"Meral Akşener ortalıyor, Muharrem İnce vole çakıyor, top Mertens'in şutu misali ampul gibi asılıyor"

"Meral Akşener ortalıyor, Muharrem İnce vole çakıyor, top Mertens'in şutu misali ampul gibi asılıyor"

Cumhuriyet gazetesi yazarı Bağış Erten Türkiye'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 27. dönem milletvekili genel seçimi ile Dünya Kupası'nın aynı döneme denk gelmesine yakındı.

"Erdoğan 'Buzdolabı yoktu, ben küçükken tek parti var' diyor, hakem VAR sistemine koşup görüntüden kararı düzeltiyor" diyen Erten, cumhurbaşkanı adaylarını futbol terimleriyle betimleyerek, "Meral Akşener ortalıyor, Muharrem İnce vole çakıyor, top Mertens’in şutu misali ampul gibi asılıyor" ifadelerini kullandı.

İşte Bağış Erten'in Cumhuriyet gazetesinde yer alan yazısı:

"Kafam karışık. Her şey birbirine girdi. Seçimle Dünya Kupası’nı aynı döneme kim denk getirdiyse o versin hesabını. Birine bakınca ötekini görüyorum, birini yorumlarken aklım/dilim yek diğerine kayıyor. Meral Akşener ortalıyor, Muharrem İnce bir vole çakıyor, top Belçikalı Mertens’in şutu misali ampul gibi asılıyor. Erdoğan “Buzdolabı yoktu”, “Ben küçükken tek parti vardı”diyor, hakem VAR sistemine koşup görüntüden kararı düzeltiyor. Yoğun markaj altında olmasına inat Selahattin Demirtaş önüne düşeni doksana çakabiliyor gibi geliyor insana. Ya da Temel Karamollaoğlu, Fas gibi kaybedeceğini bile bile takır takır futbol oynuyor, parmak ısırtıyor.

Sadece böyle benzetmeler de değil. İtalya’ya bakın. Tarih boyunca iktidarla kol kola, faşizmden güç almadılar mı? Ligde şike skandallarıyla sarsılıp sonra aldıkları kupayla üstünü kapamadı mı? Ama işte Allah’ın parmağı yok ki! N’oldu? Kaldılar mı dışarıda? Tam da alır yürürüz derken, müttefik diye Infantino gibi bir İtalyan asıllıyı FIFA’nın tepesine yerleştirmişken erim erim eridiler. Koca İtalyan Hareket Partisi’nin geldiği yere bak! 

Geçmişten dersler bununla da bitmiyor ki! 1994 ve 1998 Almanya’sını hatırlıyorum. Sen git ondan önceki 3 seçimi/kupayı domine et. Sonra bu sefer ikinci tura zor çıkıp, her ikisinde de Balkan kökenli rakipler karşısında fizik kurallarına yenil. Şimdi mânâlı değil mi bu Allah aşkına?

Sandık başı hileleri, aman oy çarpılmasın kaygısındayız ya. 1978 Arjantin işte! Darbe sonrası takım, sandıkta kaybettiğini katakullilerle alırsa ya? Peru’ya 7 atmışlardı, şimdi Nijerya’ya atarlar diye herkesi müşahit olmaya davet ediyorum. Sonuçta Tanrı’nın eli diye koca Maradona bile laikliği alt etmek için hile yapmadı mı?

Arjantin demişken, toprak mümbit. Messi’yi alın mesela. Karizmaları, yetenekleri pek benzemiyor ama kaderleri aynı. Tek adam rejimi işlemiyor işte. Arjantin de olsan işlemiyor. Kurumlar lazım, kurullar lazım, defans lazım orta saha lazım. Hepsi olmadan olmuyor. Güçler ayrılığı olmalı, Messi minareden atıp inip aşağı tutmaya kalkmamalı. Hem Messi de biraz kendini ve çevresini yenilemeli. Kadrosu hep kendine biat edenlerle dolu. Olmuyor. Bak neredeyse elenecekler şimdi. Emekle, dayanışmayla, mücadeleyle gelen İzlanda geçecek onları.

Arjantin örnek olmuyorsa Brezilya örnek olsun. İki kez ev sahipliği yaptılar. Devletin tüm imkânlarını arkalarına aldılar. Medya sabah akşam onları favori gösterdi. O kadar çok bağırdılar ki kafamız şişti. Ama ne oldu 1950’de de, 2014’te de kalakaldılar. Alırız bu seçimi/ kupayı derken 7 yediler yahu!

Ben Belçika’yı dikkatle izliyorum. Başka liglerde/partilerde serpilip canavar gibi takım kurdular. İyi’ler mi, iyiler! Ama iktidara/şampiyonluğa yeter mi? Zor gibi. Gene de ufuk çiziyorlar işte. Hollanda’nın kupada olamamasında da bir ANAP/ DYP’lik var sonuçta. Bundan ders almak şart. O tip liberalizm bitti artık. Köklerini iyi salacaksın.

Afrikalılar bu sefer ne yapar? Hep umut oluyorlar. Ama çeyrek finalden sonra dur diyor büyük güçler. Ama ben bu kupada Meksika’ya daha yakınım. Ne kadar kritik bir rol oynayacak bir bilseniz. Kırmızı - Yeşilliler lider olursa, bir şekilde o barajı geçerlerse, turnuvanın aritmetiği değişecek. Almanya gruptan lider çıkıp kolayca finale yürüyemeyecek, Brezilya’yla eşleşecek ve bir anda güçlülerin işi zorlaşacak. Hem bu herkese de bir ders olacak. Ne kadar büyük duvar örerseniz örün, futbolun gerçekleri barajları yıkacak ve ABD dışarıda kalırken Meksika koşacak. Gerçi gerektiğinde ittifak da yapar o Meksika. Bir sonraki kupada, yani ikinci turda Kuzey Amerika’yla birlikte ev sahibi olacaklar. Koalisyon dediğin böyle olur. Ne güzel değil mi?

Diyeceksiniz ki koca Dünya Kupası’nı kendi dünya görüşüne yontmuşsun. Nalıncı keseri misin? Pardon ama, bugün Türkiye’de medya dediğiniz şey bu değil mi? İşin latifesi uğruna bizden de bu kadarcık olsun artık. Çok sevdiyseniz siz de yapın. Artık, değiştirin kafaları! 

Tamam mı?"