Sonbahara içerideki ve dışarıdan gelişmelerle sıkışık bir gündemle giren siyaset, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin 25 Eylül’de yapmayı planladığı bağımsızlık referandumunu gözlüyor. 16 Nisan’da gerçekleşen Anayasa değişikliğinde destek veren bu anlamda iktidar ile paralel bir tutum sergileyen MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin referandum tarihinden sonraki tutumu ise merak konusu.
Isparta’da yaptığı konuşmasında “25 Eylül’de Kürdistan'ın provası yapılacaktır. Muhtemel Kürdistan referandumu engellenmezse son yurdumuz karanlık ve kalleş bir komplonun açık hedefi olacaktır” çıkışının ardından kulislerde, referandumda ‘evet’ sonucu çıkması durumunda MHP ile AKP arasında bir soğukluk olacağına yönelik iddialar dikkat çekiyor. 25 Eylül’ün iki parti arasında kritik viraj olabileceği değerlendirmeleri de yapılıyor.
Siyasi partiler bir yandan 1 Ekim’de başlayacak yeni yasama yılı için de gün sayıyor. Adalet Yürüyüşü, arkasından Adalet Kurultayı’ndan çıkan CHP’nin bundan sonra izleyeceği yol haritası da önem taşıyor. Kulislerde, İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi durumunda nasıl bir tavır izleyeceği tartışılıyor. CHP’liler, bu işin Berberoğlu ile sınırlı kalmayacağı görüşünde. CHP’de seçimlere 2018 yılında gidileceğini düşünenlerin sayısı az değil.
Ankara’da Mustafa Kemal Mahallesi’nde tutulan genel merkez binasında tadilat başlatan Meral Akşener önderliğindeki oluşum da Kurucular Kurulu sıkıntısı yaşandığı belirtiliyor. Kalabalık bir isim listesinin Kurucular Kurulu’nda olmak için sıraya girdiği belirtilirken Akşener’in bu konuda epeyce zorlandığı belirtildi. Bu arada profesyonel bir ekip tarafından partinin adı konusunda çalışmaların devam ettiği ve herhangi bir şeyle çağrışım yapmaması konusunda titizlikle araştırma yapıldığı ifade ediliyor. Merkez yerine ‘yenilikçi’ gibi tanımlamalardan yola çıkılarak 4 ya da 5 adın belirlendiği anlatılıyor. Ancak kulislerde Akşener’in partisinin kolaylıkla kurulamayacağını söyleyenler de yok değil.