Hükümet adına İçişleri Bakanlığı tarafından verilen yanıtta, MİT'in Almanya'daki faaliyetinin "muhaliflere” odaklandığı vurgulanırken, "Geçmiş yıllarda artan oranda Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ve Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi (DHKP-C) gibi sisteme muhalif gruplar MİT'in odağında yer aldı. 2016 yılının yazındaki darbe girişiminden bu yana da MİT vaiz Fethullah Gülen'in hareketine odaklanıyor" görüşüne yer verdi.
Yabancı istihbarat örgütlerinin Alman topraklarında bağımsız faaliyet gösterme yetkisine sahip olmadıklarına vurgu yapan hükümet, Almanya iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın (BfV) bu konuda eyaletlerin iç istihbarat teşkilatlarıyla çalıştığını hatırlattı. Suç teşkil edebilecek faaliyetlere ilişkin başlangıç şüphesi olması halinde adli kovuşturma makamlarının soruşturma başlattığı vurgulandı.
FDP soru önergesinde, herhangi bir Türk istihbarat teşkilatı mensubunun Almanya tarafından istenmeyen kişi (persona non grata) ilan edilip edilmediğini sordu.
Son 10 yılı kapsayan bilgilerin paylaşıldığı yanıtta, Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesinin 9'uncu maddesi ya da Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi'nin 23'üncü maddesine dayanarak, herhangi bir Türk istihbarat teşkilatı mensubunun istenmeyen kişi ilan edilmediği bilgisi verildi.
MİT'in Almanya'da suç teşkil eden eylemlerde bulunup bulunmadığı ilgili soruyu da yanıtlayan hükümet, Federal Başsavcılığın 2008'den bu yana, Türk istihbaratı için casusluk faaliyeti yürütüldüğü şüphesiyle 23 hazırlık soruşturması başlattığı, başsavcılıkta halihazırda devam eden dört soruşturma olduğu bilgisini verdi. Yanıtta ayrıca 10 Kasım 2017'de bir kişinin Hamburg'da Türkiye adına istihbarat faaliyeti yürütmekten iki yıl hapis cezasına çarptırıldığı hatırlatıldı.
Hükümet, milletvekillerinin iki sorusuna, yapılan titiz değerlendirmeler sonrasında "devletin yararı" ve "Almanya'nın menfaatleri" gereği kamuoyuna açık bir şekilde yanıt verilemeyeceğine dikkat çekti.
Gizlilik derecesindeki bu bilgilerin ancak Federal Meclis'teki özel bölümde sadece milletvekilleri tarafından okunabileceğine işaret edildi.
Bu sorulardan ilki, "Federal Hükümet Türk ve Alman istihbarat teşkilatlarının işbirliğini nasıl değerlendiriyor?", ikincisi ise, "MİT'in, 2016 yılındaki darbe girişiminde ne tür bir rol oynağı konusunda federal hükümetin sahip olduğu bilgiler nedir?" oldu.
Hükümet, Almanya'nın çıkar ve güvenliği gereği, istihbarat örgütlerinin çalışma metodları, faaliyetleri ve sahip olduğu bilgilerin, gizli tutulmasını gerektiğini, bunun istihbarat kurumlarının faaliyetlerini etkin bir şekilde sürdürebilmesi için de gerekli olduğunun altını çizdi. Soru önergesine verilen yanıtta, aksi takdirde istihbarat örgütlerinin bilgi edinme çabalarının sekteye uğrayabileceği vurgulandı.
Muhalefetteki FDP soru önergesinde, son dönemde Alman medyasında sıklıkla haber konusu olan, MİT'in Almanya'daki kamu ve güvenlik kurumlarına sızmaya çalıştığı haberlerini de sordu.
Hükümet, yabancı istihbarat örgütlerinin bu tür hedeflerinin olduğuna işaret ederken, "Ancak bugüne kadar Türk istihbaratının girişimleri sonucunda Alman makamlarına sızdığı yönünde bir bulgu yok" bilgisini verdi.
Hükümet ayrıca MİT'in olası sızma girişimleri konusunda iç, dış ve askeri istihbarat, tüm polis birimleri, Alman Göç Dairesi, ve Federal Bilişim Teknolojisi Güvenliği Dairesi çalışanlarının bilinçlendirildiğine işaret etti.
Türk istihbarat teşkilatının kendi ajanları yoluyla Alman iç istihbarat teşkilatına sızmaya çalıştığı yönündeki haberler ve Berlin'in bunu ne zaman fark ederek önlem aldığı ile ilgili sorulara ise hükümet açık yanıt vermekten kaçındı.
Daha önce Sol Parti'nin konuyla ilgili soru önergesine verilen yanıta atıf yapan hükümet, "O zamandan bu yana yeni bulgulara ulaşılmamıştır" bilgisini paylaştı.
Hükümet, Sol Parti'nin soru önergesine verdiği yanıtta da pek çok soruyu gizli yanıtlamakla birlikte, yıllardır iç istihbarat örgütüne sızma girişimleri olduğu yönünde bulgular olduğunu, kimi yabancı istihbarat örgütlerinin iç istihbarat kaynağı edinerek bu yolla gizli bilgilere ulaşma çabası içerisinde olduğunu aktarmış, "Bu hareket tarzı esası itibariyle Türk istihbarat örgütü MİT'i de kapsıyor" tespitini yapmıştı.
Soru önergesinde, "Türk istihbarat teşkilatı ve AfD üyelerinin irtibatı hakkında hükümette ya da istihbarat kurumlarında bilgi var mı?" sorusu da yöneltildi.
İçişleri Bakanlığı ise yazılı yanıtında, bu yönde federal hükümette bilgi olmadığı karşılığını verdi.