Meral Akşener: Tarihe not düşüyorum, Erdoğan seçilemeyecek

Meral Akşener: Tarihe not düşüyorum, Erdoğan seçilemeyecek

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'yle her şeyin kötüye gittiğini ve Erdoğan'ın belediyecilik perspektifiyle yönettiğini belirten Akşener, "Sayın Erdoğan hep kendi partisinin 10 puan önünde yer alırdı. Tarihe not düşüyorum sayın Erdoğan gelecek seçimde Cumhurbaşkanı olamayacak" dedi.

Yeni bir çalışmaları olduğunu ve 6 aiçinde parlamenter sisteme dönüşün mümkün odluğunu söyleyen Akşener, "Sonrasında kurumların ve kuralların geçerli olduğu, bu ada yürütmenin tekmelendiği bir sistem… Burada kuvvetler ayrılığı esas olacak. Bürokrasinin siyasetçi üzerinde bir kılıç gibi görülmediği bir sistem mümkün" ifadelerini kullandı.

Karar TV canlı yayında Elif Çakır, Taha Akyol ve İbrahim Kahveci’nin sorularını yanıtlayan Akşener, Erdoğan’ın hala meselelere İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı perspektifiyle baktığını ifade etti. Akşener şunları söyledi:

"Kurumlar birer birer çöküyor"

"Sayın Erdoğan’ın en sevdiği kelime ‘Kolay’dır. Bu, belediyecilik anlayışından geliyor. Sayın Erdoğan’ın çıraklık döneminde Kemal Derviş’in programına uyduğu için çok rahat geçti. Ama kalfalık ve ustalıkta öldük. Kalkınma programı oluşturulmadı. Para bol, borçlanabiliniyor. Belediye başkanı üretimi teşvik etmek için kooperatif kurabiliyor. Tarımla ilgili zerre fikri olmadığı için her şeyi ithal eder olduk. Zaman içinde bürokrasi o kadar siyasallaştı ki fikrini söyleyemez oldu. Osmanlı’dan beri gelen devlet hafızası gitti. Kurumların birer birer çöktüğünü görüyoruz. Dostum Putin, dostum Trump… Bireylerin dostlukları iyidir ama yöneticilerin dostlukları iyi değildir. Bu bütün hafızaları ortadan kalkıyor. Kurumsallık bir kurallar bütünüdür. İçinde ahlak ve şeffaflık vardır. Kolay kolay yolsuzluk yapamazsınız.

"O makamda oturmasının sebebi Erdoğan'ın damadı olması"

"Tarım çok önemli. Eğer siz çocuklarınızı devlet olarak doğru beslemezseniz beyinsel ve akademik gelişmeleri durur. Tarımın böyle stratejik bir alanı var. Bu döneme baktığınız zaman ben ‘Damat bakan’ dediğim için çok asap bozuluyor ama Berat Bey’in bu konudaki donanımı tam değil. Fevkalade yetişen bir genç arkadaş olabilir. Sırf Erdoğan’ın damadı olduğu için bu birikimi yok saymak doğru değil ama o makamda oturmasının sebebi Erdoğan’ın damadı olması. Adımlara baktığınız zaman, bu kavramlara onlardan başka inanan yok. Sayın Erdoğan ve damat beyin sanayi nosyonu yok.

"AK Parti yoksulluğu kaldırmadı, yoksulluğu yönetti"

"Orta sınıf rahmetli Özal’ın özenle durduğu bir yerdi. Orta sınıf içinde KOBİ, esnaf, mavi ve beyaz yaka içinde maaş alan insan var. Bu alanın sosyolojik ve psikolojik davranışı nedir? Ayda bir sinemaya gidebiliyor mu, gazete giriyor mu, ayda bir dışarıda yemek yiyebiliyor mu, kirasını ödeyebiliyor mu, çocuğunu okutabiliyor mu diye bakılırdı. 2002’de sayın Erdoğan ve arkadaşları iktidara geldiğinde 6 dolar milyarderimiz vardı. Gelir adaleti çok önemli. Orta geliri olan üst sınıfa çıkamaya çalışır. Umut, hayal kurmaya müsaittir. Bu umut gitti. Şu anda bazı kaynaklara göre 30 dolar milyarderimiz var. Burada asgari ücretle ve kayıt dışı çalışanların tamamı gelirin yüzde 25’ini kapsıyor. Şu anda rant ve bina üzerinden bir zenginleşme var. Asıl olan gelir sahipleri iyiye gitmeyi talep eder. Hukun üstünlüğü, adalet bu orta sınıfın talebiyle gerçekleşir. Orta sınıfı azalttıkça aç kalmadığı için şükreden insanları oluşturur. AK Parti yoksulluğu kaldırmadı, yoksulluğu yönetti. Bugün geldiğimiz nokta, bu problemi çözmek yerine güç alarak ülkeyi daha iyi yönetirim düşüncesi. Orta sınıf bizim için önemli. Pandemi sürecinde dikkat ederseniz en çok bu alanla ilgili önerilerimiz oldu.

"Sayın Erdoğan için hep başkaları suçludur"

"Hayat, psikolojiden ibaret. Sayın Erdoğan kendisini Cumhurbaşkanı gibi hissetse durum başka olacak. Belediye perspektifinden baktığından onun için her şey ‘Kolay’. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sitemi sonrası ibre hep aşağı indi. Sayın Erdoğan için hep başkaları suçludur. Önce parlamenter sistemi suçladı. Sonra partili cumhurbaşkanlığına geçildi. Sonrasında çok daha vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Parlamenter sistem döneminde il başkanı suçlanırdı, milletvekili suçlanırdı, varsa belediye başkanı, bakan suçlanırdı. Sayın Erdoğan önünde büyük bir bariyer olurdu. Belediye başkanları bir göz kırpmayla görevden alınıyor, kural yok. Şimdi o bariyer indi artık her şey sayın Erdoğan’ın iki dudağının arasında. Sayın Erdoğan hep kendi partisinin 10 puan önünde yer alırdı. Tarihe not düşüyorum sayın Erdoğan gelecek seçimde Cumhurbaşkanı olamayacak.

"6 ay içinde parlameter sisteme dönülebilir"

"Şu anda bir çalışmamız var. Adı ‘Bilgi ekonomisine geçiş ve dijital dönüşüm programı’ Bunun için de veri merkezlerinin kurulması, gençlerin tarıma kayması için bir süre Bağ-Kur primlerinin ödenmesi, üretici kooperatiflerinin etkin bir şekilde kullanılması, tarımın stratejik ürünlerinin tespit edilmesi… Bunun için geniş bir lansman yapacağız. Önce parlamenter demokrasiye döneceğiz. Biz buna çalıştık, 6 ay gibi bir sürede dönülebiliyor. Önce parlamenter demokrasiye döneceğiz. Biz buna çalıştık, 6 ay gibi bir sürede dönülebiliyor. Sonrasında kurumların ve kuralların geçerli olduğu, bu ada yürütmenin tekmelendiği bir sistem… Burada kuvvetler ayrılığı esas olacak. Bürokrasinin siyasetçi üzerinde bir kılıç gibi görülmediği bir sistem mümkün.

"Sultan bile en azından Şeyhülislam’a danışmadan veremezdi"

Demokrasiyi tam işletmeye başladıktan sonra sıra komşularımızda olacak. Bu havzanın toplam üretim değeri 7 trilyon dolar. Buna Avrupa da eklenince 25-26 milyar dolarlık bir potansiyel… Eskiden iktidar partisinin gençleri öğrenmeye çalışırdı ama deve dişi gibi insanlar vardı, konuları onlardan öğrenilerdi. Şimdi kanunları bakanlar bile bilmiyor. O bankalara atamalar… Bu nasıl bir şeydir. Resmen lütuf dağıtmaktır. Bu, Putin’de var mı? Bu, sultancılık… Sultan bile en azından Şeyhülislam’a danışmadan veremezdi.