İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Türkiye’yi taşıyamadığını savunurken, "Gördüğüm kadarıyla 2021 Haziran gibi seçim olabilir. Erdoğan kışı sevmez. Haziran’da seçim bekliyorum, olması da gerekiyor. Çünkü, çok feci bir fakirlik var" dedi. Akşener ayrıca, partisine yönelik 'FETÖ' iddialarıyla ilgili olarak, “Türkiye’de devleti çok fazla kutsayan arkadaşlarımızın devletin d’sinden haberi yok. İki kişi devletin bana doğru bilgi vermeyeceğini iddia etti biri Sayın Özdağ biri Doğu Perinçek, bu çok ilginç. Devlet yalancı mı?” ifadelerini kullandı.
YouTube üzerinden yayın yapan Karar TV’de “Gündem Özel” programına konuk olan Akşener, Koronavirüs aşısını önce Erdoğan’ın olması gerektiğini söyledi. İyi Parti lideri aşı konusunda şöyle konuştu:
“Çin aşısının ben güvenilir olup olmadığından ziyade, henüz üçüncü aşamayı geçmediklerini okuyoruz. Rusya’nın aşısı var, Almanya’nın aşısı var ve ABD’nin aşısı var. Bunların üçüncü fazlarını geçtiğine dair bilgilimiz var. Mesele aşının ötesinde bir zihniyet meselesi. Biz Türkiye olarak Partili Cumhurbaşkanlığına kurumsal olarak geçtikten sonra ondan evvel Sayın Erdoğan’ın en hoşlandığı şey bireysel ilişki kurmaktı. Yurtdışındaki ülkelerle şahsi ilişki kurmaktı, kurumsal değil. Aynı şey bugün Çin ile ilgili geçerli. Bir dönem Sayın Putin sevdası vardı şimdi Çin’in yöneticileri dostum olmuş durumda. Tek bir aşı o aşının olumsuz sonuçlarıyla karşılaştığımız süreçte bıraktık onu diyelim, Türkiye’ye aşı nereden gelecek? Almanya’dan hatta Rusya’dan bağlantıların kurulması gerekir. Böyle bir çalışmanın yapılması gerekirdi vatandaşın sağlığı açısından.”
Akşener, Katar’la son dönemde yoğunlaşan ilişkiler hakkında da konuştu. “Türkiye ekonomisini bu kadar paranın rahatlatması mümkün değil. Ama niye Katar’a satıldı diye bir kavram yok. Katar yerine matara da olabilir. Bizim parti olarak, Türkiye’ye yabancı yatırımın gelmesine itiraz etmemiz mümkün değil” diyen Akşener, şöyle devam etti:
“İster Hollandalı ister Katarlı orada mesele yok. Tank Palet Fabrikasını, yani dövüşe dövüşe manevi manada dövüşe dövüşe helak oldu Türkiye, ne olduğunu bilmiyoruz biz. Bilinen nedir? 50 milyon dolarlık eksik sebebiyle verildiğine dair. Tecrübe, bilgi birikimi getirecek bir yatırımsa 50 milyonu biz verelim, getiren ele. Bütün mesele Katar ile olan ilişkilerdeki gizlilik. Su meselesi deniliyor ne olduğunu bilmiyoruz, ticari sır diye bir kavram var. Katar’ın Katar olmasıyla Müslüman olmasıyla alakası yok bu gizlilikle alakalı bir durum. Bu tür ilişki biçimleri ileriki aşamalarda bu ülkenin başını derde koyar.”
"TARİHE NOT EDELİM, KAVGA EDEN KAYBEDECEK"
İyi Parti lideri, erken seçimin ise ‘vatandaşın isteği’ olduğunu belirtirken,.“Vatandaş seçim istiyor ama kavga istemiyor. Vatandaş kendi derdinin konuşulmasını istiyor” dedi. Akşener, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Türkiye’yi taşıyamadığını dile getirerek seçimin 2023’e kalmayacağını savundu:
“Sistemini Türkiye taşıyamıyor, bu sistem de Türkiye’yi taşıyamıyor. Mecburen bu seçim olacak 2023’e kalamaz. İkincisi fakirliğin yönetildiği bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Milletvekilinin itibarı yok. Seçim kazanmaları mümkün değil. Gördüğüm kadarıyla 2021 Haziran gibi seçim olabilir. Erdoğan kışı sevmez. Haziran’da seçim bekliyorum, olması da gerekiyor. Çünkü, çok feci bir fakirlik var.”
“Kararsız seçmen kitlesi oluştu. O kararsız seçmenlerin dağıtılması gibi bir kavram var, en yüksek oya tekabül eden siyasi yapıya en fazlası konuyor. Halbuki koptuğu yer orası. Eğer hiç karasızı dağıtmadan baktığınız zaman gerçekten ciddi bir düşüş var. En fazlası da AK Parti seçmeninden.”
ÖZDAĞ VE PERİNÇEK AYRINTISI
İyi Parti’den ihraç edilen İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın iddiaları sorulan Akşener, “Sayın Özdağ hakkında çok fazla bir şey konuşmadım. Hiçbir arkadaşımız hakkında incitici bir söz söylemedim, her istifa eden arkadaşımızın canımızı yaktığını ifade ettim. İstifa bir irade beyanıdır o kişileri seçen seçmenle kişiler arasındaki ilişkidir" dedi.
Akşener, Özdağ'la arasında geçen görüşme trafiğini ise şöyle anlattı:
“Sayın Özdağ benimle görüşmeye geldi fezlekesinden dolayı grup başkanı olmak istediğini söyledi ben de hayır demedim. Buğra Kavuncu’nun FETÖ’cü olduğunu söyledi ve gitti. Sonra aradım kendisini siz bana elinizdeki belgeleri bilgileri getirin ben gereğini yapacağım. Çünkü biz bu FETÖ meselesinden o kadar haksızlığa uğradık ki. Benim için devlet önemlidir ama millet hepsinden önemlidir. Hayatım boyunca önce millet önce devlet demişimdir. Sayın Aytun Çıray bir teklifle geldi. Dedi ki; “biz bu indirilen sayıyı hem MİT’e hem emniyete soralım FETÖ ile bağlantısı var mıdır diye”, biz de onayladık ve soruldu. Bu isimlerin içinde bir tane FETÖ çıkmadı.
Bir pazar günü Sayın Özdağ geldi anlattı bana belge bilgi yok sadece anlattı ben de bir A4 kâğıt çıkardım tek tek yazdım. Nerden aldınız bu bilgileri MİT’ten aldım askeriyeden jandarmadan aldım dedi. Bu servis yapan alanları aradım ve kurumlardan çıkmış olduğu iddia edilenleri sordum. Türkiye’de devleti çok fazla kutsayan arkadaşlarımızın devletin d’sinden haberi yok. İki kişi devletin bana doğru bilgi vermeyeceğini iddia etti biri Sayın Özdağ biri Doğu Perinçek, bu çok ilginç. Devlet yalancı mı? Devlet veremeyeceği bilgiyi söyler. Bana İçişleri Bakanlığı'ndan aldım deseydi ben Sayın Süleyman Soylu’yu da arardım. İspat et diyorsunuz ispat edemiyorsunuz. Bu demokrasi değildir. Sayın Özdağ elindeki bilgileri çıkıp mahkemeye vermek zorundadır.”