiği önemli bir hastalık. Kanser, erken safhada teşhis edilirse tedavi başarısı çok yüksek; her kadının bu konuda duyarlı olması gerekiyor. Kişi, memesinde normal olmayan bir kitlenin nasıl anlaşılacağını doktorundan öğrenip duştan sonra kontrol etmeli. Ayrıca 40 yaşından sonra doktoruna yıllık kontrol muayenelerini yaptırıp, buna mamagrofi tetkikini de eklemesi erken teşhis için çok önemli. Bugüne kadar yapılan araştırmalar, meme kanserinin, menopoz sonrası görülme sıklığının artışını birçok sebebe bağlıyor. Bu sebeplerin başında, Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da günümüze kadar kullanılagelmiş ve kalıplaşmış olan menopoz tedavisi olduğu düşünülüyor. Menopozla birlikte hormonların üretimlerinin azalması; cildin yaşlanmasına, saçların dökülmesine, vajinanın kuruyup cinsel ilişkinin zorlaşmasına, kalp-damar hastalıklarına ve kemiklerin zayıflayıp kırılmasına sebep oluyor. Bugüne kadar bunları önleyebilmek için menopoza girmiş her kadına standart bir şekilde östrojen-projesteron karışımı ilaçlar verme yoluna gidilmiş. Oysa her kadının genetik yapısı değişik olup, azalan hormon seviyesi de değişiktir. Hiçbir tetkik yapmadan, hatta hormon seviyeleri tespit edilmeden, piyasada birkaç firmanın çıkardığı ve içindeki hormon seviyeleri birbirine çok yakın olan bu ilaçlar, birçok ülkede bilinçsizce satıldı. Menopoz sırasında yüksek dozda verilen hormon yüzünden, çok sayıda kadın, birçok şikâyet yaşıyor. Bunların başlıcaları göğüslerde gerilme ve ağrı, özellikle bacaklarda olmak üzere tüm vücutta şişme ve kısa zamanda kilo almadır. En son yapılan geniş kapsamlı araştırmalarda, menopoza girmiş kadınlardan sentetik östrojen-projesteron tedavisi yapılanlarda, yapılmayanlara oranla meme kanserinin yüzde 26 oranında daha fazla görüldüğü tespit edildi. Daha önceleri menopozda tedavi gayesiyle verilen sentetik hormonunun meme kanseri riskini çok az artırabileceği yönünde bir görüş hâkimdi. Bu araştırmalardan sonra bu rizikonun hiç de düşük olmadığı görüldü. Annesi, halası, teyzesi, ablası ya da kız kardeşi meme kanseri olan bir kadın genetik olarak bu hastalığa yatkındır. Japonya’da meme ve prostat kanseri az görülüyor. Bunun nedeni, soya fasulyesi ve ürünlerinin (soya eti, sütü, peyniri, filizi, sosu) çok tüketilmesidir. Soyada östrojen etkisi yapan hormon mevcuttur. Japon kadınlarında menopoz şikâyetleri bu sayede farkına varılmayacak kadar hafif geçmektedir. Meme kanserinden korunma ■ Konunun uzmanı tarafından (Kadın hastalıkları uzmanı veya endokrinolog) muayene edilmeden, gerekli tahliller yapılmadan hormon almak cinayettir. Üstelik hormon alan kişi devamlı bir şekilde uzman kontrolü altında olmalı. Kendisine verilen ilaç iyi geldi diye bir daha doktora uğramayan kişiler, aldıkları hormonun vereceği zararın farkına varamaz. Kontrolsüz alınan hormonlar meme kanserinin en büyük sebebidir. ■ Devamlı gittiğiniz uzmanınızdan memede oluşabilecek anormal bir kitleyi nasıl tespit edebileceğinizi öğrenin. Size tavsiyemiz her duştan sonra sol kolunuzu yukarı kaldırıp, sağ elinizle sol göğsünüzü iyice muayene etmeniz. Sonra bunun aksini yapıp, sağ göğsünüzü muayene edin. Eğer daha önce olmayan bir kitle veya sertlik hissederseniz derhal doktora gidin. Eğer meme derisinde bir değişiklik varsa (kalınlaşma, kızarma, ağrı, meme şeklinin değişmesi gibi) vakit geçirmeden bir doktora danışın. ■ 40 yaşından itibaren başta mamografi ve diğer muayeneleri yaptırmak üzere mutlaka yılda bir defa doktora gidin. (Kaynak:Formsante)