İYİ Parti'yi Çarşamba günü resmen kuran ve genel başkanlığını üstlenen Meral Akşener, partisinin yönetim organlarını da hızla belirledi.
60 kişilik Genel İdare Kurulu için seçim yapan Akşener, son olarak kendisiyle birlikte 12 kişilik Başkanlık Divanı'nı belirleyip görev dağılımını yaptı.
Türkiye'nin 87. Partisi olarak siyasi yaşama adımını atan İYİ Parti'nin kurucusu Akşener'in bundan sonra atacağı adımlar da netleşmeye başladı.
Parti kaynaklarından yansıyan bilgilere göre Akşener ve İYİ Parti yönetiminin öncelikleri şöyle ifade ediliyor:
Partinin yöneticileriyle birlikte önce Anıtkabir'i ziyaret eden, sonra da Hacı Bayram Veli Camii'ne gidip dua eden Akşener, gazetecilerin soruları üzerine Anadolu'yu gezerek, "sandalyeleri değil, ayakkabıları" eskiteceği mesajını verdi.
Akşener, bu konudaki ilk adımı da gelecek hafta atacak ve Anadolu'yu gezmeye Doğu Anadolu'dan başlayacak.
Van'ın Ahlat ilçesinde ev kiraladığı açıklanan Akşener, ilk gezisini de buraya yapacak. Akşener için yoğun bir gezi programı planlanıyor.
Meral Akşener, ilk Başkanlık Divanı toplantısında partisinin teşkilatlanmasını, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) içinde liderlik mücadelesinde karşı karşıya geldiği, ancak bugün partisinin vitrinine taşıdığı Koray Aydın'a emanet etti.
Aydın, MHP'den istifa edip Akşener'in yanında yer aldığı yaz aylarından bu yana yeni partinin "teşkilatlanması" konusunda yoğun çalışma yürütüyor.
Partinin teşkilatlanmaya öncelik vermesinin nedeninin altında, seçime katılma yeterliliğini sağlamak yatıyor.
Siyasi Partiler Kanunu'na göre, bir siyasi partinin seçimlere girebilmesi için, seçimlerden en az 6 ay önce Türkiye genelindeki illerin en az yarısında örgütlenmesini tamamlamış olması ya da parlamentoda grubu olması gerekiyor.
Mevcut mevzuata göre grup kurmak için parlamentoda en az 20 milletvekiliyle temsil edilmek gerekiyor.
Anayasa değişikliği ile milletvekili sayısı 650'ye çıktığı için grup kurma sayısısının da yapılacak uyum yasası düzenlemeleriyle daha da yukarı çekileceği öngörülüyor.
Halen parlamentoda 5 milletvekili bulunan İYİ Parti'nin bugünkü koşullarda grup kurmasının kolay olmayacağı, parti yönetiminin de bunu çok tercih etmediğine dikkat çekiliyor.
Partinin örgütlenmeyi tamamladıktan sonra olağan kongresini yaparak olağan kongresini de yasal zorunluluk gereği yapması gerekiyor.
Akşener ve ekibi bu nedenle yasalarda öngörülen il/ilçe teşkilatlanmasını tamamlayıp 1. Olağan Kongre'yi en kısa sürede toplamayı planlıyor.
İktidar partisi AKP ve Akşener'i ihraç eden MHP yönetimleri -kişisel bazı açıklamalar dışında- şimdilik gelişmeleri izlemekle yetiniyor.
Ancak kurumsal olarak olmasa da iktidara veya MHP'ye destek veren kesimler, İYİ Parti'nin "kısa süre sonra siyasi partiler mezarlığında yerini alacağı ve tabela partisi olarak kalacağı" görüşünü savunuyorlar.
Eleştirilerin büyük bölümü ise partinin ismi, logosu ve "Türkiye iyi olacak" sloganı üzerinde yoğunlaşıyor.
Hatta, partinin kurulduğu gün partinin simgesi olan "güneş" figürünün AKP'li Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin tanıtım afişine benzediği gerekçesiyle dava açılabileceği iddia ediliyor.
Topumsal Adalet ve Yardımlaşma Derneği adlı bir dernek ise partinin ismini oluşturan "İYİ"nin Oğuzlar'ın Kayı boyunun bayrağına benzediğini iddia ederek, yasaya göre siyasi partilerin logo ve isminde bayrak kullanamayacağı gerekçesiyle kapatılması talebiyle yargıya da başvurdu.
Ancak isim ve logo üzerinden yürüyen tartışmalar daha çok "kişisel" düzeyde kalıyor.
Akşener ve arkadaşlarının, gelen olumlu/olumsuz tepkilerden memnun olduğuna dikkat çekiliyor.
Parti kaynakları, son yıllarda kurulan hiçbir siyasi partinin bu kadar kamuoyunda tartışma konusu olmadığına dikkat çekerek, "İktidara yakın kesimlerde bu kadar ses getirdiğine göre, İYİ Parti'nin gücünden korkuyorlar" değerlendirmesi yapıyorlar.
Akşener de bu konudaki eleştiriler sorulduğunda, "İlgiye bağlıyorum, asıl mesele bu" yanıtını veriyor. Akşener'in, partinin isminin kamuoyunda tanınması ve tartışılması için bir süre medya organlarına özel açıklama yapmama kararı aldığı belirtiliyor.
Akşener, partisinin ekonomi politikalarını eski Merkez Bankası Başkanı da olan ve MHP'deyken birlikte siyaset yaptığı Durmuş Yılmaz'a emanet etti.
AKP hükümetinin ilk yıllarında görev yapan Yılmaz, başarılı yönetimiyle tanınıyor.
Başkanlık Divanı toplantısında ekonominin genel durumu ile kısa bir sunum yapan Durmuş'un, kapsamlı bir ekonomik program hazırlaması planlanıyor.