MHP'de Devlet Bahçeli'ye bayrak açarak Genel Başkanlığa aday olan, ancak daha sonra partiden ihraç edilen ve yeni parti kurma hazırlığında olan Meral Akşener, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Yeni partisi hakkında bilgi veren Akşener “Türkiye’de büyük bir sahtekarlık hüküm sürüyor, biz buna son vereceğiz. Ülkemizin milli çıkarlarının öncelendiği bir dış politika izleyeceğiz. Milletimiz bizi sarayla, servetle anmayacak” dedi.
Meral Akşener, önceki akşam İstanbul Avcılar'daki Mira Davet Salonu'nda yaklaşık bir saat Sözcü gazetesinden Özlem Gürses'in sorularını yanıtladı. “Programımızı, Türkiye'yi uçurumun kenarından kurtarma amacıyla yapıyoruz. Yüzde 50'nin seçtiği ama yüzde 100'ü kucaklayacak bir parti olmak için yola çıktık. Milletimiz bizi sarayla, servetle anmayacak. Saraylara değil hizmete talibiz” diyen Akşener iç ve dış politikaya dair de sert değerlendirmeler yaptı. Basın toplantısının ardından kendisini bekleyen teşkilat mensubu bin 500 kişiyle bir araya gelen Akşener, Taha Akyol ve Ataol Behramoğlu'yla yan yana fotoğraf verdi. Akşener'i büyük sevgiyle karşılayan partililer, Ümit Özdağ'ın sözleriyle şöyle slogan attı: “Metal değil Meral yorgunluğudur o…”
İşte Akşener'in değerlendirmeleri:
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'dan sonra en fazla anket yaptıran Türk siyasetçiyim. Toplumun her kesiminden oy aldığımızı görüyoruz. Kadınlardan, işsizlerden, gençlerden, 81 ilin her yerinden oy alıyoruz. Sonuçları söylemiyorum, nazar değer.
Ankara'da 25 Ekim'de partinin ismi, logosu ve kurucular kurulunun tamamını açıklayacağız. Biliyorsunuz, biz çok zor salon buluyoruz, Ankara'da ailemle kaldığım üç ayrı otelden çıkartıldık, bakanlık mensupları arayıp otel yöneticilerine “iş yapamazsınız” dediği için…
Korkunun bulunduğu yerde, korkutan birileri vardır. Şöyle dedikodular var: Bir, bu partiyi kurdurmazlar. İki, Meral Akşener hapsedilir. Üç, etrafındakiler hapsedilir. Ben sayın Erdoğan'ı tanıyorum, kendisi için “bir kadından korktu” dedirtmez. Bu parti kurulur, bana da hiçbir şey olmaz. Bir yıldır şahsıma yönelik çok iftira atıldı, ben de “İddiasını ispatlamayan şerefsizdir” dedim. Sizden özür dileyerek söylüyorum, bir yıldır şerefsiz şerefsiz geziyorlar.
Bir de kraldan çok kralcılar var. Akıllı düşmanınız olacağına ahmak dostlarınız olunca sonuç böyle oluyor. Bence bu dedikodular asıl sayın Erdoğan'a zarar veriyor. Ama öğrenip hiçbir şey yapmaması önemlidir, Batılılar “Not ettim” der, e biz de not ediyoruz tabii…
Türkiye'nin her şehrinde, her köşesinde teşkilat kuruyoruz. Yurtdışında yaşayan kardeşlerimize de çok net bir şey söyleyeyim; dış politikayı iç politikanın öznesi yapmayacağız. Dış politikayı Türkiye'de seçim kazanmak için kullanmayacağız. İkinci olarak, Türk dış politikası cumhuriyet kurulduğundan itibaren büyük bir birikime sahiptir, bir kenara atıldı bu birikim. Varsa yoksa “biz” diyorlar. Biz ülkemizin milli çıkarlarının öncelendiği bir dış politika izleyeceğiz.
21 aydır sokaklarda, esnaf elini sıkarak, meydanlarda, küçük, izbe salonlarda bir şey anlatmaya çalışıyorum. Biz, Türkiye'ye ait bir bayram sofrası getirmek istiyoruz. Ahlat'ta kirasını şahsımın ödeyeceği, bir apartmanın üçüncü katında bir ev kiraladım. Ahlat, Türk tarihinin başlangıcıdır. Farklı kökenlerden pek çok insan orada yaşamaktadır. Partinin açıklamasını yaptıktan sonra 15 gün gideceğim ve Güneydoğu'yu şehir şehir dolaşacağım. Her ilde, sokaklarda insanlarımızı dinleyeceğim. Gideceğim bir kahveye “Arkadaş bana ne anlatırsın ve ne sorarsın” diyeceğim. Buna ihtiyaç olduğunu görüyorum.
Türkiye'de bir büyük sahtekarlık hüküm sürüyor. Temel amacım, siyaseten süregiden bütün bu sahtekarlıklara bir son vermektir. Doğu'da, Güneydoğu'da insanımız iki yumruk arasına sıkışmış kalmış durumda… Bir tarafta AKP, diğer tarafta terör örgütü… Bizim orada üçüncü bir yola ihtiyacımız var. Ben doğru bir şekilde konuşulduğu takdirde, birbirimizi aldatmadığımız takdirde bunun sonuç vereceğini düşünüyorum. O nedenle Ahlat'ta ev kiralıyorum, o nedenle Ahlat'ta her iki bayramın birini geçireceğim.
Ekonomiyle ilgili başından beri sayın Durmuş Yılmaz bizimle beraber ve inanıyorum ki büyük teveccüh görecektir. Onunla birlikte çalışacak çok değerli bir ekonomi takımı da var. Yakında onları da sizlerle tanıştıracağım.
KADIN kollarını kurmayacağız çünkü kadınlar tüm ana alanlarda görev yapacak. Yüzde 30 kadın istedim, erkek arkadaşlarımızı da ikna ettim. Kurucular Kurulu da böyle, partinin tüm kurullarında böyle olacak.
CHP'den de, başka bir siyasi yapıdan da cumhurbaşkanlığı için ‘Bizden aday ol' ya da ‘Ortak aday ol' diye bir teklif gelmedi. Ortak adayın sonuçlarını daha önce gördük, doğru da bulmuyorum. Düzgün bir yarış olmalı ve bu yarışın sonunda kazanan da, kaybeden de sonuca saygı göstermelidir. Herkese söz veriyorum, tek bir oylarının bile zayi olmaması için çalışacağız.
İster grup, ister başka bir şey olsun, eğer cumhurbaşkanlığına aday olursam, 100 bin imzaya müracaat ederek geleceğim. Buradan bunu açık açık söyleyeyim, herkes kendini ayarlasın.
AKP hükümeti sürekli aldatılıyor. Önce Obama aldattı, sonra Putin aldattı. Derken FETÖ'cüler aldattı. Etti 3… Şimdi de Barzani aldatmış. Böyle bir şey olamaz. Demek ki bu sistem aldatılmaya müsait bir sistem. Hele anayasa değişikliğiyle getirilen son sistemde devlet, akıl ortadan kalkar, bir şahsın fikrine hatta gece gördüğü rüyaya göre hayat şekillenir. Ben bu sisteme kesinlikle karşıyım, bir yeni öneride bulunacağız.
Ey Amerika denildi, 11 milyar dolarlık uçak alındı. Ey Merkel, Nazi'sin denildi, bugün ne olacağı belli değil. Bakın, Mesud Barzani Türkiye'deki referandumda ‘Evet' için çalıştı. Sonra ne oldu, bir bayrak asıldı, “Irak anayasasına uygun”.
Şimdi ben iddia ediyorum, Barzani'nin Kuzey Irak referandumuna karşı ne vana kapanır, ne başka bir şey olur. Yumurtalık Ceyhan hattından 600 bin varil Barzani petrolü geçiyor. Bunun taşınmasından alınan ücretler nedir, nerdedir, kimdedir, kime aittir? İki; benzin ve motorin geliyor Katar'dan… O gemilerin taşındığı bir lojistik alan var ve onu taşıyanlar var. Bu Türkiye Cumhuriyeti'nin bir ticari faaliyeti olsa amenna. Ama bu şahısların yaptığı bir ticarettir. Ortada bu tablo varken, yapamayacağınız şeyleri söylemenin bir manası yok. Kararlılık devletler için önemlidir. Yapamayacağınız tehditleri savurmayın, Türkiye iki paralık oluyor sizin yüzünüzden.