Meral Akşener: Yunanistan şanlı bayrağımızı ateşe veriyor ama siz hâlâ Mustafa Kemal’le uğraşıyorsunuz; yazıklar olsun

Meral Akşener: Yunanistan şanlı bayrağımızı ateşe veriyor ama siz hâlâ Mustafa Kemal’le uğraşıyorsunuz; yazıklar olsun

İyi Parti lideri Meral Akşener, Ayasofya Camisi açılışı sonrası Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle eleştirilen sözleri hakkında konuştu. "Diyanet İşleri Başkanlığı bizim için kıymetli bir makamdır" diyen Akşener, "Ama şunu söylemeden de geçemem; siz utanmadan Ayasofya’yı düşmandan kurtaran ecdada saygısızlık ederken, 16 Türk adasında Yunan bayrakları, dalgalanmaya devam ediyor. Onlar şanlı bayrağımızı ateşe vererek milli onurumuza hakaret ediyor, ama siz hala Mustafa Kemal’le uğraşıyorsunuz. Yazıklar olsun" dedi.

İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeyi gündeme getiren AKP'ye de eleştirilerde bulunan İyi Parti lideri Akşener, "Bir avuç ahlaksızın hayallerini gerçekleştirmek adına kadınlarımızı mağdur etmenize izin vermeyeceğiz. Bir avuç özgüvensizin egolarını eylemek uğruna İstanbul Sözleşmesi'ni feda etmenize izin vermeyeceğiz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi yaşatır" ifadelerini kullandı.

Akşener de sosyal medyada İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasını protesto etmek amacıyla başlatılan ‘siyah beyaz’ fotoğraf akımına uyarak, paylaştığı fotoğrafla birlikte parti üyelerini akıma davet etmişti.

"Bugün ilk defa evin kapısından çıktım"

Öte yandan Akşener, Covid-19 testi pozitif çıkan korumasının sağlık durumu hakkında bilgi verdi. Akşener, "Biliyorsunuz 14 gün boyunca Ankara'da karantinadaydım. Herhangi bir sorun olmadan karantinayı tamamladık. Korona'ya yakalanan koruma polisim de sağlığına kavuştu. Vatandaşımızdan istediğimiz hassasiyeti aynı şekilde uygulamak bizim içinde sorumluluk. Bugün ilk defa evin kapısından çıktım" dedi.

Aşık Mahzuni Şerif'in oğlu Emrah Mahzuni İyi Parti'ye katıldı

Grup toplantısının sonunda ise Aşık Mahzuni Şerif'in oğlu Emrah Mahzuni kürsüye çıktı. İyi Parti'ye katılan Mahzuni'ye rozet takıldı.

Akşener, 14 günlük karantinanın ardından grup toplantısında konuştu

İYİ Parti lideri Meral Akşener, 14 günlük karantina süreci sonrası ilk grup toplantısını gerçekleştirdi. Konuşmasına Mersin’de 4 askerin şehit olmasıyla başlayan Akşener, “Haftaya acı bir haberle başladık. Mersin’de meydana gelen trafik kazasında, 5 evladımızı şehit verdik. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifalar, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Allah milletimize böyle acılar yaşatmasın. Ruhları şad olsun” dedi. Yıldırım-3 Ağrı Dağı operasyonuna katılan askerlere de başarılar diledi.

"Herhangi bir sorun olmadan karantinayı tamamladık"

Akşener, karantina süreci ve sağlık durumuna ilişkin olarak, “Biliyorsunuz, 14 gün boyunca Ankara’da karantinadaydım. Herhangi bir sorunla karşılaşmadan süreci tamamladık. Covid-19’a yakalanan koruma polisim de sağlığına kavuştu. Allah’a şükürler olsun. Allah, milletimizi bu salgın belasından korusun, kollasın. Allah, milletimizin her ferdine, sağlık ve sıhhat versin” ifadelerini kullandı.

Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bilim insanlarının karar ve tavsiyelerine uymak, her bir vatandaşımız gibi, bizler için de zorunluluk. Vatandaşımızdan beklediğimiz hassasiyeti, aynı sorumluluk bilinciyle göstermek, bizler için de bir zorunluluk. Bu bilinçle, tek bir vatandaşımızın bile sağlığını riske atmamak için, azami dikkati gösterdim, karantina şartları gereği ben de evde kaldım. Ve o nedenle maalesef bazı programlara katılamadım."

"Ayasofya’da ibadet etmeyi, dualar etmeyi ben de istedim; ilk fırsatta ziyaret edeceğim"

Ayasofya Camisi’nin ibadete açılmasına değinen Akşener, “Orada olmayı, Ayasofya’da ibadet etmeyi, dualar etmeyi ben de istedim. Ancak maalesef olmadı. İnşallah ilk fırsatta ziyaret edeceğim” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı'na Atatürk tepkisi: Utanmadılar!

Akşener, Ayasofya Camisi’nin açılmasının ardından başlayan tartışmalara da değinirken şunları söyledi:

“İlk günden itibaren hep dedik ki, ‘Ayasofya’yı ibadete açın, ama siyasete kapatın.’ Ama iktidar, Allah’ın evine siyaset sokma hastalığından bir türlü kurtulamadı. Ortak değerlerimizi suistimal etmekten geri kalmadı. Karar sürecinde gösterdikleri riyakarlığı, açılış programındaki sözleriyle bambaşka bir boyuta taşıdılar. Güzel Ayasofya’nın, o güzel gününde, hepimiz şu cümleleri bekledik; ‘Selam olsun Anadolu’nun kapılarını açan Alparslan’a, selam olsun İstanbul’u fetheden Fatih’e, selam olsun, İstanbul’a ve Ayasofya’ya istiklalini yeniden kazandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e…’ Söylenmesi gereken buydu. Ecdadımıza ve tarihimize saygının gereği buydu. Devlet insanlığına, cumhurun başkanlığına yakışan buydu. Ama bu bile efendilere zor geldi. Bırakın saygıyla selamlamayı, saygısızlık etmekte hiçbir beis görmediler. Böylesine güzel bir günde bile düşmanlık etmekten utanmadılar.”

"Lanetlerden bahsedenlere sesleniyorum, yazıklar olsun"

“Ayasofya’da, makamının ve sıfatının gereğini yapıp, gönülleri kazanmak yerine, lanetlerden bahsedenlere sesleniyorum” diyen Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türk tarihine, hakkıyla sahip çıkmak bir şereftir. İstiklal mücadelemizin önderi Gazi Mustafa Kemal’i anmak, bir şereftir. Sizler bu şerefle yaşamamayı tercih edebilirsiniz. Bu sizin sorununuz. Rahmetli Elçibey’in dediği gibi; ‘Allah’ın bahşettiği şerefi istemeyene, biz zorla şeref verecek değiliz.’ Ama unutmayın ki; bağımsızlığı sağlamak için ödenmiş bedeller var. O bedeli tereddütsüz göze alıp, toprağa düşenlere, saygı göstermek zorundasınız. Bu bir lütuf değil hem dinimizin hem de töremizin gereğidir. Allah-Muhammed aşkına, Muhammed-Ali aşkına; Atatürk’le alıp veremediğiniz nedir? Vatanı işgale yeltenen Yunanlılar, Fransızlar, İngilizler, Mustafa Kemal’e düşman olsa anlarım. Ama siz neden düşmansınız? Buradan iktidardakilere sesleniyorum; Diyanet İşleri Başkanlığı bizim için kıymetli bir makamdır. Ama şunu söylemeden de geçemem; siz utanmadan Ayasofya’yı düşmandan kurtaran ecdada saygısızlık ederken, 16 Türk adasında Yunan bayrakları, dalgalanmaya devam ediyor. Onlar şanlı bayrağımızı ateşe vererek milli onurumuza hakaret ediyor, ama siz hala Mustafa Kemal’le uğraşıyorsunuz. Yazıklar olsun.”

"Ey Türk erkekleri; bu sözlere kulak verin"

Sözlerine Türkiye'deki kadın cinayetlerine tepki göstererek sürdüren Akşener, "Türkiye, son 10 yılda 3 bin geçen yıl 474 kadının öldürüldüğü bir ülke olma utancından arınmak zorunda. Geçtiğimiz günlerdeki bir gösteride açılan pankart yüreğimi yaktı. Bir kadın, diğer kadınlara sesleniyor ve diyordu ki; ‘Kız kardeşlerim, bir gün öldürülürsem, davam size emanet.’ Bu sözler, Türk kadınının durumunu özetleyen sözlerdir. Ve aslında bu sözler, ülkeyi yönetenlerin yüzüne atılan bir tokattır. Ey Türk erkekleri; bu sözlere kulak verin. Bu sözlere anneniz, kızınız, eşiniz, sevdikleriniz için kulak verin. Kadınların, erkeklere güvenemediği bir dünya, kıyamet alametidir. Kadınının yanında duracak mertliği göstermemek Türk töresine yakışmaz" diye konuştu.

"Buradan tüm kadınlarımıza ve onlara şiddeti reva gören vicdansızlara sesleniyorum" diyen Akşener şunları kaydetti:

"İyi ve cesur insanların iktidarında, çıkıp diyeceğiz ki; ‘Kadınlarımızı özgür ve güven içinde yaşatamayan bir düzen, düzen değildir.’ Çıkıp diyeceğiz ki; ‘Tek bir kadın gözyaşı döküyorsa, o düzeni yıkar, yenisini kurarız.’ Bunu sağlamak için çok fazla şeye ihtiyaç yok. Yasaları hakkıyla uygulamak, önlemleri hakkıyla almak, yeter. Bu bir zihniyet meselesidir. Nefreti, düşmanlığı bırakıp kadınıyla erkeğiyle milletimizin her bir ferdini sevmek yeter."

"İstanbul Sözleşmesi yaşatır"

İstanbul Sözleşmesi için uyarıda bulunan İYİ Parti lideri Akşener, "Çıkıp diyeceğiz ki tek bir kadın gözyaşı döküyorsa o düzeni yıkar yenisini kurarız. Bunu sağlamak için çok fazla şeye ihtiyaç yok. Yasaları hakkıyla uygulamak yeter. Bu bir zihniyet meselesidir. Nefreti, düşmanlığı bırakıp milletimizin her bir ferdini sevmek gerekir. Sayın Erdoğan'ı bir kez daha yaptığı ender iyi işlerden biri olan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek yerine sözleşmenin maddelerini hakkıyla uygulamaya çağırıyorum. Bir avuç ahlaksızın hayallerini gerçekleştirmek adına kadınlarımızı mağdur etmenize izin vermeyeceğiz. Bir avuç özgüvensizin egolarını eylemek uğruna İstanbul Sözleşmesi'ni feda etmenize izin vermeyeceğiz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi yaşatır" sözlerini kaydetti.

Erdoğan'a Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi çağrısı: Gel muhalefetle el ele ver

"Yaşadığımız sorunların kaynağı iki yıldır ülkenin başına bela olan bu sistemdir. Bu düzen biterse para da gelir, yatırım da gelir. Bir ülke hukukuyla güven verirse her alanda yolu açılır" diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Akşener, şunları söyleyerek çağrıda bulundu:

"Sayın Erdoğan da bu sistemin yürümediğinin farkında. Son zamanlarda çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ne için çıkarılmış? Daha önce çıkarılan kararnamelerde değişiklik yapmak için yeni kararnameler çıkarılmış. Yani yanlış kararları düzeltmek için. Böyle bir sistem hizmet üretebilir mi, milletin sesini duyabilir mi, vatandaşın derdini çözebilir mi? Hayır. Devlet deneme yanılmayla yönetilemez. Yönetmeye kalkarsanız böyle tökezlersiniz, Türkiye'yi uçurumun kenarına sürüklersiniz. İşlerin yürümediğinin farkında olmak gelecek için olumlu bir işarettir.

"Gel muhalefetle el ele ver, milletimizi içine soktuğunuz bu krizden çıkaralım"

Bir çağrıda bulunmak istiyorum; sorunun farkına varmak çözmenin yarısıdır. Türkiye'nin bu sarmaldan çıkışı iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemdir. İtiraf edemesen de farkında olduğunu biliyorum. Gel muhalefetle el ele ver, milletimizi içine soktuğunuz bu krizden çıkaralım."